Yaşam iki kişiliktir, birlikte yaratır olguları; dünyaları değiştiren birlikteliğidir.
Güzel şeyleri yaratırken, bilgeliğe de birlikte ulaşır. Uzun bir yola birlikte çıkılır, engeller birlikte aşılır. Biri olmazsa öteki yavan kalır, etkisiz kılar üretilenleri. Tek başına gerçekleşemez, var olamaz.
Toprağın üretkenliği de burada, tohum ve toprak, yeşerten can suyu, güneş ve büyük emekler, filizlenir dal budak olur, nimet olur damaklarda.
İnsanlar iyi şeyleri yaratırken, öteki olmadan anlamsızdır, yarattığın şeyin güzelliği, karşı tarafta kabul görmesidir, yaşamını değiştirmesidir, varlığının tek nedeni, üretmek değildir; kalıcı olmasıdır; bir sanat yapıtı gibi.
Yeni şeyler insan yaşamındaki çatışmalardan çıkar, karşıtlıklardan yararlanır. En olmazı olur kılan bir süreç başlatır, dünü değiştirdiği gibi, bugüne de damgasını vurur. Artık dünü değiştiren farklılıklar kendi sürecini başlatmıştır, yaşama farklı açıdan bakabilmekte, yeni olanakları olduğu gibi zorluklardan da başa çıkmanın yollarını arar. Kendinin farklı yetileri olduğunu, durağan yaşamını alt üst ettiğini görür. Yeni bir hamle daha yapar, artık yeni tarzlar yaratmak zorundadır, bu yeni yaşam onundan daha çok emek istediğinden uykularını kaçırır. Varsın kaçırsın dersin, dur durak yok. Nedenler daha önce de vardı. Önemli olan başlamasıdır, yaşamın iki kişilik olduğunu anlamasıdır.
Çatışmalar sürecektir, kaygıları artacaktır ama neleri yapabildiğini görecektir. Asla vazgeçmeyecek, yeni olguların ortaya çıkmasını sağlayacak, sorunları çözebilme ergini kullanacak, silahları olduğu bilinci galip gelecektir. Artık sızlanmak yok, dünü oluşturan nedenler biraz da kendi vurdumduymazlığımız değil miydi? Başımıza gelen onca neden geçmişimizdeki tepkisizliğimiz değil miydi? Sorunların temeli, zamanında bir şeyler yapmak gerektiğinin umursamazlığı değil miydi? Şimdi peki geç mi?
Sevdiğimiz değerlerin, bir bir ortadan kaybolup gitmesine seyirci mi kalacağız, nasıl inceden inceye oyulup giden yaşamsal değerler, küçük çıkarlara heba olmadı mı? Arkamızı dönüp gideceğimiz bir yer kaldı mı? Teslim mi olacağız güçsüzlüğümüze? Haydi canım !
Yürekli olmalıyız, bir sanatçının titizliğinde yeniden değer kazandırmalıyız, sevdiğimiz her şeye yeni güzellik katmak biraz da bizim yürekliliğimizdedir, yeter ki isteyelim. Yaşamı güzel şeylere adamalı, güzel şeyleri iki kişilik yaşayabilmeliyiz. Korku dağlarını aşarak, ne olursa olsun, yaşadıklarımızı seviyoruz, bizi yaşayalım, doğada biz de varız demenin en anlamlı sözü yapacaklarımızdır. Bu sözü, yürekten söylemeli. Duymalı sevdiklerimiz. Gülmelisiniz, kahkahaları çınlatmalı ortalığı sevdiklerimiz.
Yaşam iki kişiliktir, ne kadar çoğuz, çoğalıyoruz, bizler varız yaşamda, dere yatağı ve su, yol ve yolcu gibi. Tutunmanın yolu el birliği etmek yaşamla, sevdiklerinizle öyle başlıyor, yaşamın güzel çizgileri aydınlatıyor yolları, uğrunda verilen yaşam mücadelesi yeni anlamlarıyla içimizi besliyor, kol kanat gerdiği gibi yüceltiyor insanı.
Bir güzel operanın içinde bulunuyorsunuz, onun içinde yaşıyorsun, tek olmaktan çıkmış, çoğalıyoruz. İç içe yaşanıyor yaşam, yoksa güzellikler öksüz kalır, yaşam iki kişiliktir.
Salih Pala
MERSİN KENT HABER
pala5728@hotmail.com