YAŞAMIN SIRRI

Prof. Dr. Ahmet Özer

26-09-2020 18:17

Yaşamın sırrı onu nasıl yaşadığına bağlı. Herkesin, uzun ya da kısa bir ömrü vardır. Önemli olan bu değil, önemli olan sana sunulan bu ömrü basıl yaşadığındır. Yaşarken zamanı nasıl geçirdiğindir. Demek ki yaşamda birinci kritik kavram zaman. O halde ne yapmalı?   ZAMAN Zaman, insanlar için üç boyuta sahip. Biz insanlar biri diğerini mahfetmemesi gereken “geçmiş”, “şimdi” ve “gelecek” üçgeninde yaşarız. Yaşamın tadı bu dengeyi sağlamakta saklı. Ama her insan bu dengeyi sağlayamaz, çoğu da böyle bir dengenin farkında bile değil.    Bir kere “geçmiş” geçtiği için geri getiremezsin, “gelecek” henüz gelmediği için hükmün geçmez, ancak ve ancak “şimdiyi” yaşayabilirsin. Şimdiyi de diğer canlılara göre bir farkla yaşayabilir insan: Hayvanlarda olmayan anılar ve hayaller; yani geçmişin birikimi ve geleceğin tahayyülü.    (Anti parantez olarak söylemeliyim; insan hem rasyonel hem de duygusal bir varlık. Akıl güvenlikçidir, güven ister; güven ise ölçüp biçmeyi gerektirir. Bu yüzden akıl biraz gelecekçidir, hemen yapmaktansa geleceğe ertelemekten yanadır. Duygu ve istençler ise şimdicidir, hemen olsun ister. O nedenle insan şimdi ile geleceğin sarkacında gidip gelir. Keşke’ler böyle ortaya çıkar)   GEÇMİŞ VE GELECEK Geçmişin birikimleri/anıları ve geleceğin umudu/hayalleri bugünkü yaşamın biçimlenmesine şu ya da bu şekilde etki eder, onları biçimlendirir. Ancak bazı mizaçlar bu dengeyi sağlayamazlar; söz gelimi gamsızlar mevcut anda yaşarlar; korkaklar ise gelecek endişesi ile yaşarlar. Karamsarlara gelince, onlar ise geçmişin kötü anıları ile geleceğin daha gelmemiş endişelerini dert edinir ve bu kör mengenede yaşadıkları günü mahveder, mutsuz olur, hep endişeli yaşarlar. Oysa aslolan dengedir. Aristoteles 2500 yıl önce erdem, mesotestir; mesotes ise dengedir, diyor. Sokrates de dengeyi över. Fakat tarihin çarkını döndüren şeyin aşırılıklar olduğunu da unutmamak gerekir.    Yukarıda, anılar(tarih) ve hayaller (umut) biz insanlar için demiştim; çünkü geçmiş bilinci ve gelecek umudu olan tek varlık insandır. Zaten uygarlığı da bu özelliğinden dolayı yaratmıştır insanoğlu. Sözgelimi bin yıl önceki bir aslanı ele alalım. Bin yıl önce aslan o gün neyse bu gün de odur. Çünkü aslan (ya da başka bir hayvan) anılarını/yaşadıklarını biriktiremez, biriktirdiklerini geleceğe taşıyamaz, kendinden sonraya aktaramaz. Bu yüzden kendini geliştiremez, bir uygarlık yaratamaz.    Bir de bin yıl önceki insanı ele alalım. O günkü insan ile bugünkü insanı düşünün ve karşılaştırın. Geçmiş anılarını biriktirmiş, geleceğe aktarmış, gelecek için hayal kurmuş, umut etmiş ve bunları gerçekleştirmek uğraş vermiş; bunları yapmak için sadece içinde yaşadığı günden değil geçmiş anılarından da istifade etmiş ve bu özelliğinden ötürü uygarlık(lar) yaratmış.   