(Bu yazıyı Artvin direnişçilerine adıyorum.)
Beş kadın, Bolivya'da diktatörlüğü devirdi.
Olur mu öyle şey, demeyin. Olmuştu.
Dolitilla adlı bir kadın, Catavi kalay madeninde çalışıyordu ve ülkesindeki yönetimden çok rahatsızdı. Arkadaşlarına bir iş çıkışında şunları söyledi:
" Baş düşmanımız hangisi? Askeri diktatörlük mü? Bolivya burjuvazisi mi? Emperyalizm mi? Hayır, yoldaşlar. Size sadece şunu söylemek istiyorum: Bizim baş düşmanımız korkudur. Onu içimizde taşıyoruz."
İçlerindeki düşmanı yenmek için harekete geçmeleri gerektiğini anlattı ve peşine takılan beş kadın, yirmi kadar çocukla başkent La Paz'a gitti.
Beş kadın, Noel günü açlık grevine başladı.
Kimse onlara inanmadı, güzel bir şaka dediler; hatta alay ettiler: "Beş kadın diktatörlüğü devirecekmiş!"
Onlara ilk katılan bir papazdı. Papaz Luis Espinal...
Kısa zamanda açlık grevine katılanların sayısı bin beş yüzü buldu.
Suyu hindi eti, tuzu pirzola sayıyorlardı. En büyük besinleri kahkahalarıydı.
Çok kısa zamanda insanlar sokaklara sığmaz oldu.
Yükselen muhalefetin önüne geçmenin imkanı yoktu.
Beş kadın diktatörlüğü devirdi.
Havanda su dövmek, halkı küçümsemek yerine halkının muhalefet duygularını harekete geçiren, içlerindeki korkuyu yenen bu beş kadın, ülkelerinin çehresini değiştirdi, geleceğine ışık tuttu.
Artvinlilere selam olsun.