Neredeyse bütün mahalleli Mersin Metrosu temel atma törenini izledik: Yer gök insandı! 2010’lu yıllarda Erdoğan’ın mitingleri böyle olurdu. Yorulduk, akşam çayı içiyoruz kahvemizde…
Mitinge dönüşen açılış törenini, Büyük Şehir Belediye başkanımız Vahap Seçer’in bütün engellemelere rağmen gösterdiği başarıları değil; enflasyonu, memur ve emekli maaşını konuşuyoruz.
Sessiz Bilal bana soruyor:
-Hocam sence yüzde kaç zam verecekler?
Mehmet Emmi hep bir şeylere sinirlenmiş haldedir. Azarlıyor Bilal’i:
-Verecekler de ne demek, Erdoğan yüzde kaç verecek, diyeceksin.
Bilal savunmaya geçiyor:
-Öyle değil ki! Bürokratlar hesabını kitabını yapıyor. Şu kadar olacak diyor. Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak gönlünden kopanı eliyor. Hep öyle oluyor.
Murtaza Dayı inceden bir ironi yapıyor, her zaman olduğu gibi:
- Devlet kendisinin, hazine kendisine ait olduğundan, “Benden de bu kadar!” diyecek…
Çerkez Tahsin Kişisel kanısını söylemezse bizim kahvede söyleşi yürümez. Düşündüğünü mü söylüyor. İroni mi yapıyor belli olmayan bir sesle.
- Sonuçta işçi memnun oldu, memur ve emekli de memnun olacak, diyor.
Ben Çerkez’in ne demek istediğini anlamaya çalışırken doğulu Bircan söze giriyor:
- Sandık gelecek, maaş ve asgari ücret zamlarından memnun kitleler Erdoğan’a ve partisine oy verecek.
Sağlıkçıya bakıyorum. Hiç bu kadar sustuğunu anımsamıyorum. İlla da bir şeyler söylemesi lazım: Anlıyor sırasının geldiğini. Çerkez Tahsin’in söylemini sürdürüyor bugün:
- Hocam, diyor, “Ekonomideki sorunları kim çözer?” sorusuna halkımızın %30’u Erdoğan çözer, diyor . Demek ki ekonomik krizi, enflasyonu, işsizliği yaratandan bekliyor sorunun çözümünü. Lafı uzatmaya gerek yok. Çerkez doğru söylüyor; AKP ve dolayısı ile Erdoğan yeniden Başkan olacak…
Bilal söyleşinin geldiği yerden rahatsız, söyleniyor:
- İyi de bu enflasyon, bu zamlar, bu hayat pahalılığı; bu baskı, bu adaletsizlik, bu özgürlüklere müdahale, bu hak yemeler, bu kayırmalar… ne olacak?
Bilal’in dedikleri kulaklarımda çınlarken düşünüyorum:
“Zavallı emekli kardeşlerim, temel atma törenini değil, maaşlarında olacak artışları konuşuyor; yarın sabah yapılacak zamlarla hepsinin bir kepçeyle elinden alınacağını bile bile.
İçlerinde gerçeği görenler, oldu-bittiyi içine sindiremeyenler de var. Ahmet Emmi ile Mehmet Emmi bir laf etmeden sessizce kalkıp gidiyorlar. Bu söyleşinin bittiğinin işaretidir. Herkes evine gitmek üzere hareketlendi. Yol arkadaşım Sivaslı Süleyman’ın halinden moralinin bozuk olduğunu anladım, “Hayırdır” dedim. Yüzündeki üzgün ifadeyi unutamayacağım:
- Bu adamları anlayamıyorum, adam maaşına yapılacak üç kuruş zammın kendisinin yaşam kalitesini yükseltmeyeceğini bile bile nasıl böyle konuşur, nasıl görmez gerçeği, anlayamıyorum. Çok üzgünüm. Oysa emeklilerin hepsi değil, yarısı bir partiye oy verse, o parti iktidar olur, diyor.
Ona cevap veriyorum:
--Emeklilerin çoğu AKP’ye oy veriyor, AKP de iktidar oluyor zaten diyorum.
Sesinin titrediğini duyuyorum:
Susuyor.
Yüzüne bakıyorum, gözleri nemli. Ağlıyor mu ne?
A.Ümit Aloğlu, 21.01.2022, Kuzucubelen