Mersin Masalı

"Uzun zaman önce  Mersin İçin  'bazı' Adımlar Atılmıştı "  Değişen ne oldu? Düne birazcık geri dönelim ne dersiniz?

Yıllar yılları kovaladı, sen kaçtın elimizden Mersin. Seni bu kez ıskalamayalım.

Mersin Marka Kent Çalıştayı haftasonu Ulu Resort Hotel'de gerçekleştirildi.

Kent ekonomisinde söz sahibi kurum kuruluş ve kişiler Mersin'i marka kent yapmak için kafa patlattılar.

Çalıştayın ikincisiydi. Yolun başı sayılır. Bir gerçek ortaya çıktı:  Kent insanı hep birlikte tek yürek olmaz ise bu sevdadan hemen vaz geçelim. Hemen vazgeçilecek bir sevda asla değil.

Bu sevda işveli, fettan. Bir soludun mu iflah olmazsın.

Mersin çok duygusal, sevilmek istiyor artık. Biraz duygusal,  pek aklıselim görünmüyor.

Sektörel bazda projeler olmalı diyor nazlı gelin,  bakın o zaman,  her sektörden damatlar giyinmiş kuşanmış yarışırlar senin için.

Markası Mersin,  zaman gösterecek

Tarım, turizm, sanayi, lojistik ve ileri gelişen değişen teknoloji üzerinde iki gün süren çalıştayda;  akademisyenler marka kent nasıl yaratılır sorularına yanıt aradı.

Akademisyenleri dinledi. Kent ekonomisinde söz sahibi duayenler çalıştaya katkı sunma gayreti gösterdi.

Sayfalar dolusu yazıldı, çizildi,konuşuldu.

Kafa patlatıldı.

Kollar çemrendi.

Mersin yola çıkma zamanı

Görülüyor ki kent insanı markalaşma adımında yerini alarak taşın altına elini koymadan olamayacağı gördü. Kent dinamiklerinin yanında kentin gerçek  sahipleri de istemesi gerekiyor.

Mersin Valiliği ve Büyükşehir ile birlikte  Mersin Ekonomi Platformu (MEP)'in düzenlediği  bu çalıştaya büyük destek verdi.

Öneriler içinde  büyük bir çoğunluk, "bir vakıf kurulup markalaşma yolunda adımlar atılmalı" bu alınan kararların sürdürülebilirliğinin sağlanması öne çıktı.  Ayağı yere basan projelerin sürdürülebilir olması önem taşıyor, aksi halde emekler yine boşa gidecek.

Daha emekleme aşamasında olan  "Marka Kent Mersin" projesi, projesi diyorum,  şimdiden sert bir muhalefetle karşı karşıya.

Ses çıkarmıyorlar şimdilik, engel de değiller "bir bakalım" havasındalar.

 Yine acı gerçekle karşı karşyayız.

Ne zaman iyi bir proje çıksa ortaya, meşhur o şehir efsanesi yayılıyor  " bir yerlerden-- Vallahi ben de bilmiyorum" engeller, engellemeler,  -imkansız-olamaz-nayır-boşuna uğraşmayın, telkinleri.

Kendilerine göre bir sürü neden sıralarlar; eski köye yeni adet mi, kimler bu adımları atacak bir görelim. 

Muhalefet olanlara seslenmeli; "Peki siz ortaya koyun projeleri, alternatif projeler üretin. Nedir önerileriniz, planınız, "sözünüz" ?

O kadar çok ki her işte olduğu gibi  mangalda kül bırakmayıp her şeyin en iyisini bilen, tek bir adım atmayan, duvar olan,  insanların hevesini kursağında bırakanlar.

Her şeye rağmen, her türlü engellemelere rağmen Mersin'in kaderini çizmek için çaba içinde olan insanlar görüyorum.

Kentte yaşayan herkesin platonik aşkı Mersin, "başkasına da yar olmuyor"

Birlikten güç doğar; her iş böyle. Başarı hikayelerinin temelinde de bu var. Kendi işlerini büyüttükleri gibi " kent için üretilen projeler" ete kemiğe büründürmeli, ivedilikle bu  adımlar atılmalı; herşeyi ile tanrının kutsadığı  bu güzellik ve nimetler yeniden keşfetmeye gerek yok.

Toprak en bereketlisi, dört mevsimi  bahar, deniz, yaz-kış insanlara kucak açan Mersin.

Lojistik hızla büyüyen sektör. Üçüncü sanayi bölgesi için yeni yer aranıyor, turizm Allah vergisi, "insanlık tarihine ait ne ararsan"  burası Kilikya - "üstü açık müze" dağları denizi vadileriyle zenginliklerle dolu, Ticaret için her gün büyüyen liman,  her yöreden göç, göçle gelen kültürel zenginlik.

Bir arada yaşamayı seven çok kültürlü şehir. Kültürel zenginliği, sanatsal zenginliği  her kentten bir adım önde.

Bu kentin insanlarını harekete geçirecek sihirli bir deyneğe gerek yok.  İnsanlarımıza bu kenti doğru anlatın. Sevadalarına ateş katın. Öğretin sevmeyi, değer katmayı, sahip çıkmayı.

 Sen olmazsan bu kent  eksik. 

Bu çalıştaylar  kentimiz için sürdürülmeli.

Kent sevilmek istiyor. Çok hor kullandınız; kente hak ettiği  "borcunuzu"  ödeme zamanı.

Çocuklarınıza betona çeviren bloklarla denizi haram ettiniz.

Yağmalanmış bahçeler, betonlaşmış sahiller, kıyıdan uzaklaştırılmış kent  istemiyor.

Daha çok üniversite. Daha çok Eğitim kurumu.

Toprağı işleyecek genç yürekli gençler istiyor kent. Gençler isdihdam sorunlarının çözülmesini istiyor.

Tarihi zenginliklerine sahip çıkılmasını.

Yürekli olalım biraz, Kent zaman içinde kendi markasını yaratacaktır.

Geçmişe takılıp kalmadan bir kaşık suda boğmadan;

Alem giderken Mersin'e biz gitmeyelim tersine.!

Emek verenlerin eline sağlık.

Bizim de çorbada tuzumuz olsun.

Salih Pala

MERSİN KENT HABER