nsanlık tarihinin en eski yerleşim merkezi bereketli toprakların cenneti Mezopotamya,peygamberler şehri Urfa ,insanlık tarihinin,uygarlığın,bilmin en eski merkezi Harran'a ve tarihin sıfır noktası Göbeklitepe'ye,Çipura Tur ile geleceğe seyahat ediyoruz.
İnsanlık tarihinin en eski yerleşim merkezi Mezopotamya,peygamberler şehri Urfa ,insanlık tarihinin,uygarlığın,bilmiz mekezinde yer alan Harran'ı sabahın ilk ışıkları altında kucaklıyoruz.
Önce Harran,sakin geçmişini kısık gözlerle uyku mahmurluğunda bizi karşılarken Dünyanın en eski yerleşim yerinde olmanı heyecanını yaşamak istiyoruz.Bizi yerel rehber Ahmet tüm sıcaklığıyla karşılarken,Ramazan ayının içinde Harran’ın sıcaklığı yavaş yavaş ilerlerken ören yolunda bizden önce gelen gruplarla karşılaşıyoruz.Tel örgülerle çevrelenen Harran Ören yeri,açılmış kazı alanları kaderine terke edilmiş.restorasyonu süren cami ve minaresi,devam eden tadilatlar.Sessiz sakin.Ta uzaklara bakıyoruz,geniş bir ören yeri üstünde Çipura Tur’un emektarı mimarı gezi rehberimiz İbrahim Kırmızıer’i Kültür Gezisini düzenleyen İçel Sanat Kulübü Başkanı Sedat Aydöner,Kulüp üyeleri , gezi dostlarımızla birlikte dinliyoruz.Uzaklarda dumanı tütmeyen koni evler.Bu koni evreden birine misafir oluyoruz,bizi yöresel kıyafetiyle koni evlerinin sahibi Hali Özoğuz,içtenliğiyle içeri buyuruyor.Geziyoruz koni evleri,ta dipte büyükce yatak odası,daha bir sürü bir birine bağlı oda onaltı kadar var,geniş bir aile evsahibimiz.gelinler,oğullar ,torunlar,bilgece anlatıyor,bir yandan kahvelerimizi içiyor soluklanıyoruz.Oğul rehber Ahmet bize Harran’ı ,buraları,evleri,yaşamları aktarırken;
Harran 4 km varan surlarıyla,sur kapıları,kentin güney doğusunda yer alan iç kalesiyle,kent merkezinde yer alan Hüyük,hüyüğün kuzeyinde yer alan Ulu Cami 33.30 metre yüksekliğiyle dikkatimizi çekerken,dünyanın hiçbir yerinde görmediğiniz konik evler geçmişin tanıklığında sizleri karşılıyor.
Harran M.Ö.2000’li yıllara dayandığı,2250 tarihinde ait Ebla’da bulunan çivi yazılı tabletlerden anlıyoruz.Burada “Ha-ra-an” adını ilk kez görüldüğü,Kültepe’deki tabletlerde de aynı adın geçtiği dikkat çekiyor.Sümer ve Akad dillerinde “Harran”sözcüğü seyahat,kervan anlamına geldiği,ancak halkın deyişiyle “kesişen yollar”,”aşırı sıcak” anlamına geldiği öğreniyoruz.
Şanlıurfa otobanından sapıyoruz 12 km son derece güzel bir yoldan Tarihin sıfır noktasınana yöneliyoruz. Göbeklitepe. Güvenlikten geçiyor ,biletlerimizi alıyor, tarihe yolculukbaşladı.Modern yapılar,çıkarılan eserlerin sergilendiği bir merkez,gezimiz burada başlıyor, sinevizyon gösterimini izledikten sonra yola koyuluyoruz.Yukarıya servis minibüsleri taşıyor.Her şey düşünülmüş,tasarlamış,temiz,bakımlı,insanı büyüleyen atmosferi içindeyiz.
Burada size haddimiz olmadan var olan öğrendiğim yazılı kaynaklardan anlatmaya çalışıyorum Göbeklitepe’yi .
Göbeklitepe ilk kez ,ilk kez 1963’te İstanbul ve Şikago Üniversiteleri Güneydoğu Anadolu Tarih Öncesi Araştırmaları Karma Projeleri kapsamında Halet Çambel ve Robert John Braldwood tarafından yapılan yüzey araştırmalarında ortaya çıktı. 1994 gerçek önemi ortaya çıkan Göbeklitepe,1995 yılında Prof. Harald Hauptmann ve Urfa Müze Müdürü Adnan Mısır tarafından kazı çalışmalarına başlanmış.İlerleyen yıllarda kazı başkanlığını 2014 ölümüne kadar yürüten Kalus Schmidt açıklamasında Neolitik Dönemi insanlık tarihinin en önemli dönemi olarak gören,Neolİtik Devrim olarak tanımlamasının nedenini avcı-toplayıcı yaşam biçimine bağlayarak insanoğlu besin yetiştirme (toprağı işleyerek buğday ekiyor) üretim yapmaya başlıyor.
