İşimiz gereği,yapılması çok zorunlu nedenlerle kent merkezine kısa süreli yaptığım yolculukta ilginç görüntüler yaşanıyor.
Ana caddeler nisanın ilk gününde trafik yine de yoğunluk yaşanıyordu.
Şehre şöyle bir bakalım dedik,caddeler sokaklar gözün gördüğü,şehrin hareketine.
Dolmuş İkinci Çevre yolundan ,Gazi Mustafa Kemal Bulvarı (GMK)’ya döndügündeki manzaralar böyleydi.,
TİCARETHANELER AÇIK. Özellikle GMK Bulvarı’nın sağında solunda bulunan mobilya mağzaları dikkat çekiyor.Sağlık Ocağı önünde beyaz kıyafetleriyle sağlık çalışanları soluklanıyor. Vatan Bilgisayar kepenk indirmiş, yolu üstünde gördüğümüz okullar öğrencilere kapalı,ancak giriş kapısı aralı duruyor.
Yollarda yürüyen insanlar oldukça az, trafikteki araçların varlığı dikkat çekici.
Forum ana durak bomboş ,deniz tarafındaki durakta araç bekleyen yolcular var.
Dolmuşa bindiğimde üç kişi vardı,çapraz oturmuşuz, pencereden dışarı bakıyoruz, şoförün elinde telefon canlı yayın yapıyor.
Hacıbaba Lokantası kapalı, Sabah Lokantası açık görünüyor.
Kitapsan’ın kapısı aralı içerde hayat yok.Kuru yemiş satıcıları tezgahın başında, güvercinler yollara inmiş pinekliyor.
Dikenli Yol boş, ticari taksi durağında birkaç şoför
Bankaların önü sosyal mesafeden uzak , kuyruklar var. Banka ana girişi de farklı bir kuyruk.Giyim mağzaları,butikler kapalı, sokak başlarında seyyar satıcılar tezgah açmış. Bahçelievler Postanesi’nde bildik görüntüler. ATM’lerde boş değil, karşı duraklar dolu. Belediye otobüsleri neredeyse bom boş, maske takma yasağı başlamış değil,şoförlerinde maske yok.dezenfektan var.
Topçular, Kısaç’ın Hobi dükkanı açık, banka bildiğiniz gibi. Çevredeki ikinci el otomotiv satıcılarının bazıları açık.Ergin Otomotiv sessizce müşteri beklerken , akaryakıt istasyonu kısmen hareketli.
İnönü Bulvarı’na çıkıyoruz,(Flamingo Yolu) battı çıktı hareketli. Güleryüz’e doğru bakıyoruz, esnaflar kapalı,leride küçük bir hareketlilik var.
Hilton’a doğru gidiyoruz lokantalar,ciğerciler,taş plak ve balıkçı restoranı kapalı, devren kiralık levhaları dikkat çekici.Göçtü açık önünde servis motoru bekliyor kapıyı. Kavşakta duruyoruz,Menderes Bulvarı kavşağında gelenler gidenler araçlar, yolun çevresi boş. Yolculuğumuz üş kişiye devam ediyor,inen de yok binen de.
CHP İl binası açık,sigara içen bir bekçi dolanıyor önünde bir bekçi , banka boş,Deniz Ticaret Odası kapalı görünüyor.
Tevfik Sırrı Gür Stadı’nın hayalini göründü. Millet Bahçesi inşaatı gırla gidiyor. Hummalı bir çalışma dikkat çekiyor. Müteahhit, Millet Bahçesini millete yetiştirmeye çalışıyor. Beton kalıpları çakılmış.
Eski Kışla, sessizce kaderini bekliyor,palmiyeler gelip geçenleri hüzünle selamlıyor. Orduevi, kapısında bahriyeli nöbetçiler. Balıkçılar Barınağında sessiz tekneler, balık satan balıkçı tekneleri kepenk indirmiş. Miskin miskin dolanan köpekler, Balıkçılar lokali önünde, kanepelerin müdavim konukları özlemiş olmalı, sosyal mesafeyi koruyan birkaç kişi.
Atatürk Parkı ,derin bir uykuda. Körfez Nisan Bir Şakası yapıyor,in cin top oynuyor.
Kültür Merkezi önündeki araçlara bakılırsa açık.
Atatürk, Cumhuriyet Meydanı’ndan Mersin’i izliyor.
Büyükşehir Belediyesi açık, (arka taraftan bakıldığında hareketsiz görünüyor) Taş Bina , oradan atıyor şehrin kalbi . Vatandaşa hizmet vermenin telaşında olduğunu yolladıkları maillerden anlıyoruz.
Başkan olmak da zor,bu zor günleri aşmak da zor. Atalarımız zor günlerin adamı olmalıyız derdi. Zor bir süreç, kimsesizlerin sahipsizlerin yüreğine dokunmak zorundalar.Yapılan iyilikleri haber yapıp yollamasın. Vatandaşa sahip çıkmak vazifeleri. Böyle biline. Babalarının parasını vermiyorlar.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) mantolama bitmiş denize doğru sırıtıyor.Açık gibi görünmüyor.
Yaşat Yaya Köprüsü, sokak çalgıcıları yok, peçete, diş macunu satan ergenler yok. Atatürk Parkı yüksekten güzel , İlerde sessizce bekleyen ağaçlar . Çok ileride bir ağaca sırtlarını vermiş kaçamak yapan liseliler. Okullar kapalı ama.
Dolmuş duraklarında katar katar dizili minibüsler beyhude yolcu bekler.Korna çalanı yok.
