Lenin’in “Sol Komünizm, Bir Çocukluk Hastalığı”nı okuyanlar anımsar, bu çalışmasında Lenin, 1917 devriminin, kendileri bu hastalığa yakalanmadıkları için gerçekleştirildiğini anlatır. Lenin’e göre, komünistlerin görevi, radikal koşullarda geride kalan halktan kopmak değil, halkı inandırmak için halkın arasında çalışmaktır. Eğer sol hareket, teoriyi doğru anlar, doğru anlatabilirse sessiz ve fırtınalı koşullarda, köyde ve kentte, yerel çevrelerde ve kitlesel hareketlerde, parlamentoda, birbirini izleyen hızlı ve değişik koşullarda duruma uyum gösterebilirse başarıya ulaşır.
Elbette CHP bir komünist parti değildir. CHP’nin sosyal demokratlığı ile Lenin’in Sosyal demokrasi partisinin ilgisi yoktur. CHP’nin, siyasi taktik olarak, bugün iktidara giden yolda aşırılıklara kapılmadan fakat pasifizme de düşmeden kitle ile bağlarını sıkı tutmak zorunluluğu vardır. Bu yolda yaşadıklarımızdan da doğru dersler çıkarması gerekmektedir. Örneğin Emine Yüksel Tarhan Hanım, çocukluk hastalığına yakalandı, ömrü uzun olmadı. İlhan Cihaner, gerekli uyumu sağlayamadı, hızını ayarlayamadı, düştü. Muharrem İnce çocukluk değil, galiba büyüklük hastalığına yakalanmış gibi… Dün, partisinin kuruluş çalışmaları neredeyse tamamlanmış durumdayken birilerinin Kılıçdaroğlu’na şans verilmesi gerektiğini bildirmesi üzerine hareketi durduran Sarıgül’ün bugün yeniden ortaya çıkması galiba koşullardan yararlanıp sönen yıldızı yeniden parlatmaya çalışmak çabasıdır.
Siyasette deneyimlerden faydalanmak, ülkenin koşullarını iyi hesap etmek işin can damarıdır. Aklı ve bilimi aşan çocukça söylemler, politikacıyı halktan kopardığı gibi temsil ettiği hareketi de geriletir. Türkiye bugün, doğru, akılcı, deneyimlerden yararlanmayı bilen, gelecek vaat eden politikalar üretmek, halk içinde çalışarak amaç, söylem ve metot uyumunu sağlamak durumunda/ dönemindedir. Herkes, parti içi tartışmaları, mücadeleyi, ayak oyunlarını vs vs bırakmalıdır. Parti dışında kendisini “sol”da konumlayanlar da eteklerindeki taşların yuvarlak ve hafifi olanlarını sola; sivri uçlu, acıtıcı olanları rakiplere atmak evresinde olduğumuzu unutmamalıdır.
Çok sevdiğimiz birbirimizle kavgayı, sosyal demokrasi iktidara geldiğinde daha zevkle yaparız, şimdi değil…