Göbeklitepe,E Yapısı Göbeklitepe’de ilk yıllarda kazılan tarih öncesi anıtlardan biri.Bu oval yapı anakaya üzerine oturmakta.kuzeyindeki iki büyük çukurda keşfedilmiş,Ana kazı alanındaki C ve D yapılarının keşfinin ardından bu yapıların da anıtsal yapılar içinde olduğunu E yapısının T biçimli dikili taşları tamamen yok olduğu,günümüze yalnızca düzeltilmiş kireçtaşı zemin ve yapının merkezindeki T biçimli iki dikilitaşı taşıyan kaide kalmış.diğer yapıların aksine zemin “terrazzo” adı verilen harçla kaplanmış.Yapıyı çevreleyen duvar içerisinde daha küçük dokuz dikilitaş yer almakta.Yapılacak yeni kazıda sayıların arta bileceği ifade ediliyor.
D Yapısı bugüne kadar keşfedilen anıtsal yapılar içinde en iyi konunmuş olanı,20 metre çapında oval planlı yapı C Yapısı gibi özenle düzeltilmiş, anakaya üzerine inşa edilmiş, Çanak Çömleksiz Neolitik B evresinin başlarına tarihleniyor.Yapının merkezinde iki dikilitaş,yine ana kayaya 15 cm oyulu sığ kaidelerin içinde yer almakta,yapı duvarı içinde 12 dikilitaş bulunmakta.
C yapısı yuvarlak oval yapısıyla, 25 metre çapında çarpıcı görüntüsüyle etkileyici. Göbeklitepe’de keşfedilen en büyük yapıdır.Çanak Çömleksiz Neolitik A VE Neolitik B dönemin başına tarihlenmekte,C yapısının doğrudan düzeltilmiş, kireçtaşı anakaya ürerine oturmakta,her biri farklı evreyi yansıtan iç içe geçmiş üç cephe duvarına sahip. İç duvarda özgün konumunda T biçimli 9 dikilitaş yer alırken,yapı inşa edildiğinde daha fazla sayıda olduğu düşünülmekte.Anakayaya oyulmuş 2 kaide ,bir çift büyük T biçimli dikilitaşı tutmakta.Dış duvardan içeriye giden dar bir koridor,bu koridorun girişinde yırtıcı hayvan tasvirleri yer alan U biçimli taş yer alıyor.
A yapısının kuzeyinde yer alan Çanak çömleksiz Neolitik A,Neolitik, Çanak Çömleksiz Neolitik B evrelerini izlerken yapı 12 metre çapında yuvarlak planlı olup,işlenmiş kireçtaşı ana kaya üzerine inşa edilen C ve D yapıları.
Kazı alanı modern bir şemsiyenin altında doğayla iç içe,çevresinde yapılan kazılarda ortaya çıkan yeni dikilitaşlar sergileniyor,yukarıda sahipsiz mezarlar ağacın gölgesinde huzur içinde uyurken biz da yanı başlarında dinleniyoruz.Ovadan dağlara ılık bir yel esiyor içimiz ürperiyor.
Doğuş Grubu ve Kültür Bakanlığı ortaklaşa yürüttüğü kazı ve koruma çalışmaları tarihin sıfır noktasında 12.bin yıllık geçmişine sahip çıkarak bu arkeolojik hazine geleceğe mirası Göbeklitepe’yi saygıyla selamlıyoruz.
Göbeklitepe Konuklar için her şey düşünülmüş. Göbeklitepe, Ziyaretçi merkezi,Sergileme merkezi,otopark,yürüyüş yolu,ören yeri ve ören yerinin yanında antik tiyatrosu ile modern bir kampus görünümünde.
Yerli ve yabancıların büyük ilgi gösterdiği tarihin sıfır noktasından sessizce ayrılıyoruz.
Şanlıurfa’da Hz.İbrahim Makamları; Hz. İbrahim’in doğduğu yer,Mevlüt Halil Mağarası,Ataşe atıldığı yer,Halil Ür Rahman Gölü,Ayn-ı Zeliha Gölü,tarihi kale ve tarihi Urfa Dergah Çarşısını ve konuksever insanları ardımızda bırakarak yolumuz sular altında yaşam uğraşı veren gizli cennet Halfeti’ye.
Salih Pala
MERSİN KENT HABER