YAŞAMIN AMACI Peki bu döngüde yaşamın amacı nedir ya da ne olmalıdır? Uygarlık yaratmak mı? Hayır. Schopenhauer insanın amacı mutlu olmak gibi algılansa da aslında gerçek olanın acı ve ızdırap olduğunu söyler; o halde yaşamın amacı acıyı, ızdırabı azaltmak olmalıdır. Genelde karamsar bir kişilik olan filozof; “çok mutlu olmanın yolu çok mutlu olmanın peşinde koşmamaktır” der. İlginç değil mi? Ne kadar az şey beklersen hayattan o kadar çok mutlu olursun ya da o kadar az ızdıraba muhatap olursun. Mesela zenginliği ele alalım. Zenginlik deniz suyuna benzer, ne kadar içersen o kadar susatır. O halde mutluluğu dış zenginlikte değil iç zenginlikte aramalı insan. Peki iç zenginlik nasıl yakalanır? Sonraki yazıda anlatacağım, bu aynı zamanda güzel, erdemli ve iyi bir yaşamın da ip içlarını verecek bize.    Schopenhauer, Platon'un ve Immanuel Kant'ın etkisinde idealizmin teorisini kendince anladığı boyutta temsil ederken, bu genel bakışı subjektif idealizmin sınırlarından taşıramamış ve Hegel'in felsefesini de reddetmiştir.    AKIL MI İSTENÇ Mİ? Schopenhauer, görünen dünyanın ardında yatan esas gerçekliğin istenç olduğunu ileri sürer. Ona göre bu istenç akılsız, bilinçsiz bir öze sahipti ve kendisini fenomenler dünyasında gösteriyor. Bütün görünenlerin kaynağıdır. İnsan bedeni de onun eseri. Aklın denetiminde olmayan bu istenç, insanları parmağında oynatıyor ve geçici tatminlerle veya ulaşılamayan hayâllerle, insanı hiçbir zaman dışına çıkamayacağı bir bıkkınlık ve acı döngüsüne sokuyor.    Ona göre; bu anlamsız, boş, acıyla dolu ve kötü hayattan kaçınmanın tek yolu var: İstencimizi öldürmek!  Neşeli olmayı kutsar. Mevcut anın tadını neşe ile çıkarmak, işte hayat bilgeliği budur, diyor.    İstenci öldürme düşüncesi onu Hinduizm, Budizm gibi dünyevi bir yaşamdan el çekmeyi ve bir keşiş gibi yaşamayı, başkalarına yardım etmeyi, mutluluğumuzu olabildiğince arttırmayı değil, acılarımızı olabildiğince azaltmayı öneren bir yaşam şeklini önermeye yöneltti.    İnsanın kontrolsüz biçimde irade içinde hareketi; uygarlıkları, acıları ve kötülüğü doğurmuştur. Çünkü irade hep ister, yaşam için talep eder. Birey, iradenin kontrolündeki yaşamda sorunsalın içinde iradenin karşısına merhamet ve acı duygusunu koyarak bir nebze de olsa dışına çıkabilir ve birey olarak kendini gerçekleştirebilir.   Düşünseliğiyle sürekli olarak acılar, sefillikler vadisi olarak tanımladığı dünyayı şikâyet eden Schopenhauer, ölümü yaşamdan daha iyi bulduğunu itiraf eder. (Devam edecek)

