Şurada burada kimi insanlar, ağzını açtı mı halkımızı küçümseyen, cahillikle, kültürsüzlükle suçlayan sözler eder; "Öküz millet", "Biz böyle koyun gibi olursak", "mal bunlar mal" gibi ipe sapa gelmez sözler söyleyerek kendilerini, horladıkları halkımızdan ayıran, üstün gören bir üslupla vicdanlarını susturmaya çalışırlar.
Onlara, her olanağını bulduğumda, "Yapmayın, böyle şeyler söylemeyin, bu sözlerinizle siz kendinizi küçültüyorsunuz. Siz bu halkın bir parçasısınız, kendinizi onlardan farklı ya da üstün görmeye hakkınız yok." diyorum. Biraz daha sıkılırsa canım, "Siz aydın mısınız, aydının görevi bilgi ve kültürle halk arasında köprü olmak, bilgiyi ve kültürü halka taşımak değil midir? Ne yaptınız cahil dediğiniz, kültürsüz dediğiniz halkın aydınlanması için, cahillikten kurtulması için; bari susun da tembelliğiniz, sorumsuzluğunuz ortaya çıkmasın!" diyorum.
Bakınız Londra Queen Mary Üniversitesinde, çevrebilimci Olli Loukola, arılarla ilgili bir deney yaptı. Arılara ahşaptan küçük bir top verdi ve onu belli yere taşımalarını istedi. Topun ulaştırılması gereken yerde, topu oraya ulaştıran arıya ödül verdi: Bir damla şekerli su. Başka arılara da onları seyrettirdi. Birkaç uygulamadan sonra gözlemci arılara verdi topu. Ne gözlemlese beğenirsiniz, hemen hepsi, başarılı oldu; çünkü topu hedefe götüren arıyı izleyerek ödülün alınacağını çözmüştü gözlemci arular.
Arılar, salt içgüdüleri ile polen taşımıyorlardı. Kendi görevlerinin dışında farklı eylemlerde de ustalık gösterebiliyorlardı.
Şimdi sormak istiyorum: Arılar mı daha akıllı yaratıklardır, insanlar mı?
Bugün yeryüzünü kaplayan insan soyu, Homo Sapiens'tir; yani akıllı insan.
Arılara top oynatmayı öğreten insan, isterse kendi soyuna hangi bilgiyi öğretemez; ulusunu hangi kültürel düzeye taşıyamaz, insanlarımıza hangi uygarlığı benimsetemez?
Başkalarının kültürlerini benimsemekten, başka uygarlıkların kölesi olmaktan söz etmiyorum, kendi kültürümüzü geliştirmek için, onu çağın uygarlığının üstüne taşımak için gösterilmesi gerek çabadan, bilimden teknolojiden, yaşam biçiminden, düşünmekten, felsefeden söz ediyorum.
Kimse halkımızı küçük görme seçkinciliğine yatmasın; kendini aydın sananlar önce aydının görevlerini, Anadolu aydınlanmasını, onun nasıl karatıldığını, demokrasimizin nasıl evet -hayır kıstağına düşürüldüğünü öğrensin.
Ahmet Ümit Aloğlu
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bu konuda bakınız: Mersin Özel Toros Üniversitesi rektör yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Özer, "Aydın Üzerine Düşünceler, Yelken dergisi, Mayıs 1998, Sayı 38.