Su, yerine bir başka maddenin konulamayacağı bir doğal kaynaktır. Canlıların var oluşunun temel unsurudur. Hayatın ta kendisidir.
Yaşamın kaynağı olan su, sadece insanlar için değil, ekosistemi oluşturan tüm canlılar için vazgeçilmez, yeri doldurulmaz bir kaynaktır.
Kulandığımız, giydiğimiz, satın aldığımız, sattığımız enerji üretmek için yararlandığımız (hidrolik enerji) ve yediğimiz her şeyi üretmek için su kullanırız.
Dünya yüzeyinin dörtte üçü sularla kaplı olmasına rağmen, mevcut suyun %1’in den daha azı insan ve ekosistemin kullanımına uygun tatlı su kaynaklarından oluşmaktadır.
Okyanus ve deniz ekosistemi için de tuzlu su vazgeçilmezdir. Ancak, bu ekosistemi de yine yağışlar ve tatlı su kaynakları beslemektedir.
Kullandığımız su, daha önce kullandığımız ve doğa tarafından tekar arıtılan geri dönüştürülmüş sudur.
Aslında dünyada su miktarı çok fazla değişmiyor. Su döngüsü ile biz aynı suyu defalarca kullanmaya devam ediyoruz.
Son iki yüzyılda artan nüsfus, sanayileşmenin yarattığı refah, üretim ve tüketimin hızlı artmasıyla su tüketimi de hızlı artmıştır.
Diğer taraftan suların hızla kirletilmesi nedeniyle, toplam su miktarı değişmese de, kullanılabilecek sağlıklı, temiz su miktarı giderek azalmaktadır.
Toplam yağış miktarında çok önemli bir azalma olmadığı halde, küresel iklim değişikliği nedeniyle, yağışın coğrafi dağılımı değişmekte, bazı bölgelerde sel baskınları ve aşırı yağışlar yaşanırken, bazı bölgelerde de zaman zaman beklenmeyen kuraklık görülmektedir.
Halen dünya nüfusunun altı da biri günlük 50 litre temiz suy ihtiyaçlarını karşılayacak güvenilir ve sürdürülebilir temiz su kaynaklarına sahip değil.
Suyu akılcı kullanmanın temel koşulu mevcut kaynakları iyi korumak ve su kullanımını iyi yönetmektir.
Bunu başarabilmek için de; suyun doğal ortamında nasıl hareket ettiğini, döngüselliğini nasıl sağlandığını, ülkelerin ekonomisini, tarım ve sanayisini nasıl etkilediğini, kentlerimizde suyun nasıl tüketildiğini, arıtım ve geri dönüşümünün nasıl sağlandığını bilmek gerekir.
Türkiye için su ayak izinin hesaplanması, geleceğe yönelik planlamalar yapılması , sorunlara çözüm önerilerinin geliştirilmesi, toplumun su tasarruf bilincinin artırılması, paydaşların su yönetimine katılması ve kamu politikalarının geliştirimesi açısından bilinmesi zorunlu bir kavram haline gelmiştir.
Bunun için kullandığımız her ürün ve hizmeti üretmek için kullanılan su miktarını bilmek gerekmektedir.
Su ayak izi, bize belirli bir nehir ya da göl havzası, ya da akiferden ne kadar su tükettiğimizi, tehlike durumlarında tüketim sınırlarımızı belirlemede bir ölçü olarak kullanılmaktadır.
Bir ülkenin su ayak izi hesaplanırken;
-Üretimdeki su ayak izi,
-Tüketimdeki su ayak izi,
-İthal edilen ürün ve hizmetlerdeki su ayak izi
-İhraç edilen ürünlerdekisu ayak izi ayrı ayrı hesaplanır.
Bir ürünün su ayak izi, tüm tedarik zinciri boyunca o ürünü üretmek için kullanılan tatlı su miktarıdır. Bu toplam miktar “ürünün sanal su içeriği” olarak da bilinir.
