2022 HEY HEY

Mehmet Babacan

30-12-2022 08:38

Nereye dostum?

     Bakıyorum sessiz- sedasız çekip gidiyorsun, hırsız gibi. 

     Ya da komşunun camını kırmış çocuk gibi.

     Gerçi gibisi de fazla ya.

     Hem hırsızlığın var; hem yaramazlığın. 

     Yoo, diklenme öyle! Açıklarım bak. 

     Yüzüne vurmak istemiyordum, ama zorladın beni. Demek ki hem kel, hem fodulsun...

     Şu bir yıl gibi kısacık sürede, ömrümün paha biçilmez bir parçasını alıp götürmedin mi?

     Ya umduklarım ne oldu? Ne verebildin bana? Aldıkların verdiklerinden çok be!

     Avucunu yumup yumruğunu yalayan pinti gibi, kös kös gidiyorsun şimdi de. 

     Eğer utandığın için gidiyorsan utanmak da bir erdemdir. 

     Öyleyse yeni geleni uyar da, senin yaptığın hataları yapmamaya özen göstersin. 

     Sizin sistemi bilmiyorum. Belki bir zaman sonra yeniden dönüp geleceksin. Ne bileyim? Gelsen de sanırım biz göremeyiz. Görenler olur elbet. Kıyamete daha çok var. 

     Oysa umutlarımızı yeterince gerçekleştiremediğin için, duyduğun mahcupluğu anlayışla karşılıyoruz biz. 

     Hepsini verebilsen elbette iyi olurdu da, neyleyim bizim umutlarımız sınırsızdır. 

     Üzülmene gerek yok. Belki gücün o kadarına yetti. Belki enkaz devralmıştın. 

     Belki de ipini çeken birileri vardı. Kim bilir? 

     Yani, o kadar da insafsız değiliz biz. 

     Üstelik öyle alışmıştık ki sana akraba gibi olmuştuk. 

     Zaten insanoğlu alıştığı şeylerden kolay vazgeçemeyen bir varlıkmış. 

     O yüzden, bizim “ Devrim” naralarımızın bile en az yarısı tutuculuktan sancılıymış. 

     Ben açık sözlü bir adamım. Bazen başımdan büyük laflar da ederim. 

     Ama seni yerden yere vurmak değildir amacım. Hoş gör beni. İçimi döküyorum sadece. 

     Zaten hangi işgüzar matematikçi yapmışsa, sizi tespih taneleri gibi ipe dizip bir aile oluşturmuş. 

     Demek ki gelecek olan 2023 de sizin aileden biri. Oğlun mudur, kızın mıdır? Ya da yeğenlerinden biri midir; yoksa başka bir varis m? Bilemem. 

     Her kimse, yarın bir sürü tantana ile gelecek; seni bir kenara itip zaman tahtına teklifsizce oturuverecek. 

     Biraz üzüleceksin, ama kızma. Biz bu tantanayı yeni gelenler için hep yaparız. Yağ çekme huyumuzdan gelir bu. Sen geldiğinde de yapmıştık anımsamıyor musun? 

     Yoklukları, yoksullukları unutarak kıyasıya göbek atıp, felekten bir gün çaldığımızı sanmıştık ya. Felekten yaptığımız hırsızlık bize kaça mal oldu bilmem de, iki kez sarhoş oluşumuz hep  aklımda. 

     O yüzden, yılbaşı lafını her duyduğumda lades tutuşmuşum gibi “Aklımda” deyiveririm.

     Hiç kuşkun olmasın, 2023’e de yağ çekeceğiz biz. 

     İlk akşamdan tatlı bir heyecan saracak yüreğimizi. Aklımızı birazcık geriye iterek, coşkulu siparişler vereceğiz. 

     Cicili- bicili piyango biletlerinden önünü- somunu seçe seçe alıp, kalbimizin üstüne yerleştireceğiz. Desene, kuyruğumuz gene tava sapı olacak. İki kadehten sonra da dansöz beklemek yerine, şükür kanal çok.     

     O yüzden sana “ Gitme, kal” diyemiyorum. “ Gitmek mi zor, kalmak mı?” deme sakın. Yüreğim yufkadır benim. 

     Zaten duygusallığımla aptallığım durmadan yarışır da, sonunda hep aptallığım kazanır gibi gelir bana. 

     Gördüğün gibi biz bu tantanayı yeni gelenler için yapıyoruz. 

