Planlı kalkınma dönemine geçilirken tarımın ağırlıkta olduğu bir ekonomi ile Türkiye’nin büyümesi, kalkınması ve gerekli istihdamın yaratılmsının mümkün olmayacağı anlaşılmış, diğer sektörler ihmal edilmeksizin sanayinin “lokomotif” sektör olması gerektiğine karar verilmiştir.
Sektörler arası dengenin kurulması, ekonomik ve toplumsal kalkınmanın birlikte gerçekleştirilmesi, belli bir hızda büyüme ve sanayileşmeye önem verilmesi gibi uzun vadeli hedefler belirlenmiştir.
Belirlenen hedefler doğrultusunda; dünya deneyimlerinden de yararlanılarak sanayinin geliştirilmesi için uygulamaya konulan pek çok teşvik tedbirlerinden biri de OSB uygulamasına geçme kararıdır.
Bu karar doğrultusunda ilk OSB 1962 yılında Bursa’da kurulmuştur.
Bugün OSB’lerin sayısı 358’e ulaşmıştır.
OSB’lerin amaç ve hedefleri:
Sanayi üretimini artırmak,
Sanayi yatırımlarını özendirmek,
Sanayinin disipline edilmesini sağlamak,
Şehirlerin planlı gelişmesine katkıda bulunmak,
Birbirini tamamlayıcı ve birbirinin yan ürününü teşvik eden sanayicilerin bir arada ve bir program dahilinde üretim yapmalarıyla, üretimde verimliliği ve kar artışını sağlamak,
Sanayinin az gelişmiş bölgelerde yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmak, Verimli tarım alanlarının sanayide kullanılmasını mümkün olduğunca engellemeye çalışmak,
Sağlıklı, ucuz, güvenilir bir altyapı ve ortak sosyal tesisler kurulmasına öncülük etmek,
Müşterek arıtma tesisleri ile çevre kirliliğinin önlenmesine katkıda bulunmak, OSB’lerin kamu denetimi altında kendi organlarınca yönetiminin sağlanması şeklinde özetlenebilir.
Günümüzde bu hedeflere yeşil sanayi dönüşümünü başarı ileuygulamak hedefi de eklenmiştir.
Kasım 2021 itibarı ile Türkiye’de OSB sayıları 358’e, OSB’lerde yer alan işletme sayısı 67 000’e ve istihdam 2 milyon 207 bin çalışana ulaşmıştır.
OSB’ler sanayi üretiminin %40’ını, ihracatın %35’ini gerçekleştirmektedir.
Avrupa Yeşil Mutabakatı ve OSB’ler:
Türkiye OSB’lerinde bu gelişmeler yaşanırken Avrupa Birliği, 11 Aralık 2019 tarihinde “Avrupa Yeşil Mutabakatı” adı altında geniş kapsamlı bir yeşil dönüşüm programı açıklamıştır.
Bu programda, Paris Anlaşması kapsamında küresel iklim değişikliğinin kontrol altına alınması için 2030 yılına kadar tüm karbon emisyonlarını 1990 yılındaki düzeyin %55 altına çekmek, 2050 yılına kadar da karbon-nötr kıta olmak için küresel sıcaklık artışını 1,5 derecede sabit tutmak amaçlanmıştır.
Aslında Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı sadece bir iklim politikası değil; aynı zamanda AB’nin bir ekonomik dönüşüm ve istihdam politikasıdır. AB ile ticareti olan tüm ülkeler Yeşil Mutabakat gereklerine uymak zorunluluğunu algılamıştır.
Bu kapsamda Avrupa ülkelerinde geniş finansman imkanları ile ekonomik, ticari ve sosyal hayatı temelden dönüştürecek kapsamlı yeşil dönüşüm planları yapılmış ve bazı sektörlerde dönüşüm süreci başlamıştır. COVİD 19 Pandemisi de sürecin öne alınmasında etkili oluştur.
Gümrük Birliği Anlaşması ile en büyük ihraç pazarımız olan Avrupa Birliği’nin yeşil dönüşüm gelişmelerini Türkiye’ni görmezden gelmesi mümkün değildir. Gelişmeler gerek kamu gerekse özel sektörümüz tarafından yakından takip edilmektedir.
Bu kapsamda AB ülkeleri ile ticaretimizin aksamaması, yeşil yatırımların ülkemize çekilmesi, ülkemizde de bu dönüşümün sağlanamasını hedefleyen bir yol haritası
niteliğindeki “Yeşil Mutabakat Eylem” Planı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi 16.07.2021 tarih ve 31543 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.
Türkiye Yeşil Mutabakat Eylem planı 9 ana başlık altında toplam 32 hedefi ve 81 eylemi kapsamaktadır.