Su ayak izi sadece tüketilen su hacmını değil, aynı zamanda kullanılan suyun türünü (yeşil su, mavi su, gri su), ne zaman ve nerede kullanıldığını da gösterir.
Bu bakımdan su ayak izi kavram olarak çok boyutlu bir göstergedir.
Yeşil Su Ayak İzi : Bir ürün üretiminde veya bir hizmetin temininde, bitki terlemesi ile tüketilen su dahil, kullanılan toplam yağmur suyu miktarıdır.
Birim alana düşen yağmur suyunun tamamen yeraltına sızamadığı ve yüzey üzerinde kaldığı durumlarda ortaya çıkmaktadır.
Yeşil su daha çok tarımsal üretim ve orman ürünleri ile ilgilidir.
Mavi Su Ayak İzi : Bir ürünü üretmek veya bir hizmeti verebilmek için ihtiyaç duyulan yüzey veya yer altı su kaynaklarından sağlanan toplam su miktarıdır. Tarımda kullanılan yer altı suyu ile evsel amaçlı tüketilen yer altı su miktarını da kapsar.
Gri Su Ayak İzi : Atık su deşarjlarından gelen suyun kirliliğinin seyreltilmesi için , su kalitesi standardlarına dayalı olarak, kirlilik yükünün bertaraf edilmesi ya da azaltılması için kullanılan su miktarını ifade eder.
Gri su ayak izi,bir ürünün tüm tedarik zincirlerindeki üretimi süreciyle ilişkilendirilen kirliliği ifade etmek için kullanılan bir göstergedir.
Bireyin ya da toplumun su ayak izi :Bireyin veya toplumun tükettiği su miktarı ve tükettiği ürün ve hizmetlerin üretimi için kullanılan toplam temiz su miktarıdır.
Üretimin Su Ayak İzi : Bir ülkede, hem ülke içinde tüketilen mal , hem de ihraç edilen edilen mal ve hizmetleri üretmek için gerekli sudur. Üretimin su ayak izi, hanelerde, endüstride ve tarımda kullanılan su miktarına karşılık gelir.
Su üretimi ve tüketimindeki ayak izlerinin birbirine yakın olması istenir. Benzer şekilde ithal edilen sanal su ile, ihraç edilen sanal su miktarının denkliği de önemlidir. Türkiye’de üretimin ayak izi ile tüketimin ayak izi ile ihracattaki su ayak izi ile ithalatki su ayak izleri de birbirine yakın değerlerdedir.
Türkiye su ayak izinin %64’ü yeşil su ayak izi, %19’u mavi su ayak izi ve ve %17’si gri su ayak izidir.
Türkiye’nin yıllık ortalama yağış miktarı 501 milyar m3, buharlaşma 274 milyar m3, yeraltına sızma 41 milyar m3, yüzey suyu akışı 186 milyar m3, kullanılabilir yüzey suyu miktarı 98 milyar m3, yeraltından su çekilmesi 14 milyar m3, net kullanılabilir su miktarı 112 milyar m3 dür.
Türkiye’de net su miktarımızın yıllara göre fazla değişmediği dikkate alınırsa, bu sabit miktarı her yıl artan nufusa bölündüğünde kişi başına düşen su miktarının her yıl azalacağı ve suyu iyi yönetemezsek bir noktadan sonra su kıtlığına gireceğimiz kesindir.
Bu hesaba göre 2020 yılı itibarı ile kişi başına düşen net temiz su miktarımız 1350 m3/kişi/yıl dır.
2030 yılında Türkiye’de nufusun 100 milyona ulaşması bekleniyor. Bu durumda kişi başına yılda düşecek su miktarı 1120 m3 e düşecektir.
