Yazının başlığını "Osmanlıcı Erdoğan'ı Anlamak" diye düşünmüştüm, sonra kendisinin ve Başbakanı Davutoğlu'nun spiritualist söylemlerini düşünerek değiştirdim.
Soru şu: Referansım İslam'dır diyen Erdoğan, neden Osmanlıcı? Neden Padişahlar gibi davranıyor? Neden bir sekt üyesi değil de tek olmayı seviyor...
Belki ciddi bir araştırma konusu bu dediklerimiz; ama burada değinmelerle dikkatinizi bazı noktalara çekmek istiyorum:
Birincisi şu: İslam dininin, yapısı ve değerler sistemi bakımından bir devlet fikri yoktur. İslam hukukçuları (Fakihler) İslam ve devlet kavramlarını düşünürken önlerinde birbirlerini benzeri ve belki de tamamlayıcısı konumunda iki örnek vardı: İran uygarlığı ve Önasya padişahlığı... Ancak onlar bu örnekleri yeterince inceleyemeden Müslüman dünyası, "kral" devletini Emevi krallığı ile Asya- İran despotik devlet sisteminin bir modeli olarak Abbasi Sultanlığını kuracaklardı.
Bu yapılanmalar, gizli ve başkaldırmaya elverişli Haricîlerin, Şiirlerin, İsmaililerin ve bütün Selefilerin gizli ve güçsüz cemaati yanında bir üstünlüktü.
Selçukluların kurduğu devlet ise hilafet devletine karşı Saltanat devletinin ilk gelişmiş örneği olacaktır.
Ahmet Ümit Aloğlu
Osmanlı ise Selçuklunun daha geliştirilmiş, ileri götürülmüş, - Moğollardan ve Bizans'tan miras olarak aldığı üstünlük duygusu ile hastalıklı- bir modelidir. Bu model yani Osmanlı , şu ögelerin bileşkesi olarak şekillenecektir: 1- Halife- Padişah, 2- Saraya bağımlı hizmet sınıfları (Kapıkulları) 3- Sultanın iradesine adanmış bir ordu (Yeniçeriler) 4- Devletin maliyesini yönetecek bürokrasi , 5- Hükümdar topraklarında devleti ve devletin koruyucusu gücünü ve bürokrasisini beslemeye mecbur reaya ve köylü ...
***
Erdoğan,bu yapılanmanın elbette zayıf unsurlarını ve çöküş dönemini değil, Dünya koşullarını umursamadan güçlü ve buyurgan sultanları anımsamakta, onlar gibi olmanın düşlerini görmekte, hayalini kurmaktadır. Bu hayalin perspektifini şunlar çerçevelemektedir:
1- Halife - padişah olmak isteğini gerçekleştirmek için,
2-Kendisine bağlı bir hizmet sınıfı oluşturmaktadır. (Bu sınıfın padişahlar döneminde kapıkullarının olduğu gibi bütünüyle kendisine bağlı olması gerekirken Fetoculaşması sinirlerini çok bozmuştur. Şimdilerde bu yapı,yeniden kendisinin hayallerine hizmet edebilecek biçime sokulmaktadır.)
3-Ordu, Fetocular kullanılarak tam bir bağımlı orduya dönüştürülmüştür. (Orda da kendisine görev verilenler çizmeyi aşmış olmalı ki şimdilerde ordunun içine de gerekli müdahaleler yapılmaktadır.)
4-Merkez Bankası dahil bütün ekonomi bürokrasi kendisine bağlı hale getirilmektedir.
5-Halk, tamamen kendisinin ve sarayının yaşamı için çalışanlar kitlesi haline indirilmiştir.
Ne var ki çağımızda, Osmanlı Sultanlarına atfedilen Tanrısal gücü Erdoğan'a vermek olanaksızdır. Bu engeli de Anayasa ile aşmak istemekte, şu günlerde bunun hazırlıklarını tamamlamaktadır.
***
Parlamento, Hükümet, basın ve bürokrasi dört koldan bu Spiritualizme hizmet için yarışmaktadır...