GÜNCEL
Giriş Tarihi : 21-07-2024 21:10   Güncelleme : 21-07-2024 21:10

VALİ PEHLİVAN, KKTC BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK GÜNÜ KUTLAMA YEMEĞİNE KATILDI

Mersin ValisiAli Hamza Pehlivan, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıldönümü, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Barış ve Özgürlük Günü kutlama programları kapsamında düzenlenen kutlama yemeği programına katıldı.

VALİ PEHLİVAN, KKTC BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK GÜNÜ  KUTLAMA YEMEĞİNE KATILDI

Kutlama yemeğine KKTC Mersin Başkonsolosu Zalihe Mendeli ve Eşi, Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Eşi Yıldız Pehlivan, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve Eşi Meral Seçer, CHP Mersin Milletvekilleri Hasan Ufuk Çakır, Talat Dinçer, Gülcan Kış İl protokol üyeleri ve eşleri, Kıbrıs Türk Kültür Derneği yönetim kurulu üyeleri, Şehit aileleri, Gaziler ve aileleri katıldı.

Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin katkılarıyla düzenlenen yemek programında aziz Şehitler ve ebediyete irtihal etmiş Gaziler için Kur’an-ı Kerim Tilavetinin akabinde dualar edildi.

 

Programda bir konuşma gerçekleştiren Vali Pehlivan; “Bugün Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümü. Bu vesileyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin barış ve özgürlük gününü kutluyorum. Hayırlara, iyiliklere ve güzelliklere vesile olmasını diliyorum.

 

Çok anlamlı bir günü icra ediyoruz. 50 yıl öncesini konuşuyoruz. Hepimiz biliyoruz ki bu 50 yıl öncesinin de öncesinde yüzyıllara uzanan bir tarihi gerçeklik var. Kıbrıs bir Türk yurdudur. Kıbrıs'ta Türk milletinin varlığı yeni değildir. Bugüne ait değildir. Kıbrıs 1571 yılında fethedilmiş ve milletimiz o günlerden itibaren orada bir medeniyet inşa etmiştir. Elbette ki dünyadaki tarihsel gelişmeler, değişiklikler sonrasında özellikle 1900’lü yılların başlarında başlayan süreç 50’li, 60’lı yıllar. Orada bizim yani, Türk milletinin varlığını hazmedemeyen ve adayı terk etmemizi isteyen anlayış ve bu anlayışın arkasında kümelenmiş olan bir yapı ile karşı karşıya kalmışız. Özellikle de 1950’li yıllarda yoğunlaşan, 60’lı yıllarda yoğunlaşan ve artık katlanılamayacak bir boyuta ulaşan zulüm, baskı, şiddet orada bir müdahaleyi gerekli kılmıştır.

Orada soydaşlarımız bu eziyet, bu mezalim altında iken bizim Türkiye Cumhuriyeti olarak, ana vatan olarak rahat etmemiz mümkün olmamıştır. Garantör bir devlet olarak, Türkiye Cumhuriyeti olarak orada o zamanki sayın başbakanımız, kabinemiz, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz böyle bir müdahale planı içerisinde olmuş ve 1974 yılında Barış Harekatı'nı gerçekleştirmiş. Öncesinde çok tarihi dönüm noktaları var. Özellikle de 15 Temmuz 1974’teki darbe girişimi ise bardağı taşıran son damla olmuştur. Bakınız tarihe dikkatinizi çekiyoruz. Geçtiğimiz günlerde Kıbrıs Barış Harekatı'yla ilgili değerlendirmeler yaparken Sayın Başkonsolosumuz dedi ki aradan geçen yıllar içerisinde Türkiye'de de bir 15 Temmuz tarihinde bir darbe girişimi oldu. Tıpkı Kıbrıs'ta bize yaptıkları, yaşatmaya çalıştıkları gibi Türkiye Cumhuriyeti'ne de benzer bir darbe ve darbe görünümlü bir işgal girişimi aslında teşebbüsü söz konusu oldu. Demek ki su uyuyor ama düşman uyumuyor. O yüzden oyunlarda devletimizin almış olduğu karar ve bu karar neticesinde havadan adeta yağmur gibi denizden adeta dalga dalga kuvvetlerimiz, kahramanlarımız Kıbrıs'a intikal ettiler. Yoğun meşakkatli bir mücadele neticesinde adından da anlaşılacağı gibi oraya barışı getirdiler. Barışın tesis edilmesini sağladılar ve bugünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin temelini attılar. O gün o topraklara gidip gazi olan 37 binin üzerinde kahramanımız var. 498 Şehidimiz var. Bunların 17’si Mersin'den gidip Şehit olan ecdadımız, büyüklerimiz. Geçtiğimiz hafta o kahraman gazilerimizi temsilen Cumhurbaşkanlığımızın himayesinde Millî Savunma Bakanlığımız, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Mersin Limanı'ndan gazilerimizi hep birlikte Kıbrıs'a uğradık. Ve onların sözlerine tanık olunca sözlerini, söylediklerini dinleyince gözlerindeki yaşı görünce biz de en az onlar kadar duygulandık ve gururlandık. Ve şunu düşündük. Tarihte gururla hatırlayacağımız çok zaferlerimiz var. Çok başarılarımız var. Bunlar içerisinde Kıbrıs Barış Harekâtı da müstesna bir yer tutuyor. Gazilerimizi gördüğümüzde Şehit ailelerimizi gördüğümüzde adeta o günleri yeniden yaşıyoruz ve şunu biliyoruz bizim milletimiz evet tarihte bu kadar çok başarıları elde etmiş, zaferler elde etmiş ama ‘İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşatsın’ anlayışıyla hareket etmiş. Kimsenin durup dururken varlığına, birliğine göz dikmemiş. Ama şunu da hep ifade etmeye çalışıyoruz. Evet devlet ve millet olarak cemal yüzümüz var ama bir de celal yüzümüz var. Biz kimsenin toprağında, birliğinde, beraberliğinde, devletinde, milletinde, bayrağında, gözümüz yokken, eğer onların gözü var ise ve bunları katleden yaklaşımlar içerisindelerse işte o zaman yürek gücüyle bilek gücümüz birleşiyor. Bu zaferler ortaya çıkıyor. Tıpkı Kurtuluş Savaşı yıllarında Gazi Mustafa Kemal önderliğinde çıktığımız o istiklal mücadelesi yolu gibi. Yine o günlerde de bizim üzerimize adeta yedi düvel halinde gelmişlerdir. Ama birbirimizden güç alarak milletimiz kenetlendi ve Kurtuluş Savaşı kazanıldı. Atatürk tarafından cumhuriyet ilan edildi. O günlerden bugünlere geldik. Arada evet Kıbrıs gibi çok önemli bir harekâtı da gerçekleştirdik. Şimdi bugün bu yaşanan ve başarıyla neticelenen tarihi gerçekliği ifade ederken bir yandan da geleceğe yönelik de temennilerimizi, dileklerimizi ortaya koyuyoruz.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türk devletleri topluluğunda misafir üye olarak iştirak etmeye başladı. Dileğimiz odur ki bir gün başta Türk cumhuriyetlerinin kabulüyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımasıyla o tür organizasyonlara ve uluslararası diğer örgütlerin yapıların içine de üye olarak bir gün gelecektir. İnanıyoruz ki bugünleri hep birlikte göreceğiz ve o günlerin de gururunu hep birlikte yaşayacağız.

