DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Giriş Tarihi : 31-08-2021 21:10

Kapitalizmin Aç Gözlülüğü

1-Nereye Gidyoruz?


Değerli dostlar biz bir yandan günlük ve konjonktürel hunharlıklarla uğraşırken diğer yandan dünya elimizden kayıp gidiyor. İnsanoğlunun güç arayışındaki gaddarlığı sadece güçsüzleri ezmekle kalmıyor doğayı da tahrip ediyor.. İşte son zamanlarda yaşadığımız yangın ve sel felaketleri.. Çünkü doğaya karşı da aynı açgözlü saldırganlık sürüyor.  Savaşlar, saldırganlıklar, onların yaptığı tahribatlar da cabası.. Hem insana, hem doğaya..  Bugüne saplanıp kalırsak geleceği göremeyiz. Böyle giderse insanoğlu bir süre sonra yapay yapraklar ya midical haplarla yaşamak zorunda kalabilir.

Biriktirme Hırsı!

Kapitalizmin biriktirme hırsı, mal mülk arayışı, para pul uğruna giriştiği vahşi katliamlar sadece insanoğlunu tüketmiyor doğa anayı da yokediyor.  Öyle ki yalanlarına sadece kendileri değil bizi de inandırıyorlar. Hem de ele geçirdikleri mevki makamla bilimi de kendilerine yalancı şahit tutarak...


İktisaden Söylenen Yalan

Bakın iktisat biliminden bir örnek vereyim. Okuyanlarınız bilir; bu bilim dalına şu yalanı söyletiyorlar, çıkarları için,  efendim neymiş, “İnsanın sonsuz ihtiyaçarı varmış, doğada ise bu sonsuz ihtiyaçları karşılayacak sınırlı olanakalar varmış, ekonomi bilimi bu sonsuz ihiyaçlarla sınırlı imkanları giderme bilimiymiş..” YALAN. Külliyen yalan.  Sırayla bakalım.

Durmadan Söylenen Yalanlar:

Yalan 1. İnsanın neden sonsuz ihtiyacı olsun ki?  Sonuçta yediği, içtiği, giydiği şey belli değil mi? Varsayalım dört mevsime göre dört ayrı giysisi olsun insanın.

Hayır onları zengin etmek için herbirinden dört yerine kırk dört giysimiz olacak. Hatta bunu teşvik etmek için  günler icat etmişler. Sözgelimi, “sevgililer günü”, “analar günü”, “babalar, günü” vb, domtes toplama günü, salça kurutma günü, daha aklınıza gelecek türlü rezillikler. Mallarını satsınlar, zengin olsunlar diye bizi bu oyunlarına alet ediyorlar, kandırıyorlar. Yoksa bir insan senede bir gün mü anasını, basaını düşünecek, sevecek, böyle bir şeyi kimin aklı alır, kimin gönlü razı olur..?

Yalan 2. Sizin için güzel alışveriş merekezleri yapıyoruz, diyorlar. Bizim içinmiş.. Şimdi bu dev tapınma mabedleri, lüks avm’ler bizi düşündükleri için mi yapılmış yoksa bizi tuzağa düşürmek için mi? Asıl amaç hem satmayı  kolaylaştırmak hem de çılgın bir tüketim toplumu yaratmak için değil mi?

Elbette güzel mekanların olması herkesin beklentisi, ama maksat bu değil, maksat satışı organize etemek.. Bir sakız almaya giren biri oradan binbir şey alsın diyedir bütün bu yapılanlar.

Sanayinin ilk dönemlerinde üretim kutsaldı, artık bu postfordist dönemde tüketim asıl lokomotif. Daha önceleri var olan kitleler için kütle üretimini şimdi esnek üretime dönüştürüp kitle tüketimine çevirdiler.

