Halkımız ve seçtiği temsilcileri (İktidar partisi vekilleri hariç) ülkemizdeki siyasi sistemin demokratik olmadığını savunuyor. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin hazırlıklarını yapıyor. Nitekim 12 Şubat akşamı altı siyasi partinin genel başkanları bu amaca yönelik bir toplantı yaptılar. Bu toplantıdan sonra yayımlanan metinden ve konuşulanlardan, getirilmek istenen sistemle ilgili ilkesel birlik sağlandığını, bir yol haritası belirlendiğini anlıyoruz. Uzun süren (5saat 15 daikika) toplantıdan sonra bu çalışmaya ilişkin basın toplantısının 28 şubatta yapılacağı açıklandı. (Bazı insanlar seçilen tarihin sembolik bir anlamı olduğu görüşünde)
Bu girişim elbette ülkemiz için çok anlamlı, değerli ve gereklidir. Ancak bu tür çalışmaların bir de fikri temeli olmalıdır.
Örneğin bu liderler ve siyaseti izlemeyi sevenler Herder’i okumalı, anlamaya çalışmalı, fikirlerini tartışabilir düzeye gelmelidir. Yani “bir topluluğa ait olma” fikrinin mucidi Herder’i. İnsanın yiyip içmeye, güvenlik içinde yaşamaya, hareket özgürlüğüne ihtiyaç duyduğu kadar bir guruba ait olmaya da ihtiyacı olduğunu söyleyen Herder’i…
Sizi, şiddet içermeyen milliyetçiliğe götüren Herder’i anladığınız kadar Keynes’i de okuyup anlamalısınız. Keynesyen ekonominin fikir babasını, şu insanlığı krizden krize sürükleyen kapitalist sistemden, ancak özel sektörle devlet ve kamu sektörünün birlikte rol aldığı ekonomik sistemle kurtulabileceğimizi savunan ekonomi anlayışının mucidini ve savunucusunu…
Bu görüşün bizim için ayrı bir önemi ve anlamı vardır: Biz, Büyük Buhran’dan (1929-1939) Atamızın önderliğinde, bir tür Keynezyen ekonomik model diyebileceğimiz devletçilikle çıktık.
Demek oluyor ki devletçiliği de okumalı, öğrenmeli siyaseti izlemeyi sevenler.
Bir çıkış noktası olarak, Atatürk’ün şu sözlerini anımsatayım:
“Bireysel çalışma ve çabayı temel tutmakla birlikte, elden geldiğince az zaman içinde ulusu gönence ve ülkeyi bayındırlığa eriştirmek için ulusun genel ve yüksek çıkarlarının gerektirdiği işlerde, özellikle iktisat alanında devleti edimli olarak ilgili ve etkin kılmak…” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri IV. 1964, sayfa 549-550)
A. Ümit Aloğlu, 19.02.2022, Kuzucubelen