İKTİDARIN REFORM SÖYLEMİ...!

Prof. Dr. Ahmet Özer

28-01-2021 18:58

 

Son zamanlarda iktidar reformdan bahsediyor. Peki reform gerekli mi? Elbette gereklidir; özellikle de ekonomide, demokraside, hukuk alanında acilen reforma gerek vardır. Çünkü ekonomi maalesef kötü durumda, hukuka güven epey sarsılmış, demokrasi arızalı, toplumsal barış hiç olmadığı kadar bozulmuş durumda. Bunların hepsi birbirine bağlı yapısal sorunlardır. Biri düzelmedi mi diğeri düzelmez. Böyle bir konjonktürde elbette reform ilaç gibi gelecektir topluma.

Peki iktidar gerçekten reform yapabilir mi? Herkesin temennisi bu yönde, ancak iktidarın bu reformları yapması mümkün görünmüyor. Çünkü iktidarın reform yapması için işe kendinden başlaması gerekir. Görünen tablonun ise bunu gösterdiği söylenemez. Lakin israf düzeni sürüyor, üretime dönük adım atılmıyor, kamu kaynakları etkili ve verimli kullanılmıyor, rant ekonomisi bu ortamda bile son sürat devam ettiriliyor, güvenliğe giden kaynak ise çok fazla. Üstelik hak ve özgürlüklerin ne kadar güvence altında olduğu ise tartışmalı. Örneğin kendi partisinin ağır toplarından Bülent Arınç Demirtaş ve kavala serbest kalmalı dediği için istifa ettirildi. Önemi aktörlerinden İhsan Aslan bu güvenlikçi politikalarla bir yere varılamaz dediği için disipline sevk edildi. Bölgedeki önemli milletvekillerinden Galip Ensarioğlu bir taziyeye katıldı diye savcılık tarafından ifadeye çağrıldı. Peki bunlar reform yapacak olan bir iktidarın hamleleri olabilir mi? Kendi elamanlarına bile reform konusunda teamül göstermeyen bir iktidar başkalarına bu konularda tahammül gösterebilir mi?

O halde böyle bir ortamda iktidar neden ısrarla reformdan bahsediyor? Bunun birkaç nedeni var. Birinci neden iktidarın kendi seçmenine yöneliktir: Son zamanlarda yapılan kamuoyu araştırmaları AKP’nin hızla oy kaybettiğini gösteriyor. İktidar kendi seçmenini konsolide ederek yanında tutmak, kopuşları olabildiğince engellemek için reform söylemini kullanıyor. Reform söylemi ile ilk dönemki kimliğini hatırlatmak ve kopuşları engellemek temel amacıdır denebilir.

İkinci neden Türkiye kamuoyuna yöneliktir: AK Partili olmadığı halde ona oy veren ya da en azında nötr duran bir kesim vardı. Bunlar gevşek de olsa AKP’nin müttefikleri durumundaydı. Kendine göre gidecek daha iyi bir yerleri olmadığı için bir yüzleri hep AK Partiye dönüktü. Bu kitle, şimdi, sayıları giderek yükselen kararsızlar içinde yerini alıyor. Reform söylemi ile “bize destek verin gene yaparız” demek istiyor iktidar partisi. Burada şu soru sorulabilir: 18 yıldır neden yapmadınız, şimdi nasıl yapacaksınız?

Yukarıda belirttiğimiz birinci ve ikinci neden iç kamuoyuna yöneliktir. Yapıp yerine getirmezse bile yapıyormuş gibi yaparak kendine yönelik sarsılmış güveni kısmen de olsa tamir

edip iktidarını sürdürmek istiyor. Diğer önemli bir nedeni daha var reform söyleminin. O da neden ise dışa dönüktür.