Bu miktarın bir kısmı halen evsel, endüstriyel ve tarımsal amaçla kullanıyoruz. Kalan az bir rezerv de, eğer yeterse, önümüzdeki yıllarda artacak tüketimini karşılamk için kullanılacaktır.
Yapılan bir hesaba göre, 2023 yılında tarımsal sulama için 72 milyar m3, hane halkının evsel kullanımı için 18 milyar m3, sanayi için 22 milyar m3 su tüketimi ile, toplam 112 milyar m3 net su miktarına kısa sürede ulaşılacağı anlaşılmaktadır.
Bir ülkede yenilenebilir su miktarı kişi başına 1000 m3 ün altına düştüğünde o ülkede su kıtlığına yaklaşılmakta ve su stresine girildiğini göstermektedir.
Görüldüğü gibi Türkiye su zengini bir ülke değildir. Mevcut kaynaklarımızı iyi yönetemez ve kullanılmış suları arıtarak uygun alanlarda yeniden kullamamazsak su kıtlığına girmemiz çok uzak bir olasılık değildir.
Özellikle büyükşehirlerde geniş zeminler beton ve asfaltla kaplı olduğundan, yüzey suları derine sızarak yer altı sularını besleyememekte ve yer altı su rezervlerimiz azalmaktadır. Bunun çözümü, yeşil alanların çoğaltılması ve kentlerimizin betonlaşmadan kurtarılmasıdır.
İsveçli su uzmanı Malin Falkenmark, su stresini ölçmek için en yaygın göstergelerden biri olan ve kendi adıyla anılan göstergeyi geliştirmiştir. Buna göre :
Falkenmark Göstergesi Sınıfı
>1700 m3/kişi/yıl su stressi yok
1000-1700 m3/kişi/yıl su stresi var
500-1000 m3/kişi/yıl su kıtlığı var
<500m3/kişi/yıl mutlak su kıtlığı var
Türkiye, 780 000 km2 yüzey alanına sahip olup, su kaynakları açısından 25 su havzasından oluşmaktadır.
Su zengini olan havzalarımız olduğu gibi mutlak kıtlık içinde olan bölgelerimiz de vardır.
Su Havzalarımız ve Bölgesel Falkenmark Göstergeleri :
Havza Adı Adı m3/kişi/yıl Falkenmark Göstergesi
Meriç-Ergene 1014 Su Stresi
Marmara 161 Mutlak kıtlık
Susurluk 677 Kıtlık
Kuzey Ege 791 Kıtlık
Gediz 497 Mutlak Kıtlık
Küçük Menderes 109 Mutlak Kıtlık
Büyük Menderes 1262 Su Stresi
Batı Akdeniz 4258 Su Zengini
Antalya 2103 Su Zengini
Burdur 244 Mutlak Kıtlık
Akarçay 437 Mutlak Kıtlık
Sakarya 554 Kıtlık
Batı Karadeniz 2705 Su Zengini
Yeşilırmak 1139 Su Stresi
Kızılırmak 1063 Su Stresi
Konya (kapalı) 1577 Su Stresi
Doğu Akdeniz 2747 Su Zengini
Seyhan 1626 Su Stresi
Asi 769 Kıtlık
Ceyhan 2367
Su Zengini
Dicle-Fırat 2963 Su Zengini
Doğu Karadeniz 3892 Su Zengini
Çoruh 18064 Su Zengini
Aras 5609 Su Zengini
Van Gölü 1504 Su Stresi
Türkiye (2015) 1422 Su Stresi
Kaynak:Devlet Su İşleri, TÜİK, TSKB Ekonomik Araştırmalar
Görüldüğü gibi Türkiye su zengini bir ülke değildir. Artan nüfusu, gelişen sanayisi ve hızla büyüyen kentleriyle 2030 yılında su sıkıntısı çeken bir ülke olabilir. Bu açıdan, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve iyi yönetimi önemlidir.
