SİYASET
Giriş Tarihi : 05-05-2023 18:15   Güncelleme : 06-05-2023 06:24

KILIÇDAROĞLU TÜRKİYE’YE HUZURU KARDEŞLİĞİ BEREKETİ GETİRECEĞİZ

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin'de düzenlenen mitingde "Türkiye güzel bir ülke ve bu güzel ülkede hepimiz doyasıya yaşayacağız. Bugün aynı zamanda Hıdırellez, baharın gelişini bize müjdeliyor. Ben de size baharı vadettim" dedi.

KILIÇDAROĞLU TÜRKİYE’YE HUZURU KARDEŞLİĞİ BEREKETİ GETİRECEĞİZ

Mersin'de  yıkılan Tevfik Sırrı Gür Stadı mting alanında Mersinlilere seslenen Genelbaşkan Kılıçdaroğlu,

“Türkiye'ye huzuru, bereketi ve kardeşliği getireceğiz”

Miting alanında Mersinlilere “Değişime hazır mısın?” diye sorarak konuşmasına başlayan Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Birlikte değiştireceğiz, birleşe birleşe değiştireceğiz. Bir otoriter yönetimi, demokratik yollarla göndereceğiz ve Türkiye'ye huzuru, bereketi ve kardeşliği getireceğiz. Türkiye güzel bir ülke ve bu güzel ülkede hepimiz doyasıya yaşayacağız. Bugün aynı zamanda Hıdırellez, baharın gelişini bize müjdeliyor. Ben de size baharı vadettim,‘Güzel baharlar gelecek’ diye. Emin olun bu ülkeye güzel baharları getireceğiz, beraber getireceğiz, birlikte getireceğiz. Birlikte mücadele edeceğiz, birlikte sandığa gideceğiz, birlikte oy vereceğiz ve sonra sevincimizi bütün dünya ile paylaşacağız. ‘Evet, biz ülkemize baharı getirdik, demokrasiyi getirdik’ diye haykıracağız. Bütün dünya bunu duyacak” dedi.

“Çiftçiyi toprakla barıştıracağız”

Miting alanında seyircilerden birinin açtığı ‘Tarım Kredi Kooperatiflerine üyeliği olan çiftçiler, üyelik tarihinden itibaren sigortalı sayılsın’ yazılı dövize hitaben konuşan Kılıçdaroğlu, “O basit. Çiftçinin, Tarım Kredi Kooperatiflerine veya bankalara olan borçlarının faizlerini sileceğiz” diye konuştu. Çiftçiyi toprakla barıştıracaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Çiftçi üretecek herkes kazanacak. Çiftçi üretecek Türkiye kazanacak. Çiftçi üretecek, her evde huzur ve bereket olacak. Çiftçi üretecek artık buğdayı, muzu, çileği, nohudu, arpayı dışarıdan almayacağız. Canlı hayvanı, eti dışarıdan almayacağız. Her şeyi kendimiz üreteceğiz, kendimiz tüketeceğiz. Artanı da ihraç edeceğiz. Herkesin kazandığı bir Türkiye, bizim Türkiye’miz. Dolayısıyla birlikte mücadele edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

“Türkiye'nin kaderini gençler değiştirecek”

Türkiye’nin önünde çok büyük bir fırsat olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gençlerin ilk kez kullandıkları oyla, otoriter bir yönetimi göndereceklerini kaydetti. 5 milyon 300 bin gencin ilk kez sandığa gideceğini ve Türkiye'nin kaderini değiştireceğini belirten Kılıçdaroğlu, gençlere seslenerek, “Demokrasiden, özgürlüklerden, alın terinden, üretimden, herkesin kazandığı bir Türkiye'den yana var mısınız? Gençler! Herkesin kazandığı bir Türkiye'den yana olmak, herkesin huzur içinde yaşamasını sağlamak sizin elinizde. 5 milyon 300 bin genç gidecek ve otoriter bir yönetimi değiştirecek. Bu ülke size teşekkür edecek, ama dünya siyaset tarihçileri şunu yazacaklar; ‘Türkiye'de otoriter bir yönetim vardı, gençler sandığa gittiler ve demokratik yollarla bir otoriter yönetimi değiştirdiler.’ Siz o zaman hep beraber sadece Türkiye için değil, dünya gençliği için de örnek olacaksınız” diye konuştu.

