YÜZLEŞMEK...!

Prof. Dr. Ahmet Özer

19-04-2021 17:30

YÜZLEŞMEK...!

Prof. Dr. Ahmet ÖZER Acı izlerle yüzleşilmeli Devlet denilen aygıt, bireylerin kişisel iradeleri sonucu, bir takım hak ve yetkilerini delege ederek, sağlık, güvenlik ve özgürlük içinde yaşamaları için kurdukları bir kurumdur. Devlet böyle kuruluyor ama bir süre sonra bağlamından kopuyor, kendi başına bir amaç haline gelebiliyor, onu yaratan yurttaş ise araca dönüşüyor. Böyle olunca da işler çığırından çıkıyor, devlet o zaman sadece onu ele geçiren bir grubun ya da sınıfın amaçlarına hizmet eder hale geliyor. Bu durumda sıkıntılarla bezeli bir tarih oluşuyor. Türkiye’de takvim yapraklarına bakın, her sayfasında bir başka acının izlerini görürüsünüz… Sürgünde ölüme mecbur edilmiş Nazım Hikmet gibi büyük şairlerden, ömrü mahkemelerde geçmiş Yaşar Kemal gibi dev yazarlara, darağacında ideallerini haykırarak son nefesini veren Deniz, Yusuf, Hüseyin gibi gençlik önderlerinden, sokak ortasında kurşunlanmış, Musa Anter gibi cesur kalemlere ve onların demokratik, özgür toplum düşünü sürdürdüğü, savunduğu için hedef haline getirilmiş gazetecilere, aydınlara, bilim insanlarına uzanan bir süreç var. Bu süreçle yüzleşmeden, bunları yok sayarak, sanki hiç olmamışlar gibi davranarak yeni bir dünya, yeni bir düzen, demokratik bir cumhuriyet yaratılabilir mi?. Hamasetle düzelme olmaz “Yaşatacağız” manşetleriyle, “unutmayacağız” sloganlarıyla, anmalarla, kabaran dosyalarla, hesap sormalarla dolu, belalı bir tarih… ve zulüm, yasak, sansür, silah, hapsetme, hedef gösterme, katil gizleme, yok etme dışında yol bilmeyen bir devletin, her devirde yeni kostümlerle yeniden ortaya çıkan baskısı, şiddeti… Bütün bunları değiştirmek sadece lafla, hamasetle olmaz. Özgür birey, sorumlu toplum için demokratik devlet gerekir. Bunun için de yüzleşmek gerek. Birbirini anca mahkeme kapılarında, cezaevlerinde, hastanelerde, mezarlıklarda gören, hep aynı isimler, aynı kesimler. Şimdi yeni Türkiye deniyor, sormak ve yüzleşmek gerekmez mi “Yeni” bunun neresinde?" Ilımlı otokrasi Uluslararası itibarı düşmüş, ekonomisi çökmüş, siyaseti çürümüş, kurumları zayıflamış, kimlikler üzerinden toplumsal kutuplaşma ve zihinsel bölünme gerçekleşmiş ürkütücü bir tablo ile karşı karşıyayız.21.yüzyılın 21.yılına girerken, Türkiye “Dönüşüm Endeksine göre Demokrasi Statüsü sıralamasında 10 üzerinden 4,9 puanla 77. Sırada geliyor. Bu puan ile Türkiye orta kategori olan “ılımlı otokrasiler” grubunda sınıflandırılıyor. Buna basın özgürlüğünün kısıtlanması, insan haklarının ihlal edilmesi ve güçler ayrılığı ilkesinden saf dışı bırakılması gerekçe gösterildi. Sağlık yerine silaha yatırım yapıldı

Son yıllarda sağlık yerine silaha yatırım yapan bir ülke haline geldi Türkiye. S 400’lere- F 35’lre ve daha başka birçok silaha büyük oranda milyar dolarlar yatırıldı. Fakat silah sektörüne milyar dolarlar yatıran ülke kendi vatandaşına maske ve aşı temininde bile güçlük çekti. Günde üç yüz kişinin Covit 19’dan öldüğü bir ülke halin geldik. Bilime ve özellikle sağlık sektörüne yeterli önemi tanımadığımız için yeterli aşı olmadığı gibi hala Türkiye’de bir aşının bulunamamış olması da manidar değil mi?