Tüm eylem planları 2023 yılı sonu itibarı ile tamamlanacak ve tüm sektörlerde yol haritamız belli olacaktır.
Yeşil mutabakata uyumda öncelikli sektörler, ihracatımızın da önemli bir bölümünü oluşturan ve en fazla karbon emisyonu üreten aşağıdaki sektörler dir.
Çimento,
Demir-çelik,
Alüminyum,
Kimya,
Tekstil ve hazır giyim,
Lojistik sektörleri ve
Bu sektörlerin enerjisinin büyük bir kısmını sağlayan termik santrallardır(kömür ve doğal gaz çevrim santralları).
Karbon ticareti ile ilgili mevzuatı hızlı bir şekilde yürürlüğe koyamaz ve karbon vergilerini yurt içinde tahsil edecek bir mekanizma geliştiremezsek, ihracatta AB karbon vergi mevzuatına tabii olacağımızdan, bu sektörlerdeki ihraç ürünlerimizdeki gömülü karbon içeriğine göre sınırda bir karbon vergisi ödenmesi söz konusu olabilecektir.
İlan edilen Türkiye’nin Yeşil Mutabakat Eylem Planı 9 ana başlık altında düzenlenmiştir. Bu başlıklar:
1-Sınırda Karbon Düzenlemeleri,
2-Yeşil ve Döngüsel Bir Ekonomi,
3-Yeşil Finansman,
4-Temiz, Ekonomik ve Güvenli Enerji Arzı,
5-Sürdürülebilir Tarım,
6-Sürdürülebilir Akıllı Ulaşım,
7-İklim Değişikliği İle Mücadele,
8-Diplomasi ve
9-Avrupa Yeşil Mutabakatı Bilgilendirme ve Bilinçlendirme Faaliyetleridir.
Bu ana başlıklardan OSB’leri yakından ilgilendiren“Yeşil ve Döngüsel Bir Ekonomi’nin tesisi hedefi doğrultusunda aşağıda sıralanan eylemler ele alınacaktır.
• “Yeşil OSB Sertifikasyon Sistemi”nin hayata geçirilmesine yönelik teknik ve idari çalışmalar tamamlanacaktır.
• Yeşil dönüşüm için gerekli teknolojik altyapı güçlendirilecek ve tüm paydaşlarla
birlikte belirlenecek olan teknoloji yol haritası kapsamında sektörel AR-GE çalışmaları desteklenecektir.
• AB tarafından hayata geçirilecek Sürdürülebilir Ürün Mevzuatı, AB Kimyasallar Mevzuatı, Eko-Tasarım ve Enerji Etiketlemesi Mevzuatlarına uyum yoluyla yeşil ve döngüsel ekonomiyi destekleyecek düzenleyici çerçeveler güçlendirilecektir.
• İçme suyu kaynaklarında endokrin bozucu kimyasalların takibine yönelik çalışmalar yürütülecektir. Su tüketiminin fazla olduğu tekstil sektöründe temiz üretim mevzuatı güncellenecek, deri sektörü için temiz üretim mevzuatı oluşturulacak, tekstil ve deri sektöründe temiz üretim uygulamalarına ilişkin eğitim programları düzenlenecektir.
• Arıtılmış atık suların kullanımının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması sağlanacaktır.
• “Su Yeniden Kullanım Ulusal Master Planı” hazırlanacaktır.
• Sektörel Su Tahsis Planları ışığında “su ayak izi ile ilgili rehber doküman” hazırlanacaktır.
• Su kaynaklarının yönetiminde uzaktan algılama, sensörler ve bilişim uygulamalarının kullanımı, faydaları, gelişmeye açık yönleri üzerinde araştırmalar yapılacaktır.
• Kalkınma Ajansları tarafından bölgelerde yeşil ve döngüsel
ekonomiye geçişi desteklemek amacıyla kaynak verimliliği çalışmaları yürütülecektir.
• Sanayide yeşil ve döngüsel üretime ve emisyon azaltımına katkıda bulunacak faaliyetlerde/projelerde uluslararası finansman kaynaklarının ve IPA fonlarının kullanımı desteklenecektir.
Temiz, ekonomik ve güvenli enerji arzı hedefi doğrultusunda ise:
• Enerji verimliliği konusunda Organize Sanayi Tesislerinde faaliyet gösteren işletmeler başta olmak üzere sanayi tesisleri yetkililerine yönelik bilinçlendirme ve farkındalık eğitimleri verilecektir.
• Yeşil Tarife ve YEK-G Belgesi ile ilgili bilinçlendirme çalışmaları yürütülecektir.
• Milli Enerji ve Maden Politikamıza uygun olarak, 2027 yılı sonuna kadar her yıl 1000 MW RES, 1000 MW GES sağlayacak şekilde çalışmalar yürütülecektir.
