GÜNDEM
Giriş Tarihi : 22-09-2022 20:36   Güncelleme : 22-09-2022 20:36

Çelik, Devlet Kaşıkla Verdiğini Kepçeyle Geri Almasın!

Eğitim-Bir-Sen Mersin 1 No’lu Şube Başkanı Abdulla Çelik, Özgür Çocuk Parkı'nda düzenledikleri basın açıklamasında taleplerini dile getirdi.

Çelik, Devlet Kaşıkla Verdiğini Kepçeyle Geri Almasın!

Eğitim-Bir-Sen Mersin 1 No’lu Şube Başkanı Abdulla Çelik basın açıklamasında;

"Devlet kaşıkla verdiğini kepçeyle geri almasın!

Sınav Dayatmasına Hayır!

2022-2023 eğitim-öğretim yılı, hayat şartlarının zorlaştığı, alım gücünün düştüğü, eğitim-öğretim masraflarının arttığı, iyileştirmelere ve yeni gelişmelere rağmen istenilen seviyeye gelinemediği bir zeminde, sorunların gölgesinde başlamıştır.

Bu sorunların en önemlisi; yıllarca mücadelesini verdiğimiz; eylem, söylem ve araştırmalar ile mutlaka olmalı dediğimiz Öğretmenlik Meslek Kanunu’dur. Kanun büyük beklentiyle ortaya çıkmış olsa da içeriği, kapsamı ve çerçevesiyle dar kalmış, beklentinden uzak şekilde hayata geçirilmiştir. Paydaşların görüşleri, önerileri ve beklentiyi karşılama adına teklifleri dikkate alınmayarak, adı meslek kanunu olsa da içeriği mesleğin öneminden çok uzakta kalmıştır.

 

Kanun, yeni tartışmalara zemin hazırlayarak; 2006 yılından bu tarafa tekrarı yapılmayan kariyer sistemini de tartışmaya açmış, 16 yıl sonra ilk defa yapılacak olması dikkate alınmayarak ve 16 yıllık mağduriyet hiç sayılarak sınav dayatması yeni mağduriyetlere kapı aralamıştır.

 

5 ve 6. Dönem Toplu sözleşmelerde masaya taşıdığımız, “Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarında, eğitim-öğretim hizmetleri sınıfına dâhil kadrolarda bulunanlardan en az 8 yıl süreyle fiilen öğretmenlik yapmış olanlara uzman öğretmenler; en az 4 yıl süreyle fiilen uzman öğretmenlik yapmış olanlara ise başöğretmenler için öngörülen özel hizmet tazminatı ödenir” teklifi uyarınca, 8 yılını dolduran öğretmenlere uzman öğretmen, 12 yılını tamamlayanlara da başöğretmen unvanı verilmelidir. Bu çerçevede, toplu sözleşme teklifimiz esas olmalı, sınav tartışması da son bulmalıdır.

 

Öğretmenlik ihtisas mesleğidir. Geleceğimiz olan çocuklarımızı emanet ettiğimiz her öğretmenimiz uzmandır. Öğretmenlerimizin öğrenci statüsüne sokularak mesleki kariyerinin sınav dayatmasıyla belirlenmesi yönteminden yol yakınken dönülmeli, toplu sözleşme teklifimiz esas alınmalıdır.

 

Yine meslek kanunu içerisinde ısrarla olmasını istediğimiz, eylem, söylem ve tüm platformlarda dile getirdiğimiz eğitimciye şiddeti önleme yasası; her yıl yüzlerce eğitimciye uygulanan şiddet, darp ve hatta şehit edilmesine kadar varan üzücü olaylar yaşanmasına rağmen meslek kanunu içerisinde yer almaması, bakanlığın bu konuda vurdumduymazlığı eğitimin en büyük sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

 

Devlet kaşıkla verdiğini vergi dilimi kepçesiyle geri almamalıdır

 

Devletin, gelir vergisinde hem matrah oyunu hem de ücretlilerin maaşlarından daha fazla gelir vergisi tahsil etme huyu artık değişmelidir.

Gelir grubuna göre farklı matrahla ilişkilendirilen kamu görevlilerinde gelir vergisi yüzde 27 ve yüzde 35’lere kadar çıkabiliyor. Matrah artış oranlarının yeniden değerleme oranından daha düşük tutulması, yüzde 15 ve yüzde 20’lik vergi dilimlerinin matrahlarının yüzde 27 ve yüzde 35’lik vergi dilimlerine göre daha düşük tutularak dar gelirli memurdan daha fazla vergi alınması kabul edilebilir bir şey değildir.

Artık ücretlilerin vergilendirilmesine yönelik kapsamlı bir yasal düzenlemenin zamanı gelmiş de geçmektedir. Çünkü düşük matrah, yüksek vergi dilimi uygulaması böyle devam ederse, ilerleyen zamanda kamu görevlilerinin istisnasız tamamı yılın ikinci ayında yüzde 20’lik, üçüncü ya da dördüncü ayında ise yüzde 27”lik vergi dilimine tabi olacaklardır.