Dünyanın Korona salgını ile mücadele ettiği bir dönemde, gençlerimizi, kadınlarımız, toplumsal enerjimizi salgınlara, savaşlara feda etmenin üzüntüsünü ve utancını yaşamaya devam mı edeceğiz? Korona salgını sonrası yeni dönemde, aynı durumu yaşamamak için başta siyasal iktidarın, siyasetçilerin, bütün siyasi partilerin ve güvenlik kurumlarının bugüne kadar sürdürülen politikalarının sonuçlarıyla yüzleşmesi tarihi bir sorumluluk değil mi?

Yaşadığımız süreçten bir örnek Yaşanan pandemide vaka sayısında dünyadaki en kötü ülkeler arasında yedinci, ölümlerde beşinci sıraya yükseldiğimiz söyleniyor. Söyleniyor diyorum, çünkü mega istatistik tekeli devletlerin elinde. Buna rağmen Türkiye kendini başarılı addediyor. Üstelik Dünya Sağlık Örgütü Türkiye’nin açıkladığı ölüm ve vaka sayılarını güvenilir bulmuyor hatta gizlediğini ileri sürüyor. Öte yandan dünyadaki diğer bazı ülkelerin rakamları asıl başarının ne olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’den çok önce bu salgınla tanışan Japonya’yla, Güney Kore ile karşılaştırılınca çok kötü görünen Türkiye salgının kötü vurduğu İtalya, İngiltere, İspanya ve Brezilya gibi ülkeleri örnek göstererek durumu kurtarabilir mi? Yaşanalar öyle kanıksanıp sıradanlaştırıldı ki günlük ölümler üç yüzlerden iki yüzlere düşünce sevinir olduk. Vatandaşına yeterli aşı yapmayan ülke Libya’ya aşı gönderiyor.

Maske takma zorunluluğu getiren devlet maske teminine ilişkin büyük sıkıntı yaşadı. Aşının önemli bir önleyici olduğu bir dönemde hala nüfusun dörtte üçü aşılanamadı. Ülke nüfusunun yarısı yoksulluk sınırında, onların da yarısı açlık sınırında. Ekonomi batmak üzere, küçük esnaf kan ağlıyor; işsizlik tarihte görülmemiş oranlarda katlanmış, biz Amerika’ya, Libya’ya TV’ reklamları eşliğinde kargo uçaklarıyla maske ve aşı yardımları gönderiyoruz. Peki, bize kim yardım edecek? Tıpkı yıllarca kendi içindeki çatışmaları çözmeden gidip başka ülkelerde çatışma ve çözüm peşinde koşmak gibi. Hükümet karşı karşıya bulunduğumuz sorunu çözmek yerine çözüyormuş gibi yaparak, bundan bir başarı hikâyesi üreterek kendi iktidarını daim etmek istedi ama başaramadı. Salgını kötü, çok kötü yönetti. Vaka sayalarının altmış binleri aştığı nadir ülkelerden biriyiz maalesef.

Çözülemeyen sorunların ülkeye maliyeti gün be gün artıyor Ayrıca geleceğe taşınması durumunda ülke açısından büyük yük olacak malum sorunlarla