 

Biz Mersin olarak bugün bu törenlerimizi yaparken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde de Sayın Cumhurbaşkanımız ve Türk heyetinin teşrifleriyle çok güzel etkinlikler, kutlamalar yapılıyor. Çok güzel mesajlar veriliyor. Özetle şu söyleniyor:

 

’Kıbrıs bizim canımız,

Kıbrıs bizim gözümüz,

Kıbrıs bizim gözümüzün nuru,

Kıbrıs bizim göz bebeğimiz.’

 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti et ve tırnak gibi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da iş birliğini, beraberliğini pekiştirecek ve yarınlara yönelik işte bu tanıma süreçleriyle ilgili adımları inşallah birlikte atacak. Egemen iki ayrı devlet olarak biz o günleri de hep beraber inşallah göreceğiz diyorum. Bu duygularla ben de az önce arzuveda eden sayın başkonsolosumuza Mersin'imizde ve ülkemizde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni temsilen vermiş oldukları hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Özellikle son 2 yılında birlikte mesaimiz oldu. Hem kurumlarla olan iletişiminde hem burada bulunan Şehit ailelerimiz olsun, gazilerimiz olsun, sivil toplum teşkilatlarımız olsun, meslek olsun toplumumuzun her kesimiyle yakın iş birliği ve diyalog içerisinde çok güzel bir temsil görevi ifa ettiler, kendilerinden sonra geleceklere de çok örnek çalışmalar başarılı çalışmalar ortaya koydular. Bizler kendisinden memnunuz, müteşekkiriz. Ailesiyle birlikte burada bu temsil görevini en iyi şekilde yerine getirdiler. İnşallah bundan sonra üstlenecekleri görevlerinde de başarılar diliyorum. Kıbrıs'la Mersin'in özel bir bağ olduğunu hep ifade ediyoruz. Hem ülkemizde ama özelinde ve Mersin'de çok müstesna bir bağ var. Bu bağın daha da kuvvetlenmesi konusunda Sayın Başkonsolosumuz ve ekibinin de çok önemli güzel katkıları oldu. Kendilerine bir kere daha teşekkür ediyor, yeni görevlerinde başarılar diliyorum. Bu duygularla o harekata katılıp aziz Şehitlerimizi saygıyla, rahmetle anıyorum. Gazilerimize, ebediyete intikal edenlere Allah'tan rahmet, hayatta olanlara sağlık, afiyet ve uzun ömürler diliyorum. Daha nice 50 yıllar, 100 yıllar, 5 yüz yıllar bu güzel günlerimizi kutlamanın nasip olmasını Allah'tan diliyor, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. ”ifadelerini kullandı.

 

Programda, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Mersin Başkonsolosu Zalihe Mendeli de birer konuşma gerçekleştirdi.

 

Programa; Mersin Milletvekilleri Hasan Ufuk Çakır, Talat Dinçer, Gülcan Kış İl protokol üyeleri ve eşleri, Kıbrıs Türk Kültür Derneği yönetim kurulu üyeleri, Şehit aileleri, Gaziler ve aileleri katıldı.

EditörEditör