--

Prof. Dr. Ahmet ÖZER   Toros Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ŞBP Bl. Bşk.
DİĞER YAZILARI Toroslar'da Seçim Nasıl Kazanılır? 01-01-1970 03:00 KATILIMCI, DEMOKRATİK ve GÜÇLÜ YEREL YÖNETİMLER MODELİMİZ 01-01-1970 03:00 SUSKUNLUK SARMALI 01-01-1970 03:00 SEÇİME GİDERKEN DEMOKRASİ VE HUKUK-1 01-01-1970 03:00 YENİ SEÇİM YASASININ HEDEFLEDİĞİ NEDİR? 01-01-1970 03:00 İNSAN ve İNSAN HAKLARI 01-01-1970 03:00 HEGEMONYANIN SONU MU? 01-01-1970 03:00 VAKIF KONUŞMASI 01-01-1970 03:00 AYDIN ve SORUMLULUĞU ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 01-01-1970 03:00 BİR ANMA, İKİ BÜYÜK BİLİM İNSANI 01-01-1970 03:00 DOĞUMUN MUCİZESİ İLE ÖLÜMÜN İHTİŞAMI ARASINDAKİ İNSANIN SEFALETİ! 01-01-1970 03:00 KILIÇDAROĞLUNUN KÜRT SORUNU SÖYLEMİ VE YARATTIĞI TEPKİLER ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME 01-01-1970 03:00 12 EYLÜL TARİHİN GÖĞSÜNDE BİR KARA LEKEDİR 01-01-1970 03:00 Kapitalizmin Aç Gözlülüğü 01-01-1970 03:00 TALAİBAN’IN AFGANİSTAN İSLAM EMİRLİĞİ MUAMMASI, ETKİLERİ VE SONUÇLARI 01-01-1970 03:00 KİNYAS İBRAHİM MİRZOYEV’İN ANISINA 01-01-1970 03:00 İşleyen Süreçler ve Devam Eden Krizlere Sistemik ve Sosyolojik Bir Bakış 01-01-1970 03:00 ÇÖZÜM ve DİYARBAKIR ZİYARETİ...!? 01-01-1970 03:00 Bir Yazar: Yaşar Kemal – 1 01-01-1970 03:00 Temiz Toplum ve Temiz Siyasete Giden Yolda Siyasi Partilerin Rolü 01-01-1970 03:00 İNSAN DEDİĞİN NEDİR Kİ? 01-01-1970 03:00 ÖZGÜRLÜK ONU SAVUNMA CESARETİNİ GÖSTERENLERİN HAKKIDIR. 01-01-1970 03:00 KORONA ve SONRASI DÜNYANIN HALİNE POLİTİK BİR BAKIŞ 01-01-1970 03:00 YÜZLEŞMEK...! 01-01-1970 03:00 SUSKUNLUK SARMALI 01-01-1970 03:00 İnsanoğlunun Huzur ve Erdem Arayışı: Kiynisizm ve Hedonizm Arasındaki Yol 01-01-1970 03:00 Mutlu Olma Arayışının Sosyo Psikolojik Temelleri ve Freud Gerçeği 01-01-1970 03:00 MUTLU OLMA ARAYIŞININ SOSYO PSİKOLOJİK TEMELLERİ VE FREUD GEREÇEĞİ 01-01-1970 03:00 ACININ ve NEFRETİN KADINLARI...!? 01-01-1970 03:00 SÖZÜN NAMUSUNA VE İNSAN ONURUNA BAĞLI BİR YAZAR: YAŞAR KEMAL 01-01-1970 03:00 DİLİN ÖNEMİ ve DÜNYA ANA DİL GÜNÜ 01-01-1970 03:00 SEVGİ VE GÜN ÜZERİNE 01-01-1970 03:00 Yeni Anayasa Nasıl Yapılmalı ve Neler İçermeli? 01-01-1970 03:00 İKTİDARIN REFORM SÖYLEMİ...! 01-01-1970 03:00 2020’DEN 2021’E DEVREDEN DÖRT KRİZ 01-01-1970 03:00 YENİ YIL Mİ, DEDİNİZ..!? 01-01-1970 03:00 EKRAN TACİZİ...! 01-01-1970 03:00 TARİHSEL VE KÜLTÜREL BİR VARLIK OLARAK İNSAN 01-01-1970 03:00 BİLİM VE BEYİN GÖÇÜ SORU SORMANIN MAHARETİ 01-01-1970 03:00 PİŞO MIHEME 01-01-1970 03:00 İKTİDAR NASIL DEĞİŞECEK, MUHALEFET NE YAPACAK? 01-01-1970 03:00 BİR ÖMRÜN İKİ HİKAYESİ 01-01-1970 03:00 AŞI MUAMMAYA DÖNMESİN...! 01-01-1970 03:00 ÖĞRTEMEN 01-01-1970 03:00 CHP Genel Sekreteri, Sayın SELİN SAYEK BÖKE’nin MESİAD’daki TOPLANTISINDAN NOTLAR 01-01-1970 03:00 CHP GENEL SEKRTERERİ SELİN SAYEK BÖKE İLE TOPLANTI 01-01-1970 03:00 HANGİ CUMHURİYET? 01-01-1970 03:00 PAŞA VE DÖRT KARISI 01-01-1970 03:00 HAYVANDAN TANRIYA! 01-01-1970 03:00 TEKNOLOJİNİN YAPTIKLARI AÇISINDAN İNSAN !-8 01-01-1970 03:00 İNSANIN MACERASINA DAİR- 7 01-01-1970 03:00 Başkan Seçer 'le Bir Saat 01-01-1970 03:00 İnsana Dair Düşünceler 1-) 01-01-1970 03:00 HAYATTAN DERSLER...! 01-01-1970 03:00 YAŞAM(AK) NEDİR? -1- 01-01-1970 03:00 ÖLÜM VE ÖLÜMSÜZLÜK! 01-01-1970 03:00 BABALAR VE OĞULLAR (Sizin Hiç Babanız Öldü mü?) 01-01-1970 03:00 ANNELER GÜNÜN ESBABI MÜCİBESİ...! 01-01-1970 03:00 DOĞA VE ÇEVRE İLE YÜZLEŞMEK 01-01-1970 03:00 KENDİMİZLE YÜZLEŞMEK-3- 01-01-1970 03:00 KENDİMİZLE YÜZLEŞMEK -2 (VE MAKYAVELİZM’İN BİZİ GETİRDİĞİ YER) 01-01-1970 03:00 KENDİMİZLE YÜZLEŞMEK..! -1- 01-01-1970 03:00 YÜZLEŞME...! 01-01-1970 03:00 ÇAĞRI.! 01-01-1970 03:00 NORMALLEŞME NE ZAMAN BAŞLAYACAK-2- 01-01-1970 03:00