-Kimden öğrendin?
-Rahmetli Ninemden öğrendim.
-Ula Ninen de kim ola? Demeye kalkmayın hatırım kalır. Okuma- yazması yoktu ama o, yiğit bir Yörük anasıydı. Gülnar kırsalında okul vardı da okumadı mı yani?
İşte, ondan alınmış hayati bir uyarı ilkesi:
-Yavrııım, sakın üstü açık yatmayın. Uyuyanın üstüne kar yapar…
Şu derinliğe bakın. Sağlıkla ilgili uyarının ötesinde, coğrafyanın meteorolojisine yönelik ihtimallere kadar bilimsel verileri bir çırpıda koyuveriyor önümüze…
Bu sezgi bir hak vergisi olmalı arkadaş. Bu okyanus dalgalanmamış olabilir miydi?
Kıyılara çarpan o dalgalardan sıçrayan bir kudret damlası, benim beyinceğizime şıp diye düşmüş olamaz mıydı? Çünkü o kıyıda oynayan biricik torunuydum ben.
Öyleyse ekonomiye eğilmeli ve öncelikle de kendi yaşamımdan başlamalıydım.
“ Kendine hayrı olmayanın kimseye hayrı olmazmış ” Ya da “ Günü bok edenler yılın ağzına sıçarmış” Bunlar da Nineciğimin miras bıraktığı özdeyiş billurlarındandı.
Öyleyse günlük yaşamımdan başlamalıydım.
Ben yaşlı bir emekliyim. İlaçlarım ve muayenelerim iyi- kötü devletçe karşılanıyor.
a)Beslenme ayarımı ise Enflasyon yapıyor. O, ne bağışlarsa onu yerim.
b)En büyük sorunum elektrik. Ona zam geldikçe bana bişiyler oluyor.
Hele bölgemiz düşünüldüğünde, Mersin’de klimasız 8- 9 ay nasıl geçer? Biliyorum geçmez, ya da adama sukoyverdirir.
*
Korkmayın, korkmayın ben buldum çaresini.
Gizlim- saklım yok benim. Çünkü Bilimi gizlemenin büyük suç olduğunu da bilirim.
( Siz bilmezsiniz, dünya yaratılmadan önce, yani Tanrımız mermilerini hazırlarken, barut deposunu kazaen patlattığı “ Big Bang”(Büyük patlama) daha olmadan önce
dünyada yaşayacak olanların tümünün ruhu yaratılmış, görevleri bildirilmiş. Bunların arasında klimacı da var elbette. Milyarlarca yıl görevi geciktiren o herifin cezasını bir düşünebilyor musunuz? Abooov! )
Neyse, bugüne bakalım.
Nasıl yaptığımı izleyin, siz de yapın.
Günlük yapılacak işlerimi birer saatte yapılabilecek şekilde bölümlüyorum.
Hiç klima açmıyorum.
1-İlk bölümü sabah serinliğinde yapıyorum.
2-Sıcak bastırmaya başlayınca yumuyorum gözlerimi, dalıyorum rüyalar âlemine.
3-Bir saat kadar sonra uyanıyorum ki “ uyyy” üşümüşüm.
4-Yapmam gereken işlere girişmek ısınmana da yardımcı oluyor. Böylece bir saat daha geçiyor.
5-Akşamla ışıkları hafiften açıyorum, yemeği yiyip işlerimi yapınca uyku moduna yeniden geçiyorum. Önce üstüm açık yatıp, bir saat sonra üstüme yorganı çekiyorum.
6-Yorganı iki kez tepikledikten sonra sabah oluyor, mutlu bir gün daha başlıyor.
Şimdi lütfen söyleyin bana, “ ¾, yani dörtte üç oranında Ekonomi yapan bir adama” kaç maşallah yeter?
Mehmet BABACAN