Kentlerimiz büyüdü, büyüyor.
Küçücük kasabalarımızın bile artık birçok mahallesi var. Ama biz, kentimizden söz edildiğinde ilk kendi mahallemizi , mahallemizde kendi sokağımızı, hatta kapımızın önünü düşünürüz. Vah sorumluların haline, bir ucundan diğer ucuna kadar, sokak sokak, kaldırım kaldırım, park park, yeşil alanından çöplüğüne kadar; suyundan elektriğine kadar, kültüründen kentte yaşayanların kentlileşmesine kadar her şeyiyle ilgilenmek zorunda onlar.
Öğrenim biliminin bize öğrettiği kurallardan en kolay fakat galiba uygulanması en zor olanı, kişileri başkalarıyla mukayesenin yanlış olduğunu ifade eden kuralıdır. Bu kuralı genişletirsek diyebiliriz ki kentleri de yöneticilerini de mukayese etmemek gerekir. Her kent, kendi koşullarında, kendi coğrafi, ekonomik, kültürel olanakları ile, yöneticileri de kendi vizyonları ile değerlendirilmelidir. Kimi yönetici bozkırın ortasına suni göl yapar, gölün kenarında taşıma kumla plaj oluşturur; merkezi otorite ile çelişe çatışa halkın plaja gitmesine olanak sağlar. Kimi yönetici de deniz sahilinde kilometrelerce uzunluktaki kumsalı plajlaştıramaz.
***
Pazar günü ulusal basında ve sosyal medyada gördüm, "Mezitli'de halk Pompeipolis Plajına ve 100. Yıl Plajına aktı" deniyordu. 100.Yıl Plajını görmedim. Pompeipolis plajına, Sayın Neşet Tarhan şemsiyeler koydurdu. Her şemsiyenin altında iki şezlonglar var. Duşlar da var, insanlarımızın kırmaktan usanmadığı...
Bunlar yaptırılmakla halka, buralardan denize girebilirsiniz, dendi. Ama bu plajda soyunma odalarından, tuvaletlerden, sair sosyal hizmetlerden vazgeçtim bir güvenlik görevlisi yok, bir cankurtaran yok. Bir kaç arkadaşımızın ayağına, böğrüne kopmuş oltalar battı. Yarın bir kaza olsa, bir adam, bir çocuk boğulsa yasal sorumluluklar bir yana vicdan azabından nasıl kurtulacak yöneticilerimiz?
Bence belediyemiz, şu iki seçenekten birini yapmalı;
a) Bu plajları halka kapatmalı. Bu hali ile insanların plajlara girmesi çok riskli görünüyor.1
b) Plajları halkın hizmetine plaj gibi açmalı.
Bence (a) seçeneği Mersin sıcağında zor.
(b) seçeneği ise bir belediye başkanı için çok kolay: Suni plaj yapacak değil ya, biraz ilgi, biraz temizlik, birkaç görevli...Gerekli görülürse çok küçük rakamlarla girişi ücretlendirebilir, halktan aldığı parayla plajın temizliği sağlanabilir; cankurtaranın, korumanın masraflarını karşılanabilir. Az bir gayretle plajlarımıza mavi bayrak astırabilir, kentimiz markalaştırılabilir.
Bir gerçeği itiraf edeyim, Pompeipolis plajı benim semtimde; ben, sadece kapısının önünü düşünen kentli gibiyim.
Ahmet Ümit Aloğlu
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
1.Sahil güvenliğin mi Büyük Şehir Belediyesinin mi kimin sorumluluğunda olduğunu bilmiyorum, haftada en az iki kez gemilerin bıraktığı sintinenin yarattığı kirliliği ayrıca ilgililerin dikkatine sunmak gerekiyor. Acaba Pire'den kalkan ya da Pire limanına girecek gemiler sintinelerini Pire kıyılarına boşaltabiliyorlar mı? Veya Nic' den, Lizbon'dan mı söz etseydim?