• Enerji verimli ve düşük karbonlu ısıtma ve soğutma sistemlerinin yaygınlaştırılması için ulusal strateji belgelerinin, kılavuzların ve yol haritasının hazırlanması çalışmaları yürütülecektir.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve OSB’lerin yeşil dönüşümüne finans desteği sağlayacak Dünya Bankası uzmanları Yeşil OSB Sertifikasyon mevzuatı ile ilgili çalışmalarını tamamlamışlardır.
Bu mevzuat uyrınca OSB’lerin Yeşil OSB Sertifikasyon sistemlerinin tamamlanması halinde bu OSB’lerde yer alan KOBİ’lerimiz Avrupa Yeşil Mutabakatı kriterlerini bireysel olarak yerine getirme konusunda büyük bir mali yükten kurtulmuş ve zaman kazanmış olacaklardır.
Bu kapsamda OSB’lerde yer alan şirketler de başta enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kullanma, çatı GES’leri emisyon kontrolü gibi büyük yatırım gerektirmeyen dönüşümleri hızla sağlamak zorunda olacaklardır.
Dünya Bankası Türkiye’deki OSB’lere yeşil altyapı ve temel altyapı projeleri için 300 milyon dolar destek kredisi başlatmıştır.
Bu kredinin şartları: Beş yılı ödemesiz olmak üzere, vadesi 10,5 yıi ve faiz oranı %3 dür.
OSB yönetimleri ve firmalar konuyu değerlendirme süreci içindedir.
Altyapı kapsamında krediye esas olacak alanlar:
Enerji ve su verimliliği olanakları, ileri atık su arıtma tesisleri,
Enerji verimli binalar, LED cadde ve sokak aydınlatmaları,
Yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi (rüzgar, güneş ve biyokütle)
Yeni yollar,
Su ve doğalgaz boru hatları,
Elektrik hatları ve lojistik tesisleri.
Yeşil OSB’nin Faydaları:
Geliştirilmiş ve dinamik bir iş ortamı sağlamak,
İşletme maliyetlerini en aza indirgemek ve proses verimliliğini artırmak,
Verimliliği ve büyümeyi artırmak için artan talebe cevap vermek,
Doğal kaynak kıtlığına maruz kalma riskini en aza indirgemek,
Tüketiciler, yerel toplumlar, hükümet ve yatırımcı paydaşlarına çevresel ve sosyal yönetimle ilgili konularda güvence sağlamak,
Ürünlerin ve OSB’nin piyasa değerinin arttırılması için kazanılan kurumsal sosyal sorumluluk avantajlarından faydalanmak,
Yüksek kaliteli altyapıya ve iş dünyasının çıkarlarının toplu temsiline erişim sağlamaktır ve en önemlisi,
AB Yeşil Mutabakat şartlarına önemli ölçüde uyum sağlamış olmak.
Bu kapsamda OSB yönetimlerine büyük görevler düşmektedir.
Dünya Bankası uzmanları ile yapılan çalışmalarda Dört büyük OSB ( ASO-1, Bursa, İzmir Atatürk, Adana Hacı Sabancı OSB) pilot OSB olarak seçilmiştir.
Bu OSB’lerin yeşil OSB olmak için ihtiyaç duyacakları yatırımlar tespit edilmiş, bu yatırımlar gerçekleştirildiğinde ne gibi iyileşmeler sağlanacağı araştırılmıştır.
Elde edilen sonuçlar seçilen diğer 18 OSB’ye ektrapole edilerek dönüşümün kapsamının büyüklüğü tahmin edilmeye çalışılmıştır.
Dönüşüm için ortaya çıkan yatırım ihtiyacı tahminlerin çok üzerindedir.
OSB’ler içindeki KOBİ’lerin bu dönüşümü bireysel olarak gerçekleştirmeleri olası değildir.
OSB yönetimlerinin tüm fon desteklerinden yararlanmak için gerekli çabayı göstermeleri gerekmektedir.
Dünya Bankası fonları dışında AB, çok büyük dönüşüm fonları planlamaktadır.
OSB’ler arasında yeşil dönüşüm için bir yarış başlatılmalı, ipi göğüsleyenler ödüllendirilmelidir.
KOBİ’ler yanında Türkiye’nin ihracatının kalan kısmını gerçekleştiren büyük şirketlerimiz yeşil dönüşüm sürecine çoktan başlamışlardır.
Yeşil dönüşüme uyum, toplumsal sağlığımız, uluslararası ticaretimiz, küresel iklim değişikliğinin sebep olduğu ve tarımımızı çok olumsuz etkileyen kuraklık zararını azaltmamız ve uluslararası taahütlerimizi yerine getirmek için bir zorunluluk halini almıştır.
Prof.Dr.Yusuf Zeren