Camdan dışarı bakarken trenin içini görmek miydi yanılsama? Gündüz vakti yerler kardan bembeyazken, etrafı saran parlaklık ya da gözlerindeki ışıltı mıydı? Yanındaki yolcunun ağzından dökülen kelimeler birer yansıma ya da yanılsama mıydı?
Yaptığı telefon görüşmesi sonrasında, nadiren gördüğü akşam ışıkları eşliğinde sorular birer birer kaydıraktan kayıyordu zihninde. Yüzündeki maske ve kırmızının farklı tonlarına sahip kalın kazağı terletiyordu ya da adeta terbiye ediyordu yolcuyu. Yankılanan ve yansıyan çocuk sesleri, telefonda yüreğini cızırdatan çatallaşmış bir ses ve tüm oluşlar bir yanılmasa treninde vücut buluyordu…
Tren hızını arttırıyordu, kulakları dolduran bir uğultu veya basınç eşliğinde yolcuların günlük yaşamdaki yanılsamalarından kaçarcasına..; fakat kaçmak kurgusal gerçekliklere bir çare olamazdı, yanılsamalar peşi sıra treni takipte, bir kuyruklu yıldız edasıyla akşamın derinliklerine doğru uzanıyordu. Başını çevirdi, yanındaki yolcu adı konulmayan, herhangi bir şekle girmeyen güzel bir uykuya dalmıştı…
Barış Can Sever