“Tüm Türkiye’nin Mersinlilere minnet borcu var”

Mersinlilerin deprem sonrası depremzedeleri kucakladığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, tüm Türkiye’nin Mersinlilere minnet borcu olduğunu belirterek, “350 bin depremzedeyi kucakladınız, onların dertleriyle dertlendiniz, onların sorunlarını çözmek için oturdunuz çaba harcadınız. Dolayısıyla sadece ben değil, sadece Türkiye değil, aslında dünyaya önemli bir dayanışma örneği de verdiniz. 350 bin kişi geldi, burada sizlerle beraber yaşadı ve siz onların sorunlarını çözmek için onları kucakladınız ve sorunlarının çözülmesine katkıda bulundunuz” dedi. Depremzedelere verdiği sözü yineleyen Kılıçdaroğlu, evleri, dükkânları, ahırları yıkılan bütün depremzedelerin evlerini, iş yerlerini ve ahırlarını yapacağını ve 5 kuruş para almayacağını söyledi.

“Onlar beşli çetelere, Bay Kemal vatandaşa, işçiye, çiftçiye, esnafa çalışacak”

Emeklilere verdiği sözü yineleyen Kılıçdaroğlu, “Önümüzde Kurban Bayramı var. Gideceksiniz, Kurban Bayramı'nda 15 bin lira paranın hesabınıza yattığını göreceksiniz. Ananızın ak sütü gibi çekeceksiniz ve torunlarınızla beraber huzur içinde o parayı harcayacaksınız” dedi.

Verdiği sözlere karşın iktidarın, ‘Parayı nereden bulacaksın?’ sözlerine cevap veren Kılıçdaroğlu, “Bay Kemal tam 27.5 yıl devlette çalıştı. Maliye Bakanlığı’nda 27.5 yıl bütçe nasıl yapılır, tasarruf nasıl yapılır, paralar nerelere harcanır, planlaması nasıl olur? Bütün hayatım bununla geçti. Buradaki tercih şudur: Bütçeyi kim yapar? Siyasi otorite yapar. Siyasi otorite, paranın beşli çeteye verilmesini öngörüyorsa para oraya gider. Emekçiye, işçiye, esnafa verilmesini öngörüyorsa o para oraya gider. Onlar beşli çetelere, Bay Kemal vatandaşa, işçiye, çiftçiye, esnafa çalışacak” diye konuştu.

“3-5 yerden aylık alanların, aldıkları haksız paraların tamamını keseceğiz”

Ülkede ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı bir dilin hâkim kılındığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Artık komşu komşunun kimliğini, inancını sorgulamaya başladı. Her birimiz sinir küpüne dönmeye başladık. Buradan çıkmamız lazım. Buradan çıkacağız. Herkesin kimliği Bay Kemal'in başının üstüne,

herkesin inancı Bay Kemal’in başının üstüne. Herkese saygı duyacağım. Eğer beni seçerseniz, bir evde çocuk aç mı, okula giderken karnı doyuyor mu, evde huzur var mı, işsizler varsa işsizlerin işi gücü var mı? Benim görevim o ve onlarla uğraşacağım. Bunlar başka işlerle uğraşıyorlar. Sarayda oturuyorlar, halktan koptular. Sarayda 3-5 yerden aylık alanlar var. Dünyanın parasını kazananlar, köşeyi dönenler var” ifadelerine yer verdi. Mersinlilerin huzurunda 3-5 yerden aylık alanların ,aldıkları haksız paraları keseceğinin sözünü veren Kılıçdaroğlu, herkesin ne kadar çalışıyorsa o kadar aylığı olacağını ve birden fazla yerden maaş alma dönemini bitireceklerini vurguladı.

“Hiçbir ailenin geliri asgari ücretin altında olmayacak”

Ekonomik krizin yarattığı buhranı en çok annelerin hissettiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, ekonomik krize karşı çözüm önerilerini paylaşarak, “Evinizde, mutfaklarda sıkıntıları görüyorsunuz. Pazara çıktığınız zaman, aldığınız aylığın pazar masrafını bile karşılamadığını görüyorsunuz. Her ailenin asgari bir gelir güvencesinin olması lazım 21. yüzyıl Türkiye'sinde. Eğer bir aile yoksulsa, aslında 85 milyon insan yoksul demektir. Dolayısıyla herkesin karnının doyduğu bir Türkiye güzel bir Türkiye'dir. Aile destekleri sigortasını getireceğiz. Hiçbir ailenin geliri asgari ücretin altında olmayacak” dedi.