     Ya, gidenler için yapsak daha mı iyi olurdu? 

     Ardından teneke çalınan memur gibi olmaz mıydın? Şükret haline uslu uslu git. 

     Bizi, 2023’e gammazlamak gibi bir hataya da düşme. 

     Gerçi gammazlasan da yaranamazsın. 

     Nasıl olsa “ Enkaz devraldım” diyecektir yeni gelen. 

     Biz öğrendik bu yolları. Sen bu dünyada bir yıl yaşadın. Oysa biz epeyce yıl devirdik.

 ( Pışşık)

      Bak arkadaşım, son sözüm şu: Seninle, iyi- kötü, acı- tatlı, 12 ay geçirdik. İyileri anı defterine kaydedip, kötülerin üstüne bir çizgi çekmek yakışır bize. 

     Ardımızdan kötü söz söyletmeyelim. 

     Bilirsin eski ayları kesip yıldız yaparlarmış. Belki yılları da doğrayıp ay, gün, saat, dakika gibi bir şeyler yapıyorlardır. 

     Belki de zaman müzesinin uygun bir rafında, gerine gerine, uyuklayacaksın. Kim bilir?

   Allah taksiratını affetsin…

 

     ZAMAN

     Dolu-dizgin giden bir at mı zaman

     Umuda polenli kanat mı zaman

 

     Zıtların yemişi ölüme yenik

     Girdabına düşmüş inat mı zaman

 

     Yarınlardan düne bitimsiz akış

     Kıldan kurduğumuz Sırat mı zaman

 

     Kırk yerden bıçaklı erimsiz aşka

     Yoksun avuçlarda vuslat mı zaman

 

     Mevsim katarında yolcunun hüznü

     Kırılan sırçada imdat mı zaman

 

    Dolu- dizgin giden bir at mı zaman

     Umutla çırpınan kanat mı zaman

Mehmet BABACAN

DİĞER YAZILARI 23 NİSAN ULUSAL BAĞIMSIZLIK VE ÇOCUK BAYRAMI 01-01-1970 03:00 17 NİSAN KÖY ENSTİTÜLERİ GERÇEĞİ 01-01-1970 03:00 BEN BİR EKONOMİSTİM 01-01-1970 03:00 ÖZGÖREN KÜTÜPHANESİ 01-01-1970 03:00 YAŞAMDAN DERS ÇIKARMAK 01-01-1970 03:00 PSİKOLOJİK SAVAŞ 01-01-1970 03:00 VURMA ABALIYA 01-01-1970 03:00 Sevginin Billurlaşmasıdır Ağlamak 01-01-1970 03:00 ÇOK UZAKLARDA KALDI ÇOCUKLUĞUM 01-01-1970 03:00 CHP İKİNCİ YÜZ YIL VİZYONU 01-01-1970 03:00 TURİST ÇEKMENİN YOLU 01-01-1970 03:00 DÜZİÇİ KÖY ENSTİTÜSÜ'NDEN ADANA'DA 19 MAYIS 01-01-1970 03:00 KÖY ENSTİTÜLERİNİN KURUCUSU TONGUÇ BABA GİRDİ RÜYAMA BUGÜN 01-01-1970 03:00 MALTA’DA SÜT NASIL SATILIR? 01-01-1970 03:00 ÇOCUKLUĞUMDA ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNİ ANMA ETKİNLİĞİ 01-01-1970 03:00 BAŞBAKAN ECEVİT İLE BİR ŞAFAK VAKTİ 01-01-1970 03:00 PİPET MUCİDİ BENİM 01-01-1970 03:00 ÖDÜL TÜKRÜĞÜ 01-01-1970 03:00 MİLENYUM DERKEN GELDİ 2021 01-01-1970 03:00 İlk Gözağrısı 01-01-1970 03:00 BİR FESTİVAL ANISI VE MUSA EROĞLU 01-01-1970 03:00 Dersimiz Özgüven ve Köy Enstitüleri 01-01-1970 03:00 Hoşgörü ve Eğitim 01-01-1970 03:00 KOMUT VE ÇOCUK 01-01-1970 03:00 ŞİİR ve YETENEĞİN BESLENMESİ 01-01-1970 03:00 BESTENİGÂR 01-01-1970 03:00 BİR YAŞAM ÖYKÜSÜ 01-01-1970 03:00 TOROSLAR’DA YAŞAM ERKEN BAŞLAR 01-01-1970 03:00