Murat Bardakçı, Ertuğrul Özkök'ün "“Suudi kardeşim, gün gelecek Atatürk’e de döneceksin” sözleriyle dalga geçti. Örneğin şöyle dedi yazısının bir yerinde: " "En derin ve güçlü hayalperestimiz Ertuğrul Özkök oldu ve “Suudi kardeşim, gün gelecek Atatürk’e de döneceksin” diye yazdı... Zira aklın yolu buymuş, İslâm dünyasını bataklıktan çıkartacak medeniyet yolu Atatürk’ün bundan 90 sene önce çizdiği yol imiş; her makul Müslüman’ın gönlünde Atatürk’ün izi, aklında o yola karşı bir hayranlık varmış, işaretler de zaten gelmeye başlamış, Suudiler bu yola gireceklermiiiiş..."
Bu müthiş (!) mizahı okuyunca aklıma Sayın Bardakçı'nın alaylı tarihçi olduğu geldi. Öyle ya adamcağız ehl-i tasavvuf değil ki sözün batınını düşünsün, bilim adamı değil ki sebep sonuç ilişkisini muhakeme etsin; lafzını okumuş, anlayabildiği o kadarmış; onunla dalga geçerim sanmış. Zaten, bu konuda düşündükleri de yanlış: " “Ilımlı İslâm” kavramı, bizde özellikle de lâik çevrelerde hep yanlış anlaşılmış, daha doğrusu “temenni”, yani “olmasını istedikleri İslâm” şeklinde düşünülmüş, öyle hayal edilmiştir"
Laik çevreler diye kimlerden söz ediyor bilmiyorum; ama ben, laikliğin uygarlığın temel taşı olduğu kanısındayım, Sayın Bardakçı'nın dediği gibi düşünmüyorum, öyle bir hayalim de yoktur. Ben İslam'ın Ilımlısı, serti, şedidi var mı sorularını da saçma buluyorum; çünkü İslam, kuralları Kur'an'da kesin emirler halinde vazedilmiş bir dindir. Neresini yumuşatacak, neyini sertleştireceksin?
"En derin ve güçlü hayalperestimiz Ertuğrul Özkök'ün dediklerine gelince: Evet, "Bu ülkede yaşayan herkes bilir ki "İslâmî kuralların günlük hayatın ayrılmaz bir parçası olan Ortadoğu’da sevilmez, üstelik Müslüman dünyanın ekseriyeti sadece Atatürk’ü değil, Türkiye’nin lâik sistemini de hoş karşılamaz." (Cümle, Sayın Bardakçı'nındır, anlatım kusuru da kendisine aittir.) Dahası, giderek bir Ortadoğu ülkesine dönüştürülmeye çalıştıkları ülkemin yöneticilerinin de Atatürk'ü sevdikleri, laikliği benimsedikleri (takiye yapmak gereği duymadıkları zamanlarda) kolayca söylenemez.
Buna rağmen Sayın Ertuğrul Özkök'ün dediği doğrudur; Vehhabiliğin ve Selefiliğin merkezi Suudi Arabistan bile Atatürk'e gelecektir. Yani demokratik hukuk devletine doğru evrileceklerdir. Bu, insanlığın engellenemez, karşı konulamaz gelişiminin gereğidir. Sayın Bardakçı ne sanıyor, Dünya kendisiyle yaşıttır da Dünyadaki fikirler, rejimler böylece mi oluştu, böyle mi devam edecek? Hayır, Vehhabi Selefiler de insanlığın ilerleyişine karşı duramayacak, uygarlık ailesine katılacaklardır. Gelişim evresinde "Ilımlı İslam" dedikleri, evet, bugün bizim yaşadığımızdan daha sert ve katı olacaktır; ama orada DURAMAYACAKLARDIR. Çünkü insanlığın sonsuz gelişimi, diyalektiğin bize öğrettiği yasaların en başında olanlarından biridir..
Ahmet Ümit Aloğlu