Yüzyılımızın temel özelliği, devletin, 18.yy'ın "mülk" devletinden refah devletine evrilmesidir. Bu evrilme ile sivil özgürlükler yaygınlaştı, yurttaşlık bilinci gelişti, sivil toplumun en önemli unsurlarından biri olarak sivil toplum kuruluşları, demokrasinin vazgeçilmez unsurları haline geldi.
Demokrasinin temelinde "sivil" kavramı yatar. Şöyle de söyleyebiliriz: Sivil toplum olmak demokrasinin vazgeçilmezidir. Sivil toplumun temel koşulu, vazgeçilmezi ise bireysel özgürlükler , kişisel ve toplumsal haklardır. Bu hakların, birey bazında, bazıları şunlardır:
*konuşma özgürlüğü, *düşünme ve inanç özgürlüğü, *mülkiyet, *adalet *başkalarına karşı haklarını koruma, *siyasal iktidarın kullanılmasına katılma, *toplumsal bir birey olarak yaşamak ve evrensel yurttaşlığa ulaşma hakkı... Toplumsak anlamda ise şunları öne çıkarabiliriz: * ekonomik kalkınma hakkı, * yaşamını güvenlik içinde sürdürme hakkı, *Yaşamını uygar bir biçimde ( Uygarlığın bütün nimetlerinden yararlanarak) sürdürme hakkı...
Dönüp 2019'a baktığımızda birey olarak şu haklarımızı, toplumsal bir ünite olma haklarımızdan da şunları gereğince kullanabildik diyebiliyor muyuz? Bu pencereden bakınca 2020 nasıl görünüyor?
Üzülerek söylüyorum, benim penceremden 2020, bütün iyi dileklere rağmen epeyce karanlık, onu aydınlatmak için gösterilmesi gereken çabalar ise çok cılız görünüyor bana.
Ahmet Ümit Aloğlu