Mersin Cemevi'nde düzenlenen etkinliğe CHP Parti Meclis Üyesi Yıldırım Kaya ,Mersin Cemevi Başkanı Pir Hasan Kılavuz,ÇukurovaSİFED Başkanı Ali Doğan,Demokratik Kitle Örgütü ve Siyasi Parti Temsilcileri katıldı.
Mersin Cemevi İnanç Kurulu Başkanı Erdoğan Sevin Dede’nin okuduğu Gülbengin ardından katliamda hakka yürüyen canların anısına bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Ardından Kazım Baran Dede bir deyiş okudu.
Mersin Cemevi Başkanı Pir Hasan Kılavuz yaptığı açılış konuşmasında ‘Bitmeyen acının adı Maraş’tır. 39 yıl önce görülmemiş bir barbarlıkla başta Yörükselim mahallesinde ve şehrin diğer bölgelerinde şehit edilen bütün canların aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum ve aziz ruhları şad olsun. AKP iktidarı dahil, hiçbir hükümet Maraş Katliamı ile yüzleşmeye yanaşmadı. Yakın tarihimize baktığımızda, yaşadığımız topraklarda inanç ve yaşam tarzlarından ötürü, bir siyaset tarzı olarak onlarca Alevi katliamı yaşanmıştır. Devlet bütün bu katliamlarla yüzleşmekten hep kaçtı.
Alevi Pir’leri buyurmuşlar, nerede zülüm ve yıkım varsa, nerede acı ve gözyaşı varsa, ister meydanlarda, ister zindanlarda orası Kerbela’dır.
Bu ülkede katliam yapanlar; devamlı devletin koruması ve gözetimi altında tutularak korunmuşlardır. Faşist katillerin suçlarının her daim üzeri örtülmüş ve gizlenmiştir. Hatta belge ve kanıtlar ortadan kaldırılmıştır.‘ diye konuştu.
Pir Hasan Kılavuz ‘Katliamla birlikte Maraş, Alevisizleştirilmiştir ve bu kent el değişmiştir. 39 yıldır kentte; bir anma yapmamak, onları başarılı kılmıştır. Katliam mağdurlarının birçoğu, bugüne kadar yakınlarının mezar yerlerini tespit edememiştir. Bu topraklarda acıyı bal eğleyen pirlerimiz, yaşayan halklar arasında birlikteliği yeğlemiştir. Mazlum halklara, inançlara, kültürlere saygılı bir düzenin sistemin gelmesini dilemişlerdir. Halklar arasında kuşku ve güvensizliğin son bulması, kin, öfke ve nefretin sevgiye dönüşmesini bu güzelim topraklarda yaşayan tüm halkların ve inançların, birbirlerinin haklarına saygılı kardeşçe, el ele, barış içinde birlikte olmalarını yüce haktan niyaz ederim.’ diye konuştu.
Konuk konuşmacı CHP Parti Meclis Üyesi Yıldırım Kaya ‘Aleviler çocuklarına; kin gütmeyi değil, hep barışı, sevgiyi kardeşliği öğretti. Maraş Katliamının birinci yılında ben öğretmendim. Öğretmenler olarak grev kararı aldık. Grev yaptığımızdan dolayı ilk önce sürgün edildik sonra da ceza evine gönderildik. Bizim tek suçumuz vardı kin ve nefrete hayır diyorduk. Barış ve kardeşliği istiyorduk. Bu katliam doğrudan faşist katliamdır. Faşist katliamları ortadan kaldırmanın tek yolu demokrasiden geçer. Bu acıyı 39 yıl yüreğimizde yaşadık. Maraş katliamı bir kurguydu. Tıpkı Yavuz Sultan Selim’in kurgusu gibi. Canlarımızın Pir Sultan Abdal’dan aldığı öğreti bu kurguyu bozmuştur. Alevilerin insan sevgisi bu kurguları bozmuştur. Gelecek günlerde bu kurgular yine sahnelenecektir. Alevileri Cemevlerinde bölmeye çalıştılar. Alevileri Hacı Bektaş-ı Veli Dergahında bölmeye çalıştılar. Ama onların unuttukları bir şey var. Bin yıllık geleneğe canları pahasına sahip çıktılar. Biz Maraş’ı Mahzuni’lerle biliyoruz. Şimdi ise Maraş’ı katliamlarla anıyoruz. Maraş’a kinimiz ve nefretimiz yoktur. 39 yıl önce tezgahlanan oyun bugün Terolar köyünde yapılmaktadır.’ diye konuşmasını tamamladı.
Maraş katliamı tanıklarından Birgül Kaya ise konuşmasında ‘Maraş Katliamı Şehitleri önünde konuşmak benim için oldukça zor. Buradaki bulunan resimlerden biri de babama ait. Diğerleri ise tanıdıklarım. Maraş’ta yapılanları vahşet kelimesi bile karşılamıyor. Maraş’ta Kerbalayı yaşadık. Ben yaşanan bu vahşete şahit oldum. Yıllarca bu travmayla baş etmek için savaştım. En ufak bir olay beni tekrar yaşadığım günlere götürüyor. Ben o zaman 14 yaşındaydım. Ne oldu da bir gün içerisinde her şey değişti. Bir gün önce evimize gelip su içenler ertesi gün baltalarla silahlarla ne kadar savaş gereci varsa hepsini kullanarak katliam yaptı. Babamın katiliyle sürekli savaş veriyorum ve her gece neden diye soruyorum ama cevabı yok.’ diye konuştu.
Konuk konuşmacı Prof. Dr. Mustafa Kalay ‘Maraş katliamı vahşettir; çünkü görmeyen gözler oyulmuştur. Yaşlıların, kadınların bebeklerin hançerle katledildiği bir katliamdır. Maraş katliamında önemli olan bu katliamcı anlayışın sorgulanmasıdır. Katliamcı anlayışı besleyen karanlık süreci sorgulamaktır. Yüzeysel tartışmalarla geçiştirilmiştir. Bizim talebimiz katliam sürecini ayrıntılı bir şekilde araştırılmasıdır.
HDP Milletvekilinin Maraş Katliamı ile ilgili Türkiye Büyük Meclisine verdiği soruşturma önerisi Meclis Başkanlığı tarafından ret edildi. Soruşturma önerisinin reddinin nedeni ise katliam kelimesinin yersiz bulunmuştur. Yapılan bu katliamları olay olarak tanımlamamızı istiyorlar. Türkiye Büyük Meclis Başkanı şunu demek istiyor. Ey Aleviler 1978 yılında size yapılanların ne olduğunu hala anlamış değiliz. Dolasıyla biz bunu olay olarak nitelendirmek istiyoruz. Olay kavramı ne olduğunu bilmediğiniz durumlar için geçerlidir. Maraş’ta yapılanlar olay değil katliamdır.
En kapsamlı saldırılar Kara Maraş mahallesinde oldu. Bizler de kullanılmayan havalimanına doğru kitleler halinde can havliyle gittik. Havalimanına vardığımızda iki tane askeri araç ve başlarında bir astsubay vardı. Sürekli telsiz konuşmaları yapılıyordu. Bizler can havliyle onlara sığındık. Astsubay bizlere dedi ki, bizden uzaklaşın yoksa sizin yüzünüzden bizi de öldürecekler.’ diye konuşmasını sonlandırdı.
Konuşmaların ardından Mustafa ve Onur Talipoğlu’nun seslendirdiği deyişlerle Mersin Cemevi Gençlik Kolları Semah döndü.
Serdar Gül ve Batuhan Boz’unda seslendirdiği deyişlerle anma programımız son buldu.
MERSİN KENT HABER