Yalan 3. Herkesi düşünür gibi yapıyorlar. Yalan. Külliyen yalan. Sermaye için insan amaç değil araç. Ona pragmatik hatta oportünistçe yaklaşır. Bir iş yaptığında kimin ne zarar göreceğini değil kendisinin nasıl kar edeceğini düşünür.

Bu dev tüketim mabedleriyle sadec küçük esnafın köküne kibrit suyu dökmediler, insanları bu mabedlere adeta tapınmaya çağırırcasına birer tüketim makinesine, gösteriş budalasına, marka sevdalılarına çevirdiler. İnsanlar var olmak yerine, bunlarla kendilerini gösteriyor, arkadaş seçiyor, çevre ediniyor adeta.

Anlayacağınız bu devirde artık, var olmadan varlıklı olmak önemli.. Kafasında ne var, toplum için ne yapmış, ne değer üretmiş, bunlar önemsizleşiyor. Bunların yerine oturduğu ev, bindiği araba, giydiği elbise veya kullandığı tlfunun markası önemli olmaya başlıyor.

Yalan 4. Doğa dostu yalanlarıyla  sadece doğayı değil, zihinleri de kirletiyorlar. Bunca şeyi karşılamak için doğayı hızla türketiyorlar. Oysa insanın ihtiyaçları belli ve sınırlı... Günde üç öğün yemek yer, üstüne başına uyacak giysiler giyer.. Hayır bu yetmez, “lüks villalar, arabalar, avmalr olmazsa adam değilsin” demek istiyirlar.

Çıldırmış ultra kaitalizm, bizi  oyuna getirip tuzağına düşürüyor. Onlar bunu yaparken dünyanın da bizi besleyecek, barındıracak ve taşıyacak hali kalmıyor. Tek umursadıkları satmak, kaznamak ve biriktirmek. Marxın dediği gibi “biriktirin biriktirin dininiz de imanınız da biriktirmek”

Yalan 5. Bölüşmek mi? Sakın ha ondan hiç bahsetmeyin.. Kapitalizm büyümeyi sever, bölüşmeyi asla... Bölüşmekten nefret eder. Birileri haksız “kazançlarla” boğazına kadar dolmuş, öbürü açlıktan ölüyor, kimin umurunda.. Eşitliği, bölüşümü ve adalet duygusunu oluşturan vicdan da hak getire...

Bu sözlerimle gelişmeye ilerlemeye karşı olduğum sanılmasın. Tersine bunları savunan ve gereğini yapmaya çalışan biriyim. Ama bilim insanı namsu aynı zamanda yalanları teşhir temeyi de gerektirir. Sadece kendimiz için değil gelecek kuşaklar için de buna ihtiyaç var.. İşte size dünyanın gidişatından bazı örnekler.       

Dünyanın Limiti Aşıldı

Dünya artık bize yetmiyor. Küresel Ayak İzi Ağı’na göre (Global Footprint Network), bu tüketim hızıyla bize şu anda  1 değil 6 dünya ancak yetebilir. Yani biz ihtiyaçlarımızdan 6 kat daha fazla tükettiğimizden 6 dünyaya ihtiyacımız var. Doğal kaynakları öylesine hızla tüketiyoruz ki, gezegen kendini yenilemeye fırsat bulamıyor. İklim değişikliği, seller, yangınlar hep bu yüzden. İmdat...! Çabuk yetişin! Kaynaklar azalıyor.

Aşırı avlanma yüzünden denizlerdeki balık stokları tehlikede. BM gıda örgütü FAO, raporuna göre Akdeniz ve Karadeniz’deki aşırı avlanmanın “kaygı verici” seviyede olduğunu belirtiyor. Böyle giderse 2050’lerde avlayacak balık bulmayacağız... Son ağaç
Kesildiğinde, son ırmak kuruduğunda, son balık tutulduğunda Beyaz Adam yeşil doların yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak ama o zaman iş işten çoktan geçmiş olacak..,

Okyanusların giderek asitlenmesi bir başka büyük sorun. Doğaya saldığımız karbondioksitin yüzde 30’unu okyanuslar emiyor. Okyanuslardaki asit seviyesi bu yüzden yükseliyor. Kabuklu canlılar ve özellikle de planktonlar tehlikede.

