İsyan ediyorum!
Milli Eğitim Bakanının müfredatta (planlanmış eğitim programında) yapmaya çalıştığı değişikliklere itiraz ediyorum.
İtirazla yetinmiyorum, isyan ediyorum!
Benim bir gencim, ABD’de ilk canlı hücrenin oluşumunu keşfediyor, bilim ödülü alıyor, burada, sevgili yurdumda, canım ülkemde MİLLİ Eğitim bakanı, eğitim programından (müfredattan) Evrim teorisini çıkarttırıp yerine İslami yaradılış teorisini koyduruyor.
Benim bir gencim, bir saniyede 300.000.000 hücreyi tarayıp içindeki kanserli hücreyi teşhis eden mekanizmayı icat ediyor; burada, sevgili yurdumda, canım ülkemde MİLLİ Eğitim bakanı, eğitim programından (müfredattan) Evrim teorisini çıkarttırıp yerine İslami yaradılış teorisini koyduruyor.
Daha niceleri var.
Pekiyi Beyler, Bayanlar siz ne yapıyorsunuz, ne yapmak istiyorsunuz?
Arıyor, soruyor musunuz aklın önceliği, bilim nerede?
Semavi dinlerin tarihi taş çatlasa üç- beş bin yıllık bir insanlık gelişimini anlatabilir bize. İbrahimî dinlerden öncesini izah edemezsiniz yaradılış teorisi ile.
Yapmaya çalıştığınız müfredat (Eğitim programı) değişikliği ile tarikatlara, tekkelere, dinî cemaatlere mürit, sufi yetiştirmekten öteye gidemezsiniz. Bu öğretim programı ile milletimiz, bilimsel ilerlemeler ve teknolojik icatlar karşısında cahil ve yetersiz kalmaktan öteye gidemez. (Eminim ki siz de bunu istiyorsunuz: Millet cahil kalsın siz onları kolayca yönetip, malı götürmek istiyorsunuz.)
Ey aydınlar, bu gidişe isyan etmeyenleri milletimizin geleceğine ihanetle suçluyorum.
Akla, bilime, laikliğe, Atatürk’ün , “Ben, manevî miras olarak hiçbir nass-ı katı'*, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım, bilim ve akıldır.” sözlerine erişip de bu bakanın yapmak istediklerine, yani, milletimizi orta çağ karanlığına itmek istemesine karşı çıkmayanları, bu duruma isyan etmeyenleri affedemiyorum.
Onların bu tavrına da isyan ediyorum.
Ey Anadolu Halkı, bilime, çağdaş gelişime inanan, iş içinde öğrenme ve üretme anlayışında insanlar yetiştirme hedefinden (Köy Enstitülerinden) tarikatlara, dini cemaatlere mürit, sufi, kul yetiştirmeye geldik.
Ey ulusumun aydınları, yarı aydınları, farkında mısınız ülke nereden nereye geldi?
Köy Enstitülerinden dindar ve kindar nesiller yetiştirmeye gelmek anlaşılabilir bir geriye gidiş değildir, bunu anlayamıyor olmanızı anlayamıyorum.
Bu tavırsızlığa isyan ediyorum.
Bütün yurttaşlarıma diyorum ki endişe etmeyin, elbette insanlık tarihinde geriye gidişler olmuştur; ama insanlık daima ileri gitmiştir. Bu günleri aşacağız, yeniden bilime, akla, ölçümlü düşünmeye, eleştirel düşünmeye, karşılaştırmaya, araştırmaya dayalı eğitime ve böyle yetiştirilmiş insanlar tarafından yönetilmeye ulaşacağız; yeter ki siz, bilimin yol göstericiliğini anlamaktan ve kabul etmekten vazgeçmeyin. Gücünüzün yettiğince isyanıma katılın.
A.Ümit Aloğlu
28.04.20024, Kuzucubelen