İnsanoğlu, bilmek kavramı üzerinde çok düşündü.
Sizce nedir bilmek?
Bir kitaptan okuduklarımızı, öğretmenimizin anlattıklarını, arkadaşımızdan duyduklarımızı belleğimizde tutabiliyorsak, onları bilmiş olur muyuz?
Bilmek böyle bir şey olsaydı, en büyük bilge kitaplar- kütüphaneler; bilgisayarlar olurdu.
Bilmek, edinilen bilgileri yaşama uygulamak; yaşamı kolaylaştırmak, güzelleştirmek, daha anlamlı kılmak için kullanabilmektir, diyenlere hak veriyorum.
Siyasi hayatta ise bilgi değil, "algı"dır insanları yönlendiren.
Müslüman Türkiyeliye Arap, peygamberimizin milleti olarak anlatıldığı için onlara toz kondurmaz.
İktidarımız Irak işgaline ses çıkarmadı; ama halkımızın bağrı yandı.
İngilizlerin telkinleri ile oluşup gelişmiş Vehhabi mezhebi, asırlarca korunmuş, beslenmiş Arapları Osmanlıya düşman etmişti. Bunu bilenimiz neredeyse yok gibidir.
Yarım adanın verimli kıyılarındaki petrolü ele geçirmek için çağın gerektirdiği sömürgecilik metotlarını geliştiren Batının ünlü ajanı Lawrence'in kışkırtmaları ve örgütlemeleri ile Arapların bize yaptıklarını kimseye anlatamadık.
Bugün, Müslüman aleminin halini görüp de anlamamak, ancak sömürgecilerin yarattığı algı ile olanaklıdır. İşte Irak, işte Suriye, işte Libya ve bütün Kuzey Afrika ülkeleri, işte Yemen ve Sudan, işte Afganistan ve Pakistan, işte İran- Suudi Arabistan ilişkileri, işte Afrika'nın batısındaki Mali'den Asya'nın doğusundaki Malezya'ya kadar bütün Müslümanlar...
İçlerinde bir tek Türkiye, Mustafa Kemal'in Türkiye'si ayakta durmaya çalışıyor. Görüyoruz ki onun da yumuşak karnına, giderek artan bir şiddetle vuruyorlar. Bütün vahşeti ile terör ve bütün çirkinliği ile zorlanan Sünni- Alevi söylemleri Türkiye'nin de diğer Müslüman ülkelerine benzemesini sağlamaya çalışıyor...
Bir Müslüman çıkıp da bize ne oluyor böyle, demiyor. Batı, bütün Müslümanları birbirine saldırtıp birbirini boğazlatmak için Müslüman liderleri başarıyla kullanıyor.
Hiçbir Müslüman liderler, neden insanımızı böyle perişan ediyoruz, bütün servetimizi Batı'nın sömürüsüne terk ediyoruz demiyor!
Kimse, Batının, Müslüman aleminin zenginliklerine el koymakla yetinmediğini; onları birbirine ezdirerek, öldürterek parçalanmalarını, güçsüzleşmelerini, ezilmelerini sağladığını; bu yolla dinlerini de koruduğunu görmüyor!
Bu, daha ne kadar devam edecek böyle!?