Planktonlar okyanuslardaki besin zincirinin temel halkası.

Ormanlar tehlikede. Her saniye bir futbol sahası büyüklüğünde orman alanı yok ediliyor. Yıllık orman kaybı 5.8 milyon hektara ulaşmış.

Nüfus artıyor ama tarım arazileri azalıyor. Nedeni yoğun yapılaşma.

Kömür, petrol gibi fosil yakıtlar havayı hızla kirletiyor. Bu yüzden iklimler değişiyor. Sıcaklık artışı durdurulamazsa durum felaket.

Tatlı su kaynakları sınırlı. Daha da azalacak.

Bu yıl “Dünya Limit Aşım Günü” 8 Ağustostu. Doğanın dengesini bozmadan tüketebileceğimiz kaynakların tümünü sekiz ayda tükettik. Giderek daha hızlı tüketiyoruz. Ne olacak şimdi? Gelecekten borç alacağız. Oysa Kızılderili atasözünde ne diyordu: “Yeryüzü bize atalarımızdan miras kalmadı. Biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık.”  Yeryüzünü çocuklarımızdan çalıyoruz. Böyle devam ederse 2030 yılında bir yıllık kaynağı 6 ayda tüketmeye başlayacağız. Gezegen daha hızlı tükenecek.

Peki Çare Ne?

“Acilen bir U Dönüşü gerekli” “İhtiyacımız kadar tüketmeyi öğrensek sorun kalmaz”.  “Bu gezegende misafir olduğumuzu bilsek, gelecek nesilleri de düşünsek...”   “Her şeyi çöpe atmak yerine geri dönüşümü sağlamalıyız”, “Fosil enerjilerden vazgeçip güneş, rüzgâr gibi yenilenebilir temiz enerji kaynaklarına yönelmeliyiz”,

“Nüfus artış hızını yavaşlatmalıyız”, “Hayat tarzımızı değiştirmeli, sadeleşmeliyiz”,  “Tüketim çılgınlığına son vermeliyiz”... En önemlisi  “Eşitsizlikleri gidermeliyiz”

Örneğin dünyadaki herkes Almanlar gibi tüketmeye başlasa, 1 dünya değil, 5-6 dünya bize yetmez. ABD yurttaşı gibi tüketse herkes, 4 dünya az gelir.
“Kapitalizmden kurtulmalıyız”  

Peki politikacılar neden çözüme yanışmıyorlar?  “Hani gelecek nesillere bırakacaktık bu dünyayı. Kendimize bile yettiremedik. Ne açgözlüsün ey insanoğlu.”
Prof. Dr. Ahmet Özer