 

Finans ve sermaye kesimine bol keseden destek, kamu görevlilerine ise gelir vergisiyle köstek olan bu yaklaşım terk edilmeli, memurun maaşını küçülten, yükünü büyüten düşük matrah oyununa son verilmeli, vergi dilimi en fazla yüzde 15’te sabitlenmelidir.

 

 

GİHS, THS ve YHS ve diğer hizmet sınıflarına tabi eğitim çalışanlarının hakları iyileştirilmelidir

Eğitimin kalitesi için ter döken memur ve hizmetli çalışanlarımızın özlük hakları iyileştirilmelidir. Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarında genel idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı, yardımcı hizmetler sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında çalışanların eğitim-öğretim hizmetinin aksamadan etkin şekilde yürütülmesi için emek harcadığı gerçeği görülmelidir. Öğretim yılına hazırlık ödeneği, öğretmenlerle birlikte eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde emek sarf eden Millî Eğitim Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında görevli tüm hizmet sınıflarındaki eğitim çalışanlarına da ödenmelidir.

Ek gösterge artışındaki eksiklikler giderilmelidir

Ek gösterge artışına ilişkin düzenleme, verilen sözlerin hayata geçirilmesini ve kamu personelinin haklı beklentilerinin karşılanmasını sağlamış ise de aynı zamanda adil olmayan sonuçlar üretmiştir. Ek gösterge artışına ilişkin düzenlemedeki eksik kalan hususlar giderilmelidir. Bu bağlamda, yönetici sınıfında yer alan şefler ile teknik hizmetler sınıfındaki teknikerlerin gösterge rakamları da 3600’e çıkarılmalı; ek gösterge rakamı 3600’ün altında olan bütün kamu görevlilerinin tazminat yansıtma oranları artırılmalıdır.

Banka Promosyonları Güncellenmelidir

Değişen şartlar göz önüne alınarak banka promosyon sözleşmeleri güncellenmelidir

Kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar arasında, ekonomik veriler ve hedefler dikkate alınarak promosyon anlaşması yapılmakta ve kamu görevlilerine ek mali imkân sağlanmaktadır. Salgın süreciyle başlayan küresel krizin yansıması olarak ekonomide yaşanan dalgalanmalar ve yüksek enflasyon rakamları, kamu görevlileri adına bankalara yatırılan paraların hacmini de artırmıştır. Buna rağmen, geçmiş dönemde yapılan anlaşmalar gereği kamu görevlilerine verilen promosyon ödemeleri düşük kalmıştır. Bu çerçevede, yeni yapılan anlaşmalar kapsamındaki promosyon ödemeleri ile geçmiş dönem promosyon ödemeleri arasında uçurum oluştuğu gerçeği görülmeli, promosyon ödemelerinin kamu görevlilerinin emek ve ücretlerinden kaynaklanan bir hak olduğu unutulmamalıdır.

Promosyonlar günün şartlarına göre revize edilmeli ya da iptal edilerek ivedi olarak yeniden ihale süreci başlatılmalıdır.

Tekrarlıyoruz;

*** Her öğretmen uzmandır, sınavla kariyer dayatmasından vazgeçilmeli, 8 yıl öğretmenlik yapmış olanlar uzman, 4 yıl uzman öğretmen olarak görev yapanlar başöğretmen sayılmalıdır.

*** Sınav dayatmasından vazgeçilmeli, gündemden çıkartılmalı, eğitimciye şiddeti önleme yasası gündeme alınmalıdır.

*** Memurun maaşını küçülten, yükünü büyüten düşük matrah oyununa son verilmeli, vergi dilimi en fazla yüzde 15’te sabitlenmelidir.

**** Eğitim öğretime hazırlık ödeneği enflasyon kaynaklı ekonomik göstergeler göz önüne alınarak artırılmalı ve eğitim çalışanlarının tamamına ödenmelidir.

**** Eğitim öğretim sınıfı dışından kalan eğitim çalışanlarımızın ek gösterge artışı ve tazminat yansıtma oranları yeniden ele alınmalıdır.

**** Banka promosyonları günün şartlarına göre revize edilmeli ya da yapılan ihaleler iptal edilerek, yeniden ihale süreçleri başlatılmalıdır.

Biz, Eğitim-Bir-Sen olarak, Türkiye’nin daha müreffeh olma yolundaki uzun vadeli hedeflerine eğitimcilerin beklentilerinin yerine getirilmesiyle ve sorunlarını aşmış bir eğitim sistemiyle erişebileceğine inandığımızı bir kez daha ifade ediyor katılımlarınızdan dolayı hepinize çok teşekkür ediyoruz." ifadelerinde bulundu.

MERSİN KENT HABER

Salih Abidin PalaSalih Abidin Pala