DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Prof. Dr. Kamuran Elbeyoğlu
Prof. Dr. Kamuran Elbeyoğlu
Giriş Tarihi : 13-05-2020 17:44

KORONA KRİZİNDE YEŞEREN SOSYAL EKONOMİ

Reel Sokaklardan Sanal Sokakların Sonsuzluğuna

Günümüz insanının elinde artık sadece reel sokaklar değil, sanal sokaklar da sonsuz etkileşim olanakları ve biçimleri sunmaktadır. Dolayısıyla evimiz bir anda sosyal medya araçları ile dünyaya açılan kapımız ve bağlantı noktamız haline gelebilir. Evde izole olmak yerine evde geçirdiği zamanı üyesi olduğu sanal siteler aracılığıyla verimli ve üretken geçiren ve diğerleriyle bağlantısını koparmayan kişiler çaresizlik yerine dayanışma ve umut geliştireceklerdir. Sanal sokakların engin maviliklerinde umuda yolculuk yeni sosyal yaşam alanı olarak günlük hayatta yerini almış bulunmaktadır.

Fiziki İzolasyon Ama Sosyal İletişim

Korona virüsünden korunmanın yolu, insanlarla görüşmeyi, konuşmayı, iletişimde bulunmayı tamamen kesmek, yani sosyal mesafe koymak değil, iletişimde bulunurken fiziksel mesafeyi koruyarak, yani belli bir uzaklıkta durarak dikkatli iletişim kurmaktır. 

EntelAktif Katılım ve Dayanışma

Entelaktif sözcüğü akıllı, zeki, düşünsel gibi anlamlara gelen entelektüel ve aktif terimlerinin birleşiminden oluşmuştur ve düşünmeden, sorgulamadan her söyleneni kabul edip, pasif bir şekilde sorumluluk yüklenmeden takip etmek ve tabi olmak yerine, etkileşime aktif bir şekilde katılmayı, sorumluluk almayı ve çözüm üretici bir şekilde olaylara yaklaşmayı ifade eden bir sözcüktür. Entelaktif yaşam tarazını içselleştiren biri reel veya sanal olsun her etkileşim ortamında içinde bulunduğu durumdan şikâyet etmek, çaresizliğini dile getirmek, kendisinin elinden bir şey gelmediği fikrine saplanmak yerine, ne yapılabilir, içinde bulunduğumuz durumda en akılcı ve işlevsel strateji ne olabilir diye düşünür. 

Dünyadan birçok örneklerini gördüğümüz gibi insanlar sadece sosyal medya üzerinden dayanışma kurmakla kalmamakta, balkondan balkona şarkılar söyleyerek, alkış yaparak ve daha bin bir yaratıcı yolla dayanışma göstermektedirler. Dayanışma psikolojisi insana umut aşılar. 

Umut; İhtimali Olan Bir Şeyin İmkânı Olduğuna da İnanmaktır

Çılgınca üzerimize gelmekte olan yoğun bilgi, haber akışı karşısında evlerine kapanan ve olan biteni izlemeye çalışan milyonlarca kişinin zihninde düşünme, anlama, odaklanma ve akıl yürütme becerilerinde ciddi zafiyete sebep olup korku ve çaresizlik duyguları yaratırken, olaylara entelaktif katılım dayanışma ve umut psikolojisi aşılar ve pekiştirir. Dayanışmacı bir tavır karşımızdaki insanların durumunu anlamayı, onların da sorumluluğunu almayı ve empati kurmayı beraberinde getirir. 

EntelAktif Sosyal Sorumluluk Sosyal Dayanışmayı Üretir

Ancak bu sorumluluk yalnız insanlara karşı değil aynı zamanda doğaya karşı sorumluluğu da içerir. 100 yılda bir karşılaşılabilecek bu pandeminin karşısında bu kadar çaresiz kalınmasının altında kültürel, sosyal, siyasal ve ekonomik tüm küresel araçların başarısız yönetilmesi, yani artık işlevsel bir strateji sunamaması yatmaktadır. Tablo bu stratejinin formülünü ve süreçleri özetlemektedir.

Yoksulun ve Doğanın Mağduriyeti Toplumu Çaresizliğe Mahkûm Eder. 

Bugün yaşanan korona krizi kapitalist sistemin insan yaşamını ve tüm gezegeni bir metaa dönüştürdüğünün tüm çıplaklığıyla farkına varılmasını sağlamıştır. Çevre tahribatının aşırı boyutlara ulaşmasıyla birlikte yükselen yeni ekolojik bilinç, insanın doğayı kontrol altına alma hırsına ve kapitalist dünya görüşü ile bağlantılı tutum ve değerler sonucu doğayı sömüren yıkıcı ve savurgan uygulamalara karşıdır. Buna karşın doğa ile uyum içinde bir yaşam tarzına geçmek anlamına gelen doğa-merkezciliği hayatın her noktasında etkili olacak bütüncül bir yaklaşım olarak sunmaktadır.  

Sosyal Dayanışma ve Aktif Katılımcılık Sosyal Ekonomiyi Besler

Sosyal dayanışmacılık “imkânı olan versin, ihtiyacı olan alsın” tarzında hem Türkiye’de hem de dünyada görülen uygulamaların ötesinde bir anlam da içermektedir. Sosyal dayanışma aslında kaynakların eşit ya da adil bir şekilde paylaşılmasını içerir. Korona salgını çok net bir şekilde bireyci, sadece kendi çıkarını gözeten bir yaklaşımın değil, kamucu, diğerinin var kalımını ve sağlığını gözeten bir yaklaşımın hayat kurtaran bir strateji olduğunu göstermiş bulunmaktadır. Hatta, yalnızca insanın iyiliğini değil, ama aynı şekilde insan dışı şeylerin de iyiliğini gözetmek, yani kendinde ereklerin kabulünü insan dünyasının ötesine doğru yaymak ve bu özeni ortak iyilik kavramıyla bütünleştirmenin gerekliliği de hiç olmadığı kadar önem kazanmış bulunmaktadır. Korona sonrası dünyada bir sosyal ekonomi sistemine dayanan, doğada yaşamın, insanlar da dahil olmak üzere, işbirliği, karşılıklı özen ve sevgi aracılığıyla korunduğunu görebilen yeni bir kozmolojik ve yeni bir antropolojik yaklaşım kurtuluş formülü olacaktır. 

Ekonomi literatürü krizle birlikte eskisinden daha çok kapitalizmin iflasını ve başarısızlıklarını konuşmaya ve yazmaya başlamış bulunuyor. 2008 krizinde kapitalizmin sonunun geldiğine dair Marx’a yapılan atıflara benzer şekilde şimdi de sosyalizm, hatta Zizek’in yazılarında ifade ettiği gibi yeni komünizm beklentileri tavan yapmış durumda. Kapitalizm bu krizden de yine bir şekilde milyarderlerine milyarderler katarak çıkacaktır, ama kapitalizmin bağrında yeşeren işçi, üretici ve tüketici kooperatifleri, dayanışma ağları gibi birbirinden farklı ve benzer boyutlu sosyalleşmeler sosyal ekonomiye evrimleşme yolunda ilerlediğimizin işaretleridir.

Prof. Dr. Kamuran ELBEYOĞLU

elbeyoglukamuran@gmail.com

Yol Durumu
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA