Bugün Pazar olmadığı halde gittim kahveye. Pazardan Pazara’yı yazacağım güya; ama gündem o kadar sıkışık ki! Pahalılık, doların yükselişi, bütün dünyada en çok değer kaybeden parasının Türk lirası olması, yağmur gibi yağan gıda, benzin, mazot, elektrik ve doğal gaz zamları, işsizlik, grevler, toplumsal mücadeleler; EYT’liler, emekliler; tarımın ve hayvancılığın yerlerde sürünen hali, doğaya sahip çıkma eylemleri, iktidarın bütün bunları atlayıp dünyanın bizi kıskandığını söylemesi, ülkedeki krizi yok sayıp ekonomik durumumuzu başarıymış gibi göstermesi…Gelişmiş 20 ülkeden biriyken bu grubun dışına düşmemiz, sanatçılar, iktidarın sanata ve sanatçıya bakışı …
Yetmedi bir de Ukrayna Savaşı çıktı başımıza.
Bize ne Ukrayna savaşından diyemiyoruz. Rusya ve Ukrayna bizim göbekten değil, mideden bağlı olduğumuz ülkeler. Buğday, petrol ve doğal gaz ithal ediyoruz bu ülkelerden. Savaşan ülke ihracat yapar mı? Dahası biz bu savaşta nasıl bir durum sergileyeceğiz? Aşağı tükürsek sakal, yukarı tükürsek bıyık…
Neyi, nereden başlayıp yazacaksın!
Kahveye girdim.
İn cin top oynuyor. Sanki Türkiye girmiş savaşa!
Haşim’e sordum:
-Nerede bu millet?
- Savaşa hazırlanıyorlar hocam.
-Anlamadım?
-Herkes pazar çantasını, filesini almış erzak almaya gitmiş. Bakkallarda un ve bulgur kalmamış hocam.
- Abartmayı ne çok severiz bilirim. Biraz önce süpermarketlerden birindeydim, raflar doluydu, kimsenin bir telaşı yoktu. Sen bunları değil, kendini düşün, üç gün gelmesinler, acından ölürsün sen.
- Böyle giderse kahvenin kapısına kilit vurmamız yakındır Hocam. Bugün böyle de diğer günler farklı mı sanki.
-Diğer günler ben pek gelmem, bilirsin, hafta içinde böyle tenha mı oluyor kahve?
-Çay parası yok millette hocam, çayını içip “Bozuk yok, sonra vereyim diyen mi ararsın, ben ocağa girince sıvışıp giden mi ararsın?
-O derece mi Haşim; ben mahallelimizi bilirim, iyi ve dürüst insanlardır.
-Ben de bilirim dürüst insanlar olduklarını; ama ceplerinde para olmayınca…
-Üzüldüm şimdi, kahvede kimsenin olmamasına da üzüldüm. Halkımız Ukrayna savaşına nasıl bakıyor merak ediyordum.
-Yapma hocam, Ukrayna savaşına gelinceye dek gün akşam olur, pahalılık, işsizlik…
Diye başlayınca bildim ki benim yukarıda yazdıklarımı sayacak, kestim sözünü,
-Tamam Haşim, sayma. Zaten içim karardı, dedim, kapıya yöneldim.
-Hocam, bir çay içseydiniz, ocaktan! Dediğini duydum, cevap bile vermedim.
Eve doğru yürürken fark ettim ki ağız tadıyla söyleşi bile yapamaz olduk, yazık ediyorlar bu millete. Hatta insanlığa!
A. Ümit Aloğlu, 25.02.2022, Mezitli