Sevgili Ünlemcim,
Baharın Çiğdem Kokusu,
Yaz Gecelerinin Serinliği
Karanlıklarımı Aydınlatan Işık,
Bugün acılı bir gün benim için.
İçim yanıyor.
Bu kadar üzüleceğimi sanmazdım. Yaşıyorken "Ülkü Tamer ölse çok üzülür müsün?" deseydin, "Yok, derdim, o da bir insan, her insan gibi bir gün gidecek..." Meğer öyle değilmiş, tanımıyormuşum kendimi... Çok üzüldüm, çok üzülüyorum...
Ne kadar kitabı varsa bende, hepsini dizdim masama, bir ondan okuyorum bir bundan. Böyle yaparsam onun için bir şey yapmış olurum, sanıyorum...
Antepli Şahin'in ruhunu, tevazu ve bilgelikle süsleyen bu sözün nezih işçisi, çağdaşlarından daha şanslıydı. Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü'nden Yeditepe Şiir Armağanı'na ve Melih Cevdet Şiir Ödülü'ne; Macaristan Endre Ady ödülünden Yunus Nadi Öykü Ödülü'ne kadar bir çok ödülü aldı. Şiirden senaryoya, çocuk romanından oyuna ve senaryoya dek roman dışında her alanda eser verdi..
Öğretmen okulundaydım ilk kitabı "Soğuk Otların Altında" "a" yayınlarından çıktığında. Şair arkadaşım Hilmi Üstün'le paralarımızı birleştirip almıştık Selçuk Kitabevi'nden. Kitabın daha başında çarpılmıştık.:
"Ey benim yalnızlığım! Bu kadar eğilmeselerdi üstüne senin. Bu kadar anlatmasalardı seni. N'olurdu, yalnız ben yazsaydım bu yapraklara seni. Seni yalnız ben bilseydim. Beraber ölseydik seninle."
Bu çarpılmışlıkla izledim Ustayı. gazetecilik, tiyatrolarda oyunculuk, dergicilik, çevirmenlik... yaptığını biliyorum. Eminim ki benim bilmediğim işler de yapmıştır. O ekmek kavgası için yaptıkları elbette unutulup gidecek ama eserleri yaşayacak. Aman Allah'ım ne çok türde ne çok eser verdi. Ancak bence şair Ülkü Tamer hepsinden başarılıydı, yani şairliği yaşatacak onu. Çünkü şiirimiz I. Yeni, II. Yeni gibi bir sürü adla çeşitlenirken Ülkü Usta hepsinin temsilcisi, örneği olabilecek; fakat hiçbirisinin dar sınırlarına hapsolmayacak kadar değerli şiirler yazdı. Dahası giderek halk diline, halk şiirine yaslanan yalın, yoğun ve özgün imgeler içeren türkü tadında kıvrak söyleyişli, koşma tadında özgür çağrışımlarla beslenen, zeka ve ironi yüklü şiirler yazdı. Hemen her şiirinde kendi çocukluğumuzu, çocuk heyecanlarımızı bulduğumuz Usta, ses örgüsü bakımından da dilimizin musikisini keşfeden şairlerden oldu.
Neden uzatıyorum ki sözü? İlla yormalı mıyım seni. haydi bu koca ustaya saygı için olduğu kadar güzel şiir okuma sevdamıza vuslat olsun diye Ülkü Tamer şiirleri okuyalım.
ÜŞÜR ÖLÜM BİLE
Bir ormanda tutup onu
Bağladılar ağaca
Yumdu sanki uyur gibi
Gözlerini usulca
Bir soğuk yel eser
Üşür ölüm bile Anlatır akan kanı
Beyaz sesiyle
Diz çöktüler karşısında
Sonra ateş ettiler
Parçalanan yüreğine
Yuva kurdu mermiler
Bir soğuk yel eser
Üşür ölüm bile
Anlatır akan kanı
Beyaz sesiyle
Gelip kondu bir güvercin
Ellerine o gece
Kırmızı bir çelenk oldu
Bileğinde kelepçe
Bir soğuk yel eser
Üşür ölüm bile
Anlatır akan kanı
Beyaz sesiyle
AĞIT
Bu toprakta kalır adın
Tohumların arasında
Yeşilinde tarlaların
Başakların sarısında
Yıllar geçse de aradan
Kopar gelir ırmaklardan
Işır yine kurşunlanan
Dostlarının yarasında
Günü gelir dağa çıkar
Yıldızlardan şiir çeker
Kanımızı siler yıkar
Suların en durusunda
Bir annedir bir kardeştir
Ovalarda bir ateştir
Sırasında hayat verir
Ölüm saçar sırasında
Bayrak olur bize yarın
Rüzgârıyla ilkbaharın
Dalgalanır genç kızların
Gözlerinin karasında
GÜNEŞ TOPLA BENİM İÇİN
Seher yeli çık dağlara
Güneş topla benim için
Haber ilet dört diyara canım
Güneş topla benim için
Umutların arasından
Kirpiklerin karasından
Döşte bıçak yarasından canım
Güneş topla benim için
Seher yeli yar gözünden
Havadaki kuş izinden
Geceleri gökyüzünden canım
Güneş topla benim için
GÜL DİKENİ
Uçakları nedeyim
Gökkuşağı gönder bana
Senin olsun süngülerin
Gül dikeni yeter bana.
Kan kurşundan silinince
Kardeş olur kardeş olur eller bana
Kan kurşundan silinince
Kardeş olur kardeş olur kardeş olur eller bana.
Silahları nedeyim
Benim sevgim mavzer bana
Suya attığım çiçekler
Bir gün olur döner bana.
Kan kurşundan silinince
Kardeş olur kardeş olur eller bana
Kan kurşundan silinince
Kardeş olur kardeş olur kardeş olur eller bana
GECELEYİN
Geceleyin karanlıkta
Suya attım ben sesimi
Türkü oldu birdenbire
Denizinden geçen gemi
Geceleyin karanlıkta
Gülümsedim buluta ben
Saçlarına düşen yağmur
Gökkuşağı oldu birden
Geceleyin karanlıkta
Yıldız tuttum gök içinde
Işığını sana vurdu
Bir gül açtı yüreğinde
Yeter mi bu kadar diyemiyorum; bugünlük yeter mi bu kadarı diyeyim.
Haydi uyu artık, yoruldun.
Hoşça kal,
Esen kal, Şiirde kal,
Şiir kal
Sevgilerimle.
Ahmet Ümit Aloğlu.
Hamiş: Sevgili, bu Şiirli Mektup, bence, öznesini iyi anlatamadı. Zamanın olursa, biraz telafi umuduyla Metin Celal'in "Biz sana teşekkür ederiz Ülkü Tamer" yazısını, zamanın olursa okumanı öneririm.
Ahmet Ümit Aloğlu
4 Nisan 2018, Mezitli