DİĞER YAZILARI Toroslar'da Seçim Nasıl Kazanılır? KATILIMCI, DEMOKRATİK ve GÜÇLÜ YEREL YÖNETİMLER MODELİMİZ SUSKUNLUK SARMALI SEÇİME GİDERKEN DEMOKRASİ VE HUKUK-1 YENİ SEÇİM YASASININ HEDEFLEDİĞİ NEDİR? İNSAN ve İNSAN HAKLARI HEGEMONYANIN SONU MU? VAKIF KONUŞMASI AYDIN ve SORUMLULUĞU ÜZERİNE DÜŞÜNCELER BİR ANMA, İKİ BÜYÜK BİLİM İNSANI DOĞUMUN MUCİZESİ İLE ÖLÜMÜN İHTİŞAMI ARASINDAKİ İNSANIN SEFALETİ! KILIÇDAROĞLUNUN KÜRT SORUNU SÖYLEMİ VE YARATTIĞI TEPKİLER ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME 12 EYLÜL TARİHİN GÖĞSÜNDE BİR KARA LEKEDİR TALAİBAN’IN AFGANİSTAN İSLAM EMİRLİĞİ MUAMMASI, ETKİLERİ VE SONUÇLARI KİNYAS İBRAHİM MİRZOYEV’İN ANISINA İşleyen Süreçler ve Devam Eden Krizlere Sistemik ve Sosyolojik Bir Bakış ÇÖZÜM ve DİYARBAKIR ZİYARETİ...!? Bir Yazar: Yaşar Kemal – 1 Temiz Toplum ve Temiz Siyasete Giden Yolda Siyasi Partilerin Rolü İNSAN DEDİĞİN NEDİR Kİ? ÖZGÜRLÜK ONU SAVUNMA CESARETİNİ GÖSTERENLERİN HAKKIDIR. KORONA ve SONRASI DÜNYANIN HALİNE POLİTİK BİR BAKIŞ YÜZLEŞMEK...! SUSKUNLUK SARMALI İnsanoğlunun Huzur ve Erdem Arayışı: Kiynisizm ve Hedonizm Arasındaki Yol Mutlu Olma Arayışının Sosyo Psikolojik Temelleri ve Freud Gerçeği MUTLU OLMA ARAYIŞININ SOSYO PSİKOLOJİK TEMELLERİ VE FREUD GEREÇEĞİ ACININ ve NEFRETİN KADINLARI...!? SÖZÜN NAMUSUNA VE İNSAN ONURUNA BAĞLI BİR YAZAR: YAŞAR KEMAL DİLİN ÖNEMİ ve DÜNYA ANA DİL GÜNÜ SEVGİ VE GÜN ÜZERİNE Yeni Anayasa Nasıl Yapılmalı ve Neler İçermeli? İKTİDARIN REFORM SÖYLEMİ...! 2020’DEN 2021’E DEVREDEN DÖRT KRİZ YENİ YIL Mİ, DEDİNİZ..!? EKRAN TACİZİ...! TARİHSEL VE KÜLTÜREL BİR VARLIK OLARAK İNSAN BİLİM VE BEYİN GÖÇÜ SORU SORMANIN MAHARETİ PİŞO MIHEME İKTİDAR NASIL DEĞİŞECEK, MUHALEFET NE YAPACAK? BİR ÖMRÜN İKİ HİKAYESİ AŞI MUAMMAYA DÖNMESİN...! ÖĞRTEMEN CHP Genel Sekreteri, Sayın SELİN SAYEK BÖKE’nin MESİAD’daki TOPLANTISINDAN NOTLAR CHP GENEL SEKRTERERİ SELİN SAYEK BÖKE İLE TOPLANTI HANGİ CUMHURİYET? PAŞA VE DÖRT KARISI HAYVANDAN TANRIYA! TEKNOLOJİNİN YAPTIKLARI AÇISINDAN İNSAN !-8 İNSANIN MACERASINA DAİR- 7 Başkan Seçer 'le Bir Saat İnsana Dair Düşünceler 1-) HAYATTAN DERSLER...! YAŞAMIN SIRRI YAŞAM(AK) NEDİR? -1- ÖLÜM VE ÖLÜMSÜZLÜK! BABALAR VE OĞULLAR (Sizin Hiç Babanız Öldü mü?) ANNELER GÜNÜN ESBABI MÜCİBESİ...! DOĞA VE ÇEVRE İLE YÜZLEŞMEK KENDİMİZLE YÜZLEŞMEK-3- KENDİMİZLE YÜZLEŞMEK -2 (VE MAKYAVELİZM’İN BİZİ GETİRDİĞİ YER) KENDİMİZLE YÜZLEŞMEK..! -1- YÜZLEŞME...! ÇAĞRI.! NORMALLEŞME NE ZAMAN BAŞLAYACAK-2-
Yol Durumu
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA