CHP bir kurultaylar partisidir denir, doğrudur da...
Bu tanımı çoğunlukla eleştiri dozunda söyler insanlar. Bu da doğrudur. Ancak Baykal dönemine kadar CHP kurultayları, partinin iç sorunlarının, ülke sorunlarının, dünya sorunlarının tartışıldığı, partinin ideolojik tercihlerinin belirlendiği fikir platformu, tink tenk kulübü, akademik kongre gibiydi. Öyle usulen bir ya da iki gün değil, günlerce sürerdi. Belleği güçlü olanlar, İsmet Paşa ile Bülent Ecevit arasındaki iktidar mücadelesinin su yüzüne çıktığı kongrelerde nasıl ideolojik tartışmalar yapıldığını anımsarlar.
Bugün her partili, açıktan söylemese de kendi kendine itiraf eder ki parti, orta gelir tuzağına düşmüş geri kalmış ülke gibi %22-24 bandını aşamamaktadır. Parti yöneticileri, partinin genel merkezine, Genel Başkan, - artık o da yapılamıyor ya- salı toplantılarına sıkışıp kalmış durumda... Belki de bu nedenle, dönemin en parlak (!) fikri, "ülkede bir muhalefet yok ki!" cümlesi ile ifade özetlenmekte.
Ne ilginçtir, her ağzını açan, ülkede muhalefet olmadığını söylüyor da muhalefetin nasıl olması gerektiğini,nasıl yapılacağını kimse söylemiyor. Bazılarına sorduğumda aldığım cevaplar ise eleştirdikleri muhalefetten de yüzeysel ve temelsiz. Örneğin, "Parti halkın sorunlarını anlatmalı, halkla iletişim kurmalı" gibi altını dolduramadıkları söylemi aşan kimseye rastlamadım.
Sözü şuraya getirmek istiyorum: Parti kongreye gidiyor. Corona koşullarında ertelenen kongre ağustos ya da eylül ayında yapılacak gibi görünüyor.
Bizce bu kurultay biraz farklı olmalı, öyle bir iki günde usul yerini bulsun diye yapılan bir kongra olmamalı. CHP, bu kurultayı partinin "muhalefet olamama" görüntüsünü aşma ortamına dönüştürmelidir. CHP, bu kurultayı, partinin ideolojik yapısını belirginleştirme toplantısına dönüştürmelidir. CHP, bu kurultayı, halka güven verme kongresine dönüştürmelidir. CHP, bu kurultayı, halka ulaşma yöntemlerini belirleme çalıştayına dönüştürmelidir. CHP, bu kurultayı, ülkeyi selametle yönetecek program hazırlama, hazırladığı programı halka tebliğ etme ortamına dönüştürmelidir.
Ve nihayet,
CHP, bu kurultayı belirleyeceği söylem ve halka ulaşma yöntemleriyle iktidar yürüyüşüne dönüştürmelidir.
O kadar ki iktidar arayışındaki halk, CHP'ye GÜVENMELİ, bu parti, bu program ve yaklaşımla bu ülkeyi bunlardan ve herkesten daha iyi yönetebilir yargısına ulaşabilmeli, "bize gerekli olan parti işte bu!" diyebilmelidir.