Bilindiği üzere dış konjonktür birden değişti. Sağcı ve otoriter zihniyetler Tramp’ın yenilgisi ile büyük bir tokat yedi. Bu noktanın bir domino etkisi olacak elbette. En çok da otoriter rejimlerde. Dolaysıyla yeni yönetime şirin görünme atağı olarak da okunabilir reform çıkışı. İşin başka bir boyuta davar, Biden daha başkan olmadan Türkiye’deki yönetim biçimini eleştirmiş, iktidarın seçim yoluyla değişmesini dile getirmişti. Bunu diyen şahıs şimdi ABD’de de başkan oldu. Türkiye şimdiye kadar Doğu Perinçek gibi kişilerin yolundan giderek bağıra çağıra Avrasyacılık yapıyordu. Şimdiye kadar Çin, Rusya ve hatta İran’ı öne çıkaranlar birden çark edip yerimiz batı demeye başladı. Lakin buna rağmen eski Ergenekoncu, şimdilerde iktidarın savunucuları olan Avrasyacılar bunun bile “gaz alma” operasyonu olduğunu dile getiriyorlar. Demek ki ortada gerçek bir reformdan ziyade bir takkiye var.

AB’ye gelince onlar da Türkiye’ye yönelik eleştirilerin dozunu daha da yükseltip alacakları yaptırım kararlarını şimdilik Mart’ta ertelediler. Elbette Türkiye’nin yönü Batı, yeri de Avrupa Birliğidir. Ama yasak savmak için değil, gerçek anlamda bir demokrasiye geçmek cumhuriyetin içini demokrasi ile doldurmak için bu gereklidir.

Sonuç itibariyle içeride olduğu gibi iktidarın demokrasi karnesi dışarda da pek parlak sayılmaz. Birçok konuda yalnız kaldı. Bu söylemle hem AB hem de ABD (ki her ikisinin de başlangıçta AK Partinin iktidarını tahkim etmesinde hatırı sayılır payı vardı) ile diyalog yolu açmak istiyor. Bütün bunlara bakınca reform söyleminin ne kadar gerçek ne kadar göstermelik olduğu ise kısa sürede ortaya çıkacaktır. Mevcut uygulamalar pek umut vermiyorsa da ister istemez bekleyip göreceğiz.