karşı karşıyayız. Bu sorunların başında Suriye meselesi ve Kürt Sorunu var. Epey bir zamandır sanki bu sorunlar yokmuş gibi davranılıyor. Oysa gerçekle yüzleşmek yerine onlara gözümüz kapatırsak dünyayı sadece kendimize gece yaparız. Şimdi bir Ukrayna krizi kapıda. Rusya uçuş engeli koydu, onu Türkiye için turizm kaynağı olan Almanya ve İran izledi. Komşu ülkelerle sürdürülen gerginliğin dışında içerde devam eden kavgaların siyasal iktidar için 'iktidarda kalmak' dışında ülkemize ve toplumsal hayatımıza zarardan başka nasıl bir katkısı olabilir? Her kesimin, bu sorunların ülkeye maliyetini, sebep olduğu toplumsal ayrışmanın, kutuplaşmanın patlamaya hazır nefretin algı ile yönetilerek dinsel ve etnik milliyetçiliğe dönüşmesinin yaratacağı muhtemel tahribat ve yıkım ile yüzleşmesi gerekmez mi? Düşünmek için pandemi dönemi iyi bir fırsat olabilir Sadece bugünle değil, düze çıkmak için, bununla birlikte geçmişiyle yüzleşmesi gereken bir Türkiye var. Maraş’a ve Sivas’a; Hrant’ın vurulduğu yerden, Roboski’ye uzanan ve daha nice katliamı içinde barındıran geçmişiyle yüzleşmesi gereken bir Türkiye halkı var. Türkiye devleti ve halkıyla geçmişiyle yüzleşmediği sürece, bellek ve demokrasi kültürü arasındaki organik bağı reddedip günahlarından arınmadığı sürece yeni özgür ve müreffeh bir toplum yaratması güçten de öte zordur.