Kanada Falkenmark göstergesine göre 2015 yılı itibarı ile 80 998 m3/kişi/yıl götergesi ile dünyanın en su zengini ülkesi iken, İsrail 215 m3/kişi/yıl ile dünyanın en su fakiri ülkesidir. Su fakirliğinde İsrail’i 223 m3/kişi/yıl ile Cezayir izlemektedir.
Afrika’da ortalama kişi başına tüketilen su miktarı 20 litre/gün iken, ABD’de tüketim, bunun 15 katı, 300 litre/gün dür.
1 kg kırmızı et üretimi için doğrudan ve dolaylı olarak 15 000 litre, beyaz et üretimi için 3900 litre su tüketilmektedir.
Standard bir binek aracı üretiminde doğrudan ve dolaylı olarak tüketilen su miktarı 39 00 bin galon (147 000 litre)dur. Bir çift deri ayakkabı üretimi için 8000 litre, 1 adet A4 kağıt üretimi için tüketilen su miktarı 10 litredir.
Sonuç ve Öneriler : Su kıtlığı yaşanan bir bölge veya ülkede su ayak izinin bilinmesi ve izlenmesi, sağlıklı ve yeterli içme suyuna erişim, su kaynaklarının korunması, bazı canlı türlerinin yok olma tehditi ile karşı karşıya kalma ve geçim kaynaklarında azalma durumlarının takibinde önemli bir göstergedir.
Küresel sıcaklık artışlarından en çok zarar görecek bölgelerimiz belirlenerek kuraklıkla mücadele için gerekli planlamara acilen başlanmalıdır.
Su ayak izi değerlendirmesi, yeşil, mavi ve gri su ayak izlerini ölçen , su kullanımının sürdürülebilirliğini , verimliliğini değerlendiren bir ölçüdür.
Çevresel, sosyal, ve ekonomik açıdan çeşitli eylem ve politikaların belirlenmesinde bir araç olarak kullanılır.
Mevcut büyüme hızı, değişen su kullanım alışkanlıkları ve artan su talebi karşısında su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı, iklim değişikliğinin su kaynaklarına olumsuz etkilerinin azaltılması hayati öneme sahiptir.
İçme ve kullanma suyunda kayıp ve kaçakların azaltılması, duş ve sifonlarda tasarruflu tesisat sistemlerinin kullanılması, evsel atıkların arıtılarak yeniden kullanımı, yağmur suyu hasadı evsel su ayak izimizi azaltır.
Endüstriyel tesislerde temiz üretimin yagınlaşması, tesis içi kaçak kontrollerinin yaygınlaşması, sıfır deşarj uygulaması, atık suların geri kazanılarak proses suyu vb. amaçlarla yeniden kullanımı endüstriyel su ayak izini azaltır.
Tarımsal üretimde iklim değişikliğine uygun ürün deseni seçilmesi, su stresi yaşanan alanlarda çok su isteyen ürünlerden kaçınılması, salma sulamadan (vahşi sulama) tamamen vazgeçilmesi, kapalı iletim sistemleri ve damla sulamaya geçilmesi, iyi tarım ve organik tarım uygulamaları tarımda su ayak izini azaltır.
Prof.Dr.Yusuf Zeren
Yararlanılan Kaynaklar:
1-WWF, 2014. Türkiye’nin Su Ayak İzi Raporu.
2-Turan, E.S, 2017. Türkiye’nin Su ayak izi Değerlenditmesi.Türk Hijyen ve Deneysel
Biyoloji Dergisi
3-Çapar,G, 2019. Su Kaynakları Yönetimi ve İklim Değişikliği.
4-Kerç, A, 2020. Ülkemiz Su Stresi Altında.Uludağ Ekonomi Zirvesi.
5-SUEN, 2020. Su, İklim Değişikliği ve Ortak Geleceğimiz.
6-TSE. Su Ayak İzi Raporlama ve Kritik Gözden Geçirme (TS EN ISO 14071’e göre).