Son zamanlarda gittikçe derinleşen sorunlardan olan okula aç giden çocuklar ile ilgili hayata geçirecekleri uygulamaları aktaran Kılıçdaroğlu, beslenme çantası uygulamasına da son vereceklerini kaydederek, “Çocuk okula gidecek, arkadaşlarıyla beraber sütünü içecek, yemeğini yiyecek, karnı tok evine dönecek. Böylece anne ‘Acaba beslenme çantasına ne koyayım’ diye asla düşünmeyecek. Böylece anneler çocuklarınızı huzur içerisinde okula gönderebileceksiniz. Onlar okulda beslenecekler” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu’ndan öğretmenlere müjde: “Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmenin ataması yapılacak”

Köy okullarını yeniden açacaklarının ve Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmenin atamasının yapılacağı müjdesini de veren Kılıçdaroğlu; hakkı, hukuku ve adaleti sağlayacağını söyledi. Köylerde, eksik olan hangi unsur varsa bunu tamamlayacağını belirten Kılıçdaroğlu, “Köylerde sadece imam olmayacak, sadece öğretmen olmayacak. Aynı zamanda tarım yapılıyorsa ziraat mühendisi, ziraat teknisyeni olacak. Eğer hayvancılık yapılıyorsa veteriner hekim olacak. Dolayısıyla kırsalda imamı, öğretmeni, ziraat mühendisi, ziraat teknisyeni, veterineri hepsi olacak. Öğretmenin aylığını nasıl devlet ödüyorsa, bunların da aylıklarını devlet ödeyecek. Çiftçi hangi gübreyi atmalı, toprak analizlerine bakılacak, verim en güzel şekilde nasıl alınacak? Bunların tamamı yapılacak. Bu söylediğim kişiler üreticilerin emrinde olacak ve onların talebini yerine getirecek” dedi.

“Mersin'i bölgenin en güçlü kentlerinden birisi haline getireceğiz”

Mersin'i bölgenin en güçlü kentlerinden birisi haline getireceklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, Orta Anadolu'nun bütün sanayi kentlerini demiryollarıyla Mersin ve İskenderun’a bağlayacaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, bu sayede sanayicilerin demiryolu ile Mersin veya İskenderun limanlarına geldiği zaman ek bir ücret ödemeyeceğini belirterek, “Böylece önümüzdeki beş yıl içerisinde burada yaklaşık 850 bin yeni istihdam alanı yaratacağız. Beş yıl içinde İstanbul nüfusu yaklaşık 2.5 milyon azalacak. Bu bölge özel ekonomi bölgesi olacak, bölge ile ilgili özel yasa çıkacak. Akdeniz Havzası Türkiye'nin ürettiği en güçlü havza haline gelecek. Türkiye'nin ürettiği, kazandığı en güçlü merkez haline gelecek” ifadelerine yer verdi.

Yavaş: “Seçime girerken biraz milliyetçilik, birazcık da muhafazakarlık sosuna ihtiyaçları oluyor”

Sözlerine “Mersin’e bahar gelmiş” diyerek başlayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ise, 2019 yılında seçime giderken uğradıkları iftiraları anlattı. Yavaş, “Şimdi de benzer sözleri duyuyoruz. Seçime girerken mutlaka biraz milliyetçilik, biraz da muhafazakarlık sosuna ihtiyaçları oluyor. 3-5 maaşlar, torpilli insanlar, lüks villalar, lüks hayatlar ve bir sürü iddialar; bunların konuşulmasını istemiyorlar. Bunun için de yine aynı iftiraları atıyorlar” dedi.