Ananas Kafe’nin önünde Adnan’ı sosyal mesafe kuralına uygun selamlıyoruz . İnsanın dostuna sarılamaması ne acı.
.Atatürk Caddesi , sakin,insan sayısı az, aceleleri yoki
Ah bankalar olmasa çarşı boşalır bence.Banka önlerinde uzun kuyruklar.
Ulu Cami’nin avlusunda güvercinler saf tutmuş. Yemlenmeyi bekliyor.
Balıkçılar Çarşısı, özlemişim kokusunu. Balıkçılar Derneği Başkanı Polat’ı selamlıyoruz , sesleniyor “Mersinlileri corona virüse karşı balıklar iyi gelir” çağrısını paylaşıyorum.
Balıkçı Esnafı tezgahın önüne sandalye atmış “nafile” bekliyor. Kimseler yok balıkçılardan başka. Yaprak tantuni açık mı değil mi . Tevfik Sırrı Gür Lisesi’ne sırtını dayamış dükkanların önünde geçerken Çorbacı açık, ona yakın pencereden işkembe kokuları altında çok ders anlatmıştım.Orda çorba içmeyi sevmem. Canım meyve suyu içmek istedi,bizim büfeci kapalı. Meyve suyunu içerken yazılı sorularımızın fotokopilerini de yaptırırdık. Sonra Kısaç, bu fotokopi işinin piri oldu.Bizim fotokopi paralarımızla zengin oldu desek yanlış olmaz. Severiz Kısaç’ı
İstiklal Caddesi yine de hareketli. Telefon faturası nı sıramızı sosyal mesafe kuralına uygun kuyruk bekleyip ödedik.Ödenecek ne çok borcumuz var,bir yolu olmalı.
Köşedeki seyyar kuru yemişçi tezgahını açık,selamlaştık, kabak çekirdeğini severim. Nobel Oteli, önü tenha. Mavi Lacivet İş Hanı (küçük belediye) ,kapı hareketli.makam araçlarıyla dolu cadde. Zeytini Bahçe Caddesi’nde de yoğunluk yok. Karşıya geçiyoruz, Bekir’i selamlıyorum. Zafer Çarşısı esnafı siftahın peşinde.Esnafa hayırlı işler diyorum, “bir sor, bin ah işit” çaresiz. Esnaf ekmeğin peşinde, “mecburuz, nafakamızı çıkarmak istiyoruz.” Sözleriyle yüreğimiz burkuluyor.Uzaktan “ Siftah bile yapmadık. Evde ekmek bekliyorlar” sözleriyle uzaklaşıyorum.
Bir bir çarşıyı adımlarken eski sinema sokağı başında küçük bir çiçekçi tezgahı, sokağın içine bakıyorum. Bujiteri mağazası açık,bazı tantuniciler de.
Misaki Milliye Caddesi (Hastane Caddesi) , sol yanı boş,Metropol’e doğru sağ tarafa dizilmiş otomotivler, banka önleri kalabalık .Büyük Koza önü,taksit yatırmayı bekledik.
İstiklal Caddesi’nde ilerliyoruz. Sanat Sokağı başı,banka önü bildiğiniz gibi. Merkez Bankası önündeki otopark boş ,İleri İlkokulu, corona tatilinde, arka kapı açık boş bir sandalyede yarım kalmış çay bardağı .
Mersin Gazeteciler Cemiyeti’ne uğruyorum. demir kapı kitli. MGC’de gazetecilere sağlık ,hijyen malzemeleri dağıtıldığını duymuştum, haber vereyim dedim.
Gazeteci arkadaşlarım yürekleriyle en zor koşullarda canla başla çalışıyor. Onlar bizim kahramanlarımız, yürekten alkışlıyorum. Anadolu’da gazeteci olmak zor, zoru başarıyorlar. Kimsenin desteğine ihtiyaçları yok, onlar ki görevlerinin kutsallığının bilincinde, toplumsal sorumluluklarının bilincinde, bu süreçte yaptıkları görev daha bir değerli.
Sanat Sokağı’nında soluklanıyım dedim, sokak dilsiz. Dursun Başkan’a rastladım,yanında çalışan birkaç genç muhasebeci . Çoktandır kapalı olan Gülnar Oteli ‘nin önünden geçtik. Balık kokusu geliyor. İki kişi balık pişiriyor, acıkmışız.
Uray Caddesi , şu bankalar olmasa bom boş diyeceğim . Kuyumcular kapalı, Balıkçılar Meyhaneleri de, simitçi fırınları açık ama. Hayat tükenmiş burada.
Dövüz büroları ile birkaç kuyumcu müşteri bekliyor. Köşedeki kuruyemişçiden geçenlerde unuttuğum ceviz poşetini alıyorum.
Bindik dolmuşa , birkaç kişiyiz. Bir genç anne ,çocuk arabasında bir kız çocuğu bir de lise sınavlarına hazırlanan kız.
Genç anne şoföre Marinayı soruyor, elinde telefonu, mecburen dinliyoruz,“Marinaya Ay’fon” almaya gidiyormuş, bir eli çocuk arabasında ama çocuk, çocuk arabasının devrilmesinie mani olamadı.Sustu.
Forum durağından durmadan geçti dolmuş .Bomboş Duraklar. 48 Elektrik’i geçmişiz. Şoför ve ben kaldık. Zorunlu olmadıkça evden çıkma Mersin,Evde Kal.Hoşça Kalın.
Salih Pala
MERSİN KENT HABER