Yeni milli eğitim bakanı, daha koltuