Mustafa Angın’ın Bir Çingene İki Ölü isimli romanı Yazardan Direkt Yayınevi’nden çıktı. Angın bu kitapta, kurgu üzerinde oynadığı oyunlarla katmanlı bir hikâye sunuyor ve iç içe geçen hayatların zaman tanımayacağını gösteriyor.
Aynı adlı senaryodan romana uyarlanan Bir Çingene İki Ölü romanı, senaryo ile roman tekniklerini ustalıkla bir araya getiriyor. Senaryosu; 2021 yılında 5. Denizbank İlk Senaryo İlk Film yarışmasında 180 başvuru içinde finale kalan eserler arasında yer alıyor. Eserde zaman, mekân, karakterler ve olaylar yer yer öne çıkıp yer yer geri çekiliyor ve sahneyi bir başka unsura bırakıyor. Bu da okura çok katmanlı bir okuma sağlıyor ve dikkatini dağıtmamasını talep ediyor. Bir başka deyişle Angın, hikâye ile tekniği, büyük bir uyum içinde vermeyi başarıyor.
“Ezilen halkların, yok edilen göçebelerin, Çingenelerin, Zapataların, Dicle ve Fırat nehrine adını veren ulusların tek mermilik sesi var. İşte bu yüzden bu sahne, son sahnemizdir. Çünkü̈ hatasını, hatasıyla paylaşan sahne ancak seyirlik sahnedir.”
İç İçe Geçen Yazma ve Okuma Eylemleri
1954 yılında doğan Mustafa Angın öykü, senaryo ve roman yazarıdır. Gençliğinin bir kısmı 12 Eylül darbe rejimi ile geçiş; Samsun, Amasya ve Bartın cezaevlerinde yatmıştır. Sanat ve Hayat, Emeğin Serüveni gibi dergilerde kırkı aşkın öyküsü yayımlanır. İlk romanı Duvar, felsefi bir bilim kurgudur. Yazardan Direkt Yayınevi’nden çıkan Bir Çingene İki Ölü ise 1941 Nazi zulmünü, Sinti Çingenleri üzerinden anlatan bir yazarın yolculuğudur. Yazar ve senarist Mahmut, geçmiş ile şimdi arasında bocalarken onunla iletişime giren herkesi de bilerek bu bocalamaya dahil eder.
Angın, romanın temeline Nazi zulmü altındaki Sinti Çingenelerini koyarken insani pek çok konuya değiniyor ve var olmanın amacını sorguluyor. Karakterlerin geçirdikleri dönüşüm, zaman akışının iç içe geçmiş yapısı ve olayların şaşırtıcı seyriyle okurlara nitelikli bir roman sunuyor. Üstkurmaca tekniğini de içeren Bir Çingene İki Ölü, eserin yazılma ve okunma sürecini bir arada takip edebilmemizi sağlıyor. Okurun aklında bıraktığı en büyük sorulardan biri de bu: Elimizdeki kitabın yazarı Mustafa Angın mı yoksa senarist Mahmut mu?