Aylardan beri bizi arıyorlardı. Bazen bir şoför, bazen tır veya kamyon sahibi, bazen de komisyoncu. “Yahu niye gelmiyorsunuz” diye yakınırlardı. Nihayet gittik. Mersin Akdeniz ilçesi sınırları arasında bulunan devasa “Mersin Nakliyeciler Sitesi”ne. Nakliyeciler Derneği başkanı Mehmet Bozkurt, yöneticileri, şoförler, araç sahipleri ve komisyoncular meydanda toplanmışlardı. Hepsine mikrofon uzattık hepsi de dertliydi, dertlerini anlatmak için birbirleriyle adeta yarış ediyorlardı.
Mehmet Bozkurt Nakliyeciler Derneği Başkanı “25 yıldır bu siteyi kullanıyoruz. 25 yıldır buraya bir çivi çakılmamıştır. Biz Büyükşehir Belediyesinin kiracılarıyız. Belediye başkanı ve MTSO yöneticileriyle görüşmeler yaptık. Umarım daha modern bir siteye kavuşuruz”
Aziz Akbaş firma sahibi: “Sigorta, yedek parça, mazot, devletin her yıl getirdiği ve sisteme uymayan uygulamalar, özellikle de dijital Tagograf bizim için büyük sorun oluşturuyor”
Serkan Uçar, şoför: “Otobanlardan geçerken kesilen paralar, kaskolar yüksek, borçlarımız taksitlendirilmeli”
Kenan Karabulut, şoför:“Eskiden kamyonum vardı devrettim. Şimdi şoför olarak çalışıyorum ancak yine de kurtulamadım geçim sıkıntısı yaşıyorum”
Tarık Akbudak: “Dijital Tagograf sorunu çözülmeli”
Mahfuz Ülken, firma sahibi: “ İstenilen birçok belge gereksiz ve bürokratik. Sürücünün ehliyeti var bu her şeye yeter olmalı”
Ramazan Rüzgar, şoför: “Arabam kaza yaptı, 11 bin ceza geldi. Ben bunu nasıl ödeyeceğim?”
Kadir Güler, şoför: “Yollara çok eskiden yazılmış tabelalar var. Üzerinde 50 yazıyor. Yani 50 km. den fazla hız yapma diyor. Bu eski tabelalar değişmeli. 70 le gittin mi cezayı kesiyorlar. Ayrıca biz hep sağ şeritten gidiyoruz. Sağ şeritlerin bakımı yapılmalı”
DİJİTAL TAGOGRAF NE DEMEKTİR
Aslında tır veya kamyonların bir nevi karakutusudur. Trafik ihlallerini tespit eder. Bir kamyon kaç km. gitti, ne kadar mola verdi, ne kadar dinlendi. Bunları tespit eder. İhlal edenler cezalandırılır ve jet sürüş önlenir. Jet sürüş hiç molla vermeden taşınan yükün varış noktasına istenilen saatte gitmesidir. Hâlbuki mevzuat bir araç en fazla 4 saat yol aldıktan sonra en az 45 dakika molla vermeli diyor. Ancak bu birçok sürücü için işkencedir. Çünkü özellikle sebze ve meyve yükleyen araçlara firma benim malımı 12 saatte bu noktaya götüreceksin diyor. O zaman sürücünün hiç molla vermeden, hiç dinlenmeden istenilen noktaya varması gerekiyor. Tabi ki dijital tagograf bunu tespit ediyor ve cezalar yağıyor.
ÇÖZÜM NE?
Çözümü hem firma sahibi hem şoförlük yapan Aziz Akbaş anlatıyor:
1-Taban fiyat uygulaması hayata geçirilmelidir.
2- Faturalamada haksız rekabetin önüne geçilmesi için önlem alınmalı ve sıkı bir şekilde denetlenmelidir.
3- Yedek parça, mazot ve diğer giderler normale dönmelidir.
4- Zorunlu trafik sigortasının kapsamı genişletilmeli, esnaf kaskoya yönelmekten vaz geçirilmelidir.
5- Dijital takograf uygulaması yeniden yapılandırılmalı, bazı ağır şartlar hem sürücünün, hem malı gönderen firmanın, hem de nakliye firmalarının önceliği dikkate alınarak düzenlenmelidir. Biz bunu Bakanımızdan ve devletimizden istiyoruz.
Yusuf Çelik
