Mersin'de corona virüs pandemiyeni yeni normal hayat başlangıcına halk kulak asmıyor.
Şehrin pekçok noktasında yaptığımım gözlemlerde vatandaşların sağlık ilgili uyarıları umursamaması kaygı verici.
Pandem süresince polisin ve zabıtaların etkin denetimleri ve uyarılarıyla vatandaşlar üzerindeki belirleyici etkisi, bu pandem sürecine olumlu yansımıştı.
Oysa ki 1 Haziran 2020 başlayan yeni süreçte yaşananlar, kaygı verici.
Yeni dönem yaşam biçiminde skağa kendini atan insanlarımız yaşananlardan hiç ders almamamış gibi . Mersin'de sokağa yansıyanlar pandemi sürecinin yeni başlayan ilk günlerinde alınan tedbirler ve yapılan çağrılar unutulmuş, sanki sürü bağışıklılığı süreci başlatılmış.
Sokaklar,caddeler maskesiz,sosyal mesafeden uzak, saldım çayıra, Mevlam kayıra hesabı kaygısız insanlarla dolup taşmış.
Çok az sayıda maske takan, sosyal mesafeleri dikkate alan yurttaşlar da var.
Bir vurdum duymazlık yaşanıyor. Pandem sürecinde onca yaşananlar , sokağa çıkma kısıtlamaları, tüm dünya corona virüs kıskacında can çekiştiğini hergün tanık olurken bu zor dönmeleri yeni yeni geride bırakma evresinde kendimizi, sevdiklerimizi ve suçu günahı olmayan insanları tehliklere atıyoruz.
Bu vurdum duymazlık, bu davranışlar endişe verici, ürkütücü boyutta.
"Maske tak,sosyal mesafeni koru, evde kal" uyarıları sokaktakilerin bir kulağından girmiş, bir kulağından çıkmış.
Sorumluluk sahibi insanlarımız yurttaşlık bilinciyle uyarıları dikkate alırken,sokakta yaşananları gördükçe zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için çarşıya pazara çıkmaktan korkar oldu.
Kent yaşamında önemli yeri olan alışveriş merkezleri (AVM) giriş çıkış noktalarında, AVM içlerinde aldıkları sağlık tedbirleriyle dikkat çekerken,kent merkezindeki çarşı, Pozcu cadde ve sokakları, Silifke Caddesi, Hastane Caddesi, Zeytinli Caddesi, İstiklal Caddesi pandem öncesi yaşamına dönmüş.
Kenteki büyük mağazaların dışında, birkaç istisna hariç hiçbir önlem alınmaksızın sosyal mesafeden uzak alış verişler sürüyor.
Bazı açık olan lokantalarda eski tas eski hamam, müşteriler sosyal mesafeleri dikkate almadan kaygı verici görüntüler içinde yerini almış.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın dilinden düşürmediği "maskeni tak, hijyene dikkat et, sosyal mesafeni koru," çağrıları kulak ardı edilmiş.
Bizleri bekleyen tehlike çanları öfkeyle çalarken,fısıltı gazeteleri kulaktan kulağa bazı mahallelerde covid 19 çıktığı söylentileri dolaşırken bu ne aymazlık.
Özellikle şunun altı çizilmeli, büyük AVM'lerin gösterdiği dikkati ve özverili çalışmaları gezdim, gördüm.Bu dikkat ve özeni şehir içi çarşı sokaklarında,caddelerinde görmedim.
Bu uygulamalar toplum sağlığı için hayati önemi varken,yeni pandem sürecini polis ve zabıta zoruyla mı yerine getireceğiz.
Toplum olarak genci yaşlısı,kadını çocuğu,her yurttaş dikkatli ve özerverili çaba göstermesi kent ve toplum sağlığı için son derece önemli.
AVM girişlerinde vatandaşların ateş ölçer ile ateşi ölçülerek girişleri sağlanıyor. Maskesiz girişlere asla izin verilmiyor.Maskesiz gelenlere girişte ücretsiz maske verilerek içeri alınıyor.
AVM'nde maske takılması, sosyal mesafe kurllarına uyulması anosları sısk sık yapılmakta.AVM içinde yer alan mağazaların girişlerinde uyarılar dikkat çekerken, maskesiz müşteriyi görevliler içeri almıyor.
Mağaza girişlerindeki dezenfekten noktası göze çarpıyor. AVM içinde maskesini çıkarıp dolaşan çok az da olsa insanlara rastlamak mümkün.
AVM'de alınan tedbirler, çarşı merkezlerinde de uygulansa dünyanın sonu mu olur ? Yeni nesil yaşam biçimi çerçevesi ortak akılla çözülemez mi?
Sadece AVM, çarşılar değil, her yerde neresi olursa ister deniz kıyısı,isterse sahiller, parklar, kaldırımlar, toplu taşım araçları, pazar yerleri, şehir meydanları...
Yeni normal yaşam BİZİ bekliyor.
Kenti bekleyen salgın tehlikelerine karşı kendimiz yeterli tedbiri almadığımız apaçık ortada.
Valiliğin halk sağlığı konusundaki uyarıları, alacağı yeni tedbirlerin etkili oacağını düşünüyorrum. Aklı selim herkesin beklentisi de bu yönde.
Yol yakınken bu yanlışlardan dönmeliyiz.
Kentte yaşamanın sorumluluk ve bilincini her yurttaş yerine getirmeli.
İnsanlar güven içinde, sağlıklı bir ortamda yaşamak istiyor.Bu her insanın yaşama hakkıdır.
İnsan en büyük değerdir.Bunu değeri korumak hepimize düşer.
Lütfen unutmayalım ki pandemi sürecinde hekimler,hemşireler,sağlık çalışanları, ailelerini,çocuklarını, bebelerini evlerinde bırakıp bizlerin sağlığı için Afgan Mücaitleri gibi savaştı. Bu yolda şehitler verildi. Şimdi bu derin yaraları sarma zamanı gelmedi mi ? Sağlık emekçilerimiz bu zor koşullarda sürdürdüğü insanüstü gayretleri "Emeklerimiz feda mı oluyor" sözlerini duyar gibiyim. Onların emeklerini boşa çıkarmayalım..
Bakınız hala evlerinde 65 yaş ve üstü büyüklerimiz korkudan pencereden başlarını bile çıkamıyor. Onlara verilen sokağa çıkma izinlerinde bile korkudan evden dışarı adım atmıyorlar.
Salih Pala
MERSİN KENT HABER