Prof. Dr. Ahmet Özer

DİĞER YAZILARI Toroslar'da Seçim Nasıl Kazanılır? 01-01-1970 03:00 KATILIMCI, DEMOKRATİK ve GÜÇLÜ YEREL YÖNETİMLER MODELİMİZ 01-01-1970 03:00 SUSKUNLUK SARMALI 01-01-1970 03:00 SEÇİME GİDERKEN DEMOKRASİ VE HUKUK-1 01-01-1970 03:00 YENİ SEÇİM YASASININ HEDEFLEDİĞİ NEDİR? 01-01-1970 03:00 İNSAN ve İNSAN HAKLARI 01-01-1970 03:00 HEGEMONYANIN SONU MU? 01-01-1970 03:00 VAKIF KONUŞMASI 01-01-1970 03:00 AYDIN ve SORUMLULUĞU ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 01-01-1970 03:00 BİR ANMA, İKİ BÜYÜK BİLİM İNSANI 01-01-1970 03:00 DOĞUMUN MUCİZESİ İLE ÖLÜMÜN İHTİŞAMI ARASINDAKİ İNSANIN SEFALETİ! 01-01-1970 03:00 KILIÇDAROĞLUNUN KÜRT SORUNU SÖYLEMİ VE YARATTIĞI TEPKİLER ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME 01-01-1970 03:00 12 EYLÜL TARİHİN GÖĞSÜNDE BİR KARA LEKEDİR 01-01-1970 03:00 Kapitalizmin Aç Gözlülüğü 01-01-1970 03:00 TALAİBAN’IN AFGANİSTAN İSLAM EMİRLİĞİ MUAMMASI, ETKİLERİ VE SONUÇLARI 01-01-1970 03:00 KİNYAS İBRAHİM MİRZOYEV’İN ANISINA 01-01-1970 03:00 İşleyen Süreçler ve Devam Eden Krizlere Sistemik ve Sosyolojik Bir Bakış 01-01-1970 03:00 ÇÖZÜM ve DİYARBAKIR ZİYARETİ...!? 01-01-1970 03:00 Bir Yazar: Yaşar Kemal – 1 01-01-1970 03:00 Temiz Toplum ve Temiz Siyasete Giden Yolda Siyasi Partilerin Rolü 01-01-1970 03:00 İNSAN DEDİĞİN NEDİR Kİ? 01-01-1970 03:00 ÖZGÜRLÜK ONU SAVUNMA CESARETİNİ GÖSTERENLERİN HAKKIDIR. 01-01-1970 03:00 KORONA ve SONRASI DÜNYANIN HALİNE POLİTİK BİR BAKIŞ 01-01-1970 03:00 SUSKUNLUK SARMALI 01-01-1970 03:00 İnsanoğlunun Huzur ve Erdem Arayışı: Kiynisizm ve Hedonizm Arasındaki Yol 01-01-1970 03:00 Mutlu Olma Arayışının Sosyo Psikolojik Temelleri ve Freud Gerçeği 01-01-1970 03:00 MUTLU OLMA ARAYIŞININ SOSYO PSİKOLOJİK TEMELLERİ VE FREUD GEREÇEĞİ 01-01-1970 03:00 ACININ ve NEFRETİN KADINLARI...!? 01-01-1970 03:00 SÖZÜN NAMUSUNA VE İNSAN ONURUNA BAĞLI BİR YAZAR: YAŞAR KEMAL 01-01-1970 03:00 DİLİN ÖNEMİ ve DÜNYA ANA DİL GÜNÜ 01-01-1970 03:00 SEVGİ VE GÜN ÜZERİNE 01-01-1970 03:00 Yeni Anayasa Nasıl Yapılmalı ve Neler İçermeli? 01-01-1970 03:00 İKTİDARIN REFORM SÖYLEMİ...! 01-01-1970 03:00 2020’DEN 2021’E DEVREDEN DÖRT KRİZ 01-01-1970 03:00 YENİ YIL Mİ, DEDİNİZ..!? 01-01-1970 03:00 EKRAN TACİZİ...! 01-01-1970 03:00 TARİHSEL VE KÜLTÜREL BİR VARLIK OLARAK İNSAN 01-01-1970 03:00 BİLİM VE BEYİN GÖÇÜ SORU SORMANIN MAHARETİ 01-01-1970 03:00 PİŞO MIHEME 01-01-1970 03:00 İKTİDAR NASIL DEĞİŞECEK, MUHALEFET NE YAPACAK? 01-01-1970 03:00 BİR ÖMRÜN İKİ HİKAYESİ 01-01-1970 03:00 AŞI MUAMMAYA DÖNMESİN...! 01-01-1970 03:00 ÖĞRTEMEN 01-01-1970 03:00 CHP Genel Sekreteri, Sayın SELİN SAYEK BÖKE’nin MESİAD’daki TOPLANTISINDAN NOTLAR 01-01-1970 03:00 CHP GENEL SEKRTERERİ SELİN SAYEK BÖKE İLE TOPLANTI 01-01-1970 03:00 HANGİ CUMHURİYET? 01-01-1970 03:00 PAŞA VE DÖRT KARISI 01-01-1970 03:00 HAYVANDAN TANRIYA! 01-01-1970 03:00 TEKNOLOJİNİN YAPTIKLARI AÇISINDAN İNSAN !-8 01-01-1970 03:00 İNSANIN MACERASINA DAİR- 7 01-01-1970 03:00 Başkan Seçer 'le Bir Saat 01-01-1970 03:00 İnsana Dair Düşünceler 1-) 01-01-1970 03:00 HAYATTAN DERSLER...! 01-01-1970 03:00 YAŞAMIN SIRRI 01-01-1970 03:00 YAŞAM(AK) NEDİR? -1- 01-01-1970 03:00 ÖLÜM VE ÖLÜMSÜZLÜK! 01-01-1970 03:00 BABALAR VE OĞULLAR (Sizin Hiç Babanız Öldü mü?) 01-01-1970 03:00 ANNELER GÜNÜN ESBABI MÜCİBESİ...! 01-01-1970 03:00 DOĞA VE ÇEVRE İLE YÜZLEŞMEK 01-01-1970 03:00 KENDİMİZLE YÜZLEŞMEK-3- 01-01-1970 03:00 KENDİMİZLE YÜZLEŞMEK -2 (VE MAKYAVELİZM’İN BİZİ GETİRDİĞİ YER) 01-01-1970 03:00 KENDİMİZLE YÜZLEŞMEK..! -1- 01-01-1970 03:00 YÜZLEŞME...! 01-01-1970 03:00 ÇAĞRI.! 01-01-1970 03:00 NORMALLEŞME NE ZAMAN BAŞLAYACAK-2- 01-01-1970 03:00