Avrupalıların kökeni Aryan'dır.Bunlara "Ariyen", da denir. .
Aryanlar, kendini beğenmiş, içindeki duyguları maskelemeyi bildiğinden gizli niyetleri kolay anlaşılmayan; ama dışarıdan daima temiz, dürüst insanlar olarak görülmeye özen göstermişlerdir; fakat Amerika'yı istila edişlerini, oradaki Kızılderililere uyguladıkları soykırımı, Orta ve Güney Amerika'da Aztek ve İnka uygarlıklarını ortadan kaldırışlarını incelediğimizde görürüz ki hilebaz, düzenbaz yalancı bir kavimdir.
Zamanımızdan üç bin yıl kadar önce Asya içlerinden güneye, Hindistan'a inen, o coğrafyayı İran'a kadar işgal eden insanlar "arya" dedikleri dili kullanıyor, kendilerine "Arya" diyorlardı. Komşuları da bunlara "Aryan" adını vermişti.
İlginçtir, kadim İran halkı da konuştukları dile "Airiia" diyordu.
Bugün konuşulmakta olan İngilizce, İspanyolca, Hintçe, Portekizce, Bengalce, Rusça, Almanca, Fransızca, İtalyanca, Kürtçe bu "arya" dan türemiş, " Hint- Avrupa Dil Ailesi"ni oluşturmuşlardır.
Arya'dan çoğalan dilleri konuşan bu insanlardan Avrupa'da yaşayanlar, Hindistan, Afganistan, İran, Bengal halklarından farklı olduklarını, buralardaki Aryanların yerli halkla evlenerek değiştiklerini, renklerinin koyulaştığını, kendilerinin sarı saçlı, mavi gözlü, saf aryan kaldığını savunurlar. Dahası kendilerinde bütün Dünyayı yönetme hakkı bulurlar.
Bu "ırkçı" teori bir ara çöktü. İnsanlar kendilerini soyları/ kanlarıyla değil kültürleriyle ifade etmeye başladılar; ancak bu anlayış / teori, günümüzde yeniden kendisine hayat alanı aramaya başladı. Almanya'da Neo-Naziler, Fransa'da "Milli Cephe", Hollanda'da "Özgürlük Partisi", Avusturya'da "Gelecek için İttifak" bu canlanmanın örgütleridir.Trump'un ığlıkları da bu kendini beğenmişliğin görünen yüzüdür.
Dünyamızı idare etme hakkını kendilerinde bulan Aryanlar, AB'yi kurarken adına Batı Kültürü dediğimiz demokratik değerlerin, hoşgörünün, özgürlüklerin ve cinsiyet eşitliğinin yaratıcıları ve savunucuları rolünü de üstlendiler. Hitler'i, Mussolini'yi, Franco'yu, Salazar'ı... unutmamış görünlerinin gözünde bile biz Ortadoğulular ve Asyalılar, Müslüman kültürünün hiyerarşik kadın düşmanı, fanatik temsilcileri, sömürülmesi gereken insanlarız. Bugün, kendilerinin yarattığı savaşlardan kaçarak hayata tutunmak isteyenlerimize bu gözle ve bu mantıkla bakmaktadırlar.
Yani işin kökünde o "sömürgeci mantık ve kültürel farklılık" yatmaktadır.
Bu farklılık, biz, bilim anlayışımızı ve bilim karşısındaki tavrımızı değiştirmezsek, yani inançlarımızı kalbimize gömüp aklımızı özgürleştirerek yeni bilgilere ulaşmak için şüpheci, araştırmacı, gözlemci ve deneyci insanlar olmayı benimsemezsek; bilim bakımından 8-12.yy'lardaki gibi üstünlüğü yeniden ele alamazsak Arayanların bu horlamasından kurtulamayacağız. Çünkü onlar güçlerini, yarattıkları bilimden ve oradan beslenen kültürlerinden almaktadır. Kültürel düzeyimizi çağdaş kültürün üstüne çıkarmadan "efelenmekle" , "bağırıp çağırmakla" sorunun çözüleceğini sanmak, maalesef cahilliğimizin bilincine varmamak, bilimi değil inancı öncelleyerek çağın dışında kalmak, Aryanların biçtiği kadere razı olmaktır.
Ahmet Ümit Aloğlu