Önce şunu söyleyeyim: İktidarımızı tebrik ediyorum, bana bile ekonomi konusunda yazı yazdırdı, daha ne kadar başarılı olsun!
Moody's'in bir değerlendirme kuruluşu olduğunu biliyoruz. Bu kuruluş,ülkemizi, "yatırım yapılması riskli" ülke olarak değerlendirdi. İktidarımız kızdı. Köpürdü. Kimi bakanlar da "Vız gelir, tırıs gider." demiş, tam bir devlet adamlığı tavrı!
Biz, biraz balık hafızalı toplumuz. Nedenini biliyorum, biraz safız, biraz iyi niyetliyiz, öfkemiz kısa, kinimiz anlıktır. İktidarımızın kindar insanlar yetiştirme çabasına rağmen çabuk unuturuz. İyi bir özellik midir, kötü bir yapı mıdır bilemeyeceğim; ama bu Moody's'in 2013'te bizim notumuzu "Baa3" derecesine, yani yatırım yapılabilir ülke düzeyine yükselttiğinde iktidarımızın, bu kuruluşa aman Allah, ne övgüler düzdüğünü unutmuşuz işte...
Devlet adamlarımız o zaman da yanlış yapmışlardı, şimdi de yanlış yapıyorlar. Neden soğukkanlılıkla kendilerinin de yakinen bildikleri gerçekleri değiştirmek için önlemler almayı yeğlemiyorlar da efeleniyorlar; anlamak olanaksız.
Çık de ki notumuz düşürüldü. Ekonomimizin kırılgan durumda olduğu gerçek. Önlemler almamız gerek. Reformlar yapmamız gerek. Vatandaşımız da bizim yanımızda olmalı; tüketimi dengeli yapmalı, tasarrufa yönelmeli. Sanayicimiz katma değeri yüksek ürünler üretmeye, üretimi artırmaya; tüccarımız ihracatımızı artırmaya çalışmalı. Notumuzu en kısa zamanda yükseltmek için şu şu şu reformları yapacağız....
Doğrusu bunları demeseler de önlemler almaya başladılar. İlki vatandaşı daha çok borçlandırarak tüketimi artırmak yani "kredi kartı ile alışverişe vade artırımı"
Ülkede gelir dağılımı gittikçe zenginin lehine, fakirin aleyhine bozuluyor.
Ülkede 17 milyon insan açlık sınırının altında yaşıyor.
Ekonomiyi, üretime yöneltmek yerine varını yoğunu taşa toprağa gömüyorsun.
Ülkenin suyunu, vadisini, ormanını yok ediyor, yarınını ipotek altına alıyorsun.
Yanlış bir inşaat politikası ile insanları ekonomimizin kara deliği İstanbul'a taşıyorsun. Bu nedenle daire almak ihtiyacında olanları, yükselen fiyatlar altında iyice batağa itiyorsun.
Artık ilkokul çocukları bile biliyor ki ekonomiyi iyi yetişmiş insanlar geliştiriyor. Çocuklarını bilimsel düşünen, mukayese, analiz ve sentez yapabilen, teknolojiyi kavrayabilen, üretime düzey kazandırabilen insanlar olarak yetiştirmek zorundasın. Oysa sen,dindar ve kindar insanlar yetiştireceğim, gençliğe Arapça ve Osmanlıca öğreteceğim, onları dogmatizmin batağına gömeceğim diye paralanıyorsun.
Uluslararası diplomasi dilini Kasımpaşalı diline döndürdün.
Ülken itibar kaybetti, ekonomisinin halini de Moody's belirledi. OHAL'den, özgürlüklerden; gazetecilere, bilim adamlarına yapılan zulümden söz etmiyorum bile...Ancak tam da bu noktada, Moody's'in kararında bu siyasî tablonun payı var mıdır diye sormadan edemiyorum.
Kısaca bizde derler ki damdan düşenin halinden damdan düşen anlar. Damdan düştün, kaburgan kırıldı, doktora gidip tedavi olacağına kuyruğu dik tutarak halkını kandırmaya devam ediyorsun.
İyi de nereye kadar?
Ahmet Ümit Aloğlu