“Mevsimlik milliyetçilik, mevsimlik muhafazakarlık yapıyorlar”

İktidar partisinin şampanya eleştirisine, eski bakanın uçakta çekilen şampanyalı fotoğrafı ile atıfta bulunan Yavaş, “Maalesef hiç samimi değiller. Buna benzer yüzlerce olay anlatırız. Mevsimlik milliyetçilik, mevsimlik muhafazakarlık yapıyorlar. İktidara ‘Biz zenginleşmeyeceğiz, halk zenginleşecek’ diyerek geldiler. Ben diyorum ki, şimdi bu aileler 21 yıl önceki fotoğraflarını çıkarsınlar. Nerede oturduklarını, ne yediklerini, ne içtiklerini, ne giydiklerini bir hatırlasınlar” ifadelerini kullandı.

“Devleti kendi mülkleri sanıyorlar artık”

İktidar partisinin, kamunun kaynaklarını kendi menfaatleri ve propagandaları için kullandığına değinen Yavaş, “Gelirken öyle güzel, süslü laflar söylediler ki… Şimdi görüyorsunuz devletin bütün imkanları emrinde. Devleti kendi mülkleri sanıyorlar artık. Propagandaya özel uçaklarla gidiyorlar, devletin bütün kurumlarını kendi menfaatleri için kullanıyorlar. Adaleti de unuttular. Bir yandan İmralı’ya heyet gönderip, karşı tarafı teröristlikle suçluyorlar. Yani tuşlara hep aynı anda basıyorlar, ama aynı görüşleri savunan HÜDA PAR’ı el üstünde tutuyorlar” diye belirtti.

Yavaş, kendilerine gayri milli yakıştırması yapanlara da yanıt vererek, “Ben diyorum ki millilik böyle lafla olmuyor. Oğlunuzun olduğu iddia edilen Hollanda’daki serveti getirin Türkiye’ye. Bakın Merkez Bankası’nın dövize ihtiyacı var. Kim milli, kim gayri milli mutlaka oradan belli olur” dedi.

‘Siz’ gideceksiniz her şey çok daha güzel olacak”

Başkan Yavaş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun son zamanlarda LGBT konusunda yaptığı değerlendirmeler üzerine, Türkiye’de devletin kimsenin cinsel yönelimine karışamayacağını söyledi. Yavaş, “Bugüne kadar ne Silahlı Kuvvetler bu kadar siyasete alet edildi, ne camiler, ne de okullar. En son ben dedim ki; ‘Bakın şimdi gemileri SİHA’ları gösterip yayınlıyorlar ya, 15’inden sonra bunlar yerine gidecek, görev alanına dönecek. Siz açlıkla, borçla, gerçekle karşı karşıya kalacaksınız. Bunların konuşulmasını istemedikleri için, sürekli sanki harp var gibi bunları gösteriyorlar’ dedim. Bunu da kesip kırptı troller. Soylu da buna alet oldu. Biz İHA’dan, SİHA’dan rahatsız olmayız kardeşim. Sen kendine bak önce kendine. Devletin malı değil gibi, siyasete alet ediyorsunuz. Biz buna karşı çıkıyoruz. Yoksa devletin milli politikaları değişmez” dedi.

“Bunlar hep iyi şeyleri kendi çocukları için istiyorlar”

Başkan Yavaş, gencinden yaşlısına herkesin ülkede huzur ve refah içinde yaşamak istediğini söyleyerek, “Gençler özgürlük istiyor. Cep telefonu isteyen çocuk azarlanıyor. Bunlar hep iyi şeyleri kendi çocukları için istiyorlar artık. Fakirlik var, açlık var diyene ‘şükret’ diyorlar, ama kendileri de doymak bilmiyor maalesef. Bize tatlı dilli insanlar lazım. Bugüne kadar Sayın Genel Başkanımızın bir tek kötü sözünü duymadık. Cumhur İttifakı’na oy vereceklere de tek kelime etmiyor. Onlar gibi olmayacağız, herkesi kucaklayacağız. Sevgili Mersinliler! Millet İttifakı belediyelerinde nasıl bereket, huzur hakim olduysa, inşallah 14 Mayıs’ta da 1. turda Sayın Genel Başkanımızı 13. Cumhurbaşkanı olarak seçeceğiz. Kızılay’da karşılayıp Çankaya’ya kadar yürüteceğiz ve Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğuna oturtacağız. Artık ülkemize de bereket, huzur ve inşallah 85 milyon için bahar gelecek” ifadelerine yer verdi.

