2020 çok acılı bir yıl oldu insanlık için.
2021, 2020’den devraldıklarıyla geldi; 2020’de korkmuştum, korkularım devam ediyor.
Hayır hayır pandemiden, ekonomik sıkıntılardan, enflayondan, çocuklarımızın işsizliğinden değil, her gün biraz daha gün yüzüne çıkan zihniyetten korkmuştum, korkuyorum.
Korktuğum zihniyet, çok kararlı ve gözü pek bir şekilde üstümüze üstümüze geliyor.
Hangi zihniyetten söz ediyorum?
Ülkeyi karanlığa sürüklerken bu yaptıklarına İslam kılıfı giydirmeye çalışan, her alanda ülkeler arası ölçümlerde en gerilere düştüğümüz halde, demokrasinin altına dinamit konduğu halde Dünyanın en çok gelişen en demokratik ülkesiyiz diyebilen zihniyetinden söz ediyorum.
İnsanoğlunun yarattığı medeniyetlerin hızla tek bir medeniyete doğru evrildiğini görmeyenler, farklı medeniyetlerden söz etmekle kalmıyor, medeniyetler çatışması gibi kavramlar üretiyorlar.Bu hengamenin içinde Cumhuriyetimizin seçtiği yaşam tarzından ve içindeyer almaya karar verdiği uygarlıktan uzaklaşmaya çalışılması gerçekten korkutucu geliyor bana.
Bu korkutucu zihniyet, kendisini bir “zihniyet” olarak tanımlamasına rağmen bize bir fikir, bir kültür ve uygarlık projesi sunamıyor. Ne var ki insanları inançlarıyla, gelenekleriyle, handikaplarıyla, maddi manevi çöküntüleriyle aldatarak taraftar bulabiliyor.
İnsanlık, okullarında biyokültürle, bilişim teknolojileriyle, biyometrik sensör geliştirecek, bu sensörlerle beynimizde toplanan verileri algoritmalara dönüştürerek yapay zekayı akıl yanında duygusal algılarla donatacak bilgin, filozof mühendisler yetiştirmeye çalışıyor, bütün gücüyle bu alanlarda ARGE yapıyor.
Biz ne yapıyoruz?
Biz, içlerinde, adının önünde Prof. sanı bile olan ne idiğü bilinmez kimliklerin cahilliğe övgü dizenlerin doldurulduğu okullarımızda, tekkelerimizde, tarikat yuvalarında vs.vs çocuklarımızın, bir takım metinleri ezberlemelerini, bu ezberlediklerini bilim sanmalarını; düşünmekten, araştırmaktan, yaratıcı ve üretici olmaktan uzaklaşmalarını sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz.
Bu korkutucu değil mi?
Ulusal bekamız için bundan daha büyük tehlike olabilir mi?
2020 insanlığı ve beni korkutmuştu; 2021’in daha az korkunç olacağını sanmıyorum.
Gerçekten korkuyorum…
Ahmet Ümit Aloğlu
01.01.2021, Mezitli