Bir 10 Kasım'ı daha geride bıraktık.
80. Yılda halkımız Atasını görkemli tavırlarla andı
90'ıncı,100'üncü yıllarda daha görkemli biçimde anacaktır; eminim!
Birkaç yıldır özel sektörün baş aktörleri insanları duygulandıran / ağlatan reklam filmleri hazırlıyorlar. Çoğunlukla iletişim ve reklam şaheseri denebilecek sunumlar yapıyorlar. Beğeniyorum; ama sorgulamak gereğini de hissediyorumi:
- Neden?
Bu tür göstermelik yayınlar bana daima Halim Yağcıoğlu'nun,
"Siz beni halâ anlayamadınız. Ve anlamayacaksınız çağlarca da..." diye başlayan şiirini anımsatır.
Hepsinde de yitirilmiş bir geçmişe, ulaşılamayacak bir geleceğe özlem duygularının egemen olduğunu düşünürüm.
Devrimler birer birer maziye gömülmüş.
Cumhuriyet artık kurucusunun eseri olan cumhuriyet değil.
Atatürk ve zihniyeti öldürülmüş; yerini onun yok etmek istediği bağnazlık almış.
Atatürkçü olduğunu, Atatürk'ü sevdiğini düşünen çevreler toplumun önüne, ülkede inşa edilmekte olan Ilımlı İslam Cumhuriyeti yerine konulacak bir program koyamamışlar. Daha da kötüsü ülkede, böyle program koyacak, kitleleri politize edecek bir lider ya da parti olmadığı için insanlar siyaset sahnesinden kaçmış; herkesi bir yılgınlık sarmalamış...
Dolayısı ile Atatürkçülük, bir dünya görüşü, bir politik duruş olmaktan çıkmış...
Geriye işte o ağıt ve avuntu duygularını tatmin eden özlem ve nostalji filmleri kalmış...
***
Siyasal mücadele öncelikle durum tespiti ile başlar. Tespit edilen duruma göre bir mücadele programı çizilir. Atatürkçüler, Cumhuriyetçiler ve onların siyasi örgütleri (CHP, İyi Parti, Fazilet Partisi, HDP vs.vs) bir durum tespiti yapmalı, bu duygu seli yaratan filmleri / reklamları izleyip ağlayacaklarına, bu tespit doğrultusunda bir program koymalı milletin önüne. Çünkü, bu insanlar idrak etmeli ki ülkede artık Cumhuriyet yok, rejim Atatürk'ün inşa ettiği rejim değil; devlet laik ve aydınlanmacı değil. tarım, hayvancılık, sanayi ve ticaret yabancı para babalarının güdümüne terk edilmiş, ülkenin bütün değerleri satılmış, sıra toprağına gelmiş; peyder pey oda satılıyor.
Yani Atatürk'ün dediği üzere ... memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş.", " Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş" durumda.
Bu gerçekler görülmeden, Cumhuriyetin yeniden var edilmesinin politik mücadele ile mümkün olacağı kavranmadan reklam filmlerine ağlamanın bir yararı olmayacaktır; kandırmacadan, avutmaktan başka...
Ahmet Ümit Aloğlu
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bu konuda BirGün gazetesinin 11 Kasım 2018 tarihli nüshasında, Fatih Yaşlı'nın yazısını okumanızı öneririm.