 

Konuşmaların ardından Başkan Vahap Seçer ve eşi Meral Seçer, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Mansur Yavaş ve eşi Nursel Yavaş, CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Milletvekilleri, Millet İttifakı İl Başkanları, İlçe Belediye Başkanları ve Millet İttifakı Mersin Milletvekili Adayları sahneye çıkarak Mersinlileri selamladılar.

Daha sonra eski Tevfik Sırrı Gür Stadı yanındaki Miting Alanı’na geçen Kılıçdaroğlu, Seçer ve Yavaş’ı, alanı dolduran on binlerce vatandaş coşku ile karşıladı. Mitingde sahneye ilk olarak Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer çıktı. Eşi Meral Seçer ile Mersinlileri selamladıktan sonra kısa bir konuşma yapan Başkan Seçer’e, Mersinliler yoğun sevgi gösterisinde bulundu.

“Azimliyiz, kudretliyiz, çalışıyoruz. İktidarı istiyoruz”

Miting alanındaki coşkulu kalabalığa seslenen Başkan Seçer, “İki değerli konuğumuz var; 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhurbaşkanı Yardımcımız Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş. Hoş geldiniz, şeref verdiniz güzel Mersin’imize. Sayın Cumhurbaşkanım çok heyecanlıyız” dedi. 14 Mayıs'ta iktidar olmak için durmadan çalıştıklarını belirten Seçer, “Azimliyiz, kudretliyiz, çalışıyoruz. İktidarı istiyoruz. Onun için heyecanlıyız. Ben belediye başkanıyım, ben de isterim ki benim Cumhurbaşkanım Mersin'in hakkını versin. Sadece önümüzdeki günlerdeki hakkını değil, geriden gelen birikmiş hakkını da alacağız. Sana söz Mersinli hemşerim” diye konuştu.

“Sizlere söz, iktidarımızda Mersin hakkını alacak”

Mevcut iktidarın Mersin’i unuttuğunu söyleyen Seçer, “10 ilde deprem oldu, Elazığ da ilave edildi ve 11 il afet bölgesi ilan edildi. 6 il de depremden zarar gören iller kategorisinde destek kapsamına alındı. Mersin alındı mı? Havaalanı bitmedi, iki ileri bir geri. Çeşmeli Taşucu otoyolu yapılmadı, iki ileri bir geri. Pamukluk barajı bitmedi. Tarsus’a gidemiyoruz trafik sıkışıklığından, D-400 karayolunu yapamadılar. Gençlere Metro yapıyoruz, engellediler. Sizlere söz, iktidarımızda, Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iktidarında Mersin hakkını alacak” ifadelerini kullandı.

4 yıl boyunca gece gündüz demeden çalıştıklarını ve Mersin’e baharı getirdiklerini vurgulayan Seçer, “Uyku bize haram oldu. Yoksulumuzla, garibimizle, gurebamızla beraber olduk. Acılarını, mutluluklarını paylaştık, köylümün yolunu yaptık, üretimi destekledik. Bunları bir başımıza yaptık. Mersinlimize olan sevgimizle, inancımızla yaptık” dedi.

“15 Mayıs sabahı huzurlu bir Türkiye'de uyanacağız”     

Görevde olduğu 4 yıl boyunca yaptığı hizmetler sayesinde, sokaklarda başı dik olarak gezebildiğini ifade eden Başkan Seçer, “4 yıldır sizinle bir kardeş gibi, bir ağabey gibi dertlendim, sizlere hizmet ettim. Alnımın akıyla, başım dik sokaklarda gezen bir başkanım. Sizlere hizmet etmekten gurur duyuyorum. Her haneden bir isteğim var. Bugüne kadar partime oy vermeyen, bana oy vermeyen, başka partilere oy veren benim insanım, hemşehrim; eğer bizden memnunsanız, her haneden 13. Cumhurbaşkanım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na oy istiyorum. Adalete susamış Mersinliler, her haneden, 15 Mayıs sabahı huzurlu bir Türkiye'de uyanmak isteyen herkesten, bu iktidarın karşısında olan partilere oylarınızı istiyorum. İktidarı istiyoruz iktidarı. 15 Mayıs sabahı huzurlu bir Türkiye'de uyanmak üzere sevgiyle kalın, dostça kalın, hoşça kalın” ifadelerine yer verdi.

 

 

 

EditörEditör