Prof. Dr. Ahmet ÖZER

DİĞER YAZILARI Toroslar'da Seçim Nasıl Kazanılır? 01-01-1970 03:00 KATILIMCI, DEMOKRATİK ve GÜÇLÜ YEREL YÖNETİMLER MODELİMİZ 01-01-1970 03:00 SUSKUNLUK SARMALI 01-01-1970 03:00 SEÇİME GİDERKEN DEMOKRASİ VE HUKUK-1 01-01-1970 03:00 YENİ SEÇİM YASASININ HEDEFLEDİĞİ NEDİR? 01-01-1970 03:00 İNSAN ve İNSAN HAKLARI 01-01-1970 03:00 HEGEMONYANIN SONU MU? 01-01-1970 03:00 VAKIF KONUŞMASI 01-01-1970 03:00 AYDIN ve SORUMLULUĞU ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 01-01-1970 03:00 BİR ANMA, İKİ BÜYÜK BİLİM İNSANI 01-01-1970 03:00 DOĞUMUN MUCİZESİ İLE ÖLÜMÜN İHTİŞAMI ARASINDAKİ İNSANIN SEFALETİ! 01-01-1970 03:00 KILIÇDAROĞLUNUN KÜRT SORUNU SÖYLEMİ VE YARATTIĞI TEPKİLER ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME 01-01-1970 03:00 12 EYLÜL TARİHİN GÖĞSÜNDE BİR KARA LEKEDİR 01-01-1970 03:00 Kapitalizmin Aç Gözlülüğü 01-01-1970 03:00 TALAİBAN’IN AFGANİSTAN İSLAM EMİRLİĞİ MUAMMASI, ETKİLERİ VE SONUÇLARI 01-01-1970 03:00 KİNYAS İBRAHİM MİRZOYEV’İN ANISINA 01-01-1970 03:00 İşleyen Süreçler ve Devam Eden Krizlere Sistemik ve Sosyolojik Bir Bakış 01-01-1970 03:00 ÇÖZÜM ve DİYARBAKIR ZİYARETİ...!? 01-01-1970 03:00 Bir Yazar: Yaşar Kemal – 1 01-01-1970 03:00 Temiz Toplum ve Temiz Siyasete Giden Yolda Siyasi Partilerin Rolü 01-01-1970 03:00 İNSAN DEDİĞİN NEDİR Kİ? 01-01-1970 03:00 ÖZGÜRLÜK ONU SAVUNMA CESARETİNİ GÖSTERENLERİN HAKKIDIR. 01-01-1970 03:00 KORONA ve SONRASI DÜNYANIN HALİNE POLİTİK BİR BAKIŞ 01-01-1970 03:00 YÜZLEŞMEK...! 01-01-1970 03:00 SUSKUNLUK SARMALI 01-01-1970 03:00 İnsanoğlunun Huzur ve Erdem Arayışı: Kiynisizm ve Hedonizm Arasındaki Yol 01-01-1970 03:00 Mutlu Olma Arayışının Sosyo Psikolojik Temelleri ve Freud Gerçeği 01-01-1970 03:00 MUTLU OLMA ARAYIŞININ SOSYO PSİKOLOJİK TEMELLERİ VE FREUD GEREÇEĞİ 01-01-1970 03:00 ACININ ve NEFRETİN KADINLARI...!? 01-01-1970 03:00 SÖZÜN NAMUSUNA VE İNSAN ONURUNA BAĞLI BİR YAZAR: YAŞAR KEMAL 01-01-1970 03:00 DİLİN ÖNEMİ ve DÜNYA ANA DİL GÜNÜ 01-01-1970 03:00 SEVGİ VE GÜN ÜZERİNE 01-01-1970 03:00 Yeni Anayasa Nasıl Yapılmalı ve Neler İçermeli? 01-01-1970 03:00 2020’DEN 2021’E DEVREDEN DÖRT KRİZ 01-01-1970 03:00 YENİ YIL Mİ, DEDİNİZ..!? 01-01-1970 03:00 EKRAN TACİZİ...! 01-01-1970 03:00 TARİHSEL VE KÜLTÜREL BİR VARLIK OLARAK İNSAN 01-01-1970 03:00 BİLİM VE BEYİN GÖÇÜ SORU SORMANIN MAHARETİ 01-01-1970 03:00 PİŞO MIHEME 01-01-1970 03:00 İKTİDAR NASIL DEĞİŞECEK, MUHALEFET NE YAPACAK? 01-01-1970 03:00 BİR ÖMRÜN İKİ HİKAYESİ 01-01-1970 03:00 AŞI MUAMMAYA DÖNMESİN...! 01-01-1970 03:00 ÖĞRTEMEN 01-01-1970 03:00 CHP Genel Sekreteri, Sayın SELİN SAYEK BÖKE’nin MESİAD’daki TOPLANTISINDAN NOTLAR 01-01-1970 03:00 CHP GENEL SEKRTERERİ SELİN SAYEK BÖKE İLE TOPLANTI 01-01-1970 03:00 HANGİ CUMHURİYET? 01-01-1970 03:00 PAŞA VE DÖRT KARISI 01-01-1970 03:00 HAYVANDAN TANRIYA! 01-01-1970 03:00 TEKNOLOJİNİN YAPTIKLARI AÇISINDAN İNSAN !-8 01-01-1970 03:00 İNSANIN MACERASINA DAİR- 7 01-01-1970 03:00 Başkan Seçer 'le Bir Saat 01-01-1970 03:00 İnsana Dair Düşünceler 1-) 01-01-1970 03:00 HAYATTAN DERSLER...! 01-01-1970 03:00 YAŞAMIN SIRRI 01-01-1970 03:00 YAŞAM(AK) NEDİR? -1- 01-01-1970 03:00 ÖLÜM VE ÖLÜMSÜZLÜK! 01-01-1970 03:00 BABALAR VE OĞULLAR (Sizin Hiç Babanız Öldü mü?) 01-01-1970 03:00 ANNELER GÜNÜN ESBABI MÜCİBESİ...! 01-01-1970 03:00 DOĞA VE ÇEVRE İLE YÜZLEŞMEK 01-01-1970 03:00 KENDİMİZLE YÜZLEŞMEK-3- 01-01-1970 03:00 KENDİMİZLE YÜZLEŞMEK -2 (VE MAKYAVELİZM’İN BİZİ GETİRDİĞİ YER) 01-01-1970 03:00 KENDİMİZLE YÜZLEŞMEK..! -1- 01-01-1970 03:00 YÜZLEŞME...! 01-01-1970 03:00 ÇAĞRI.! 01-01-1970 03:00 NORMALLEŞME NE ZAMAN BAŞLAYACAK-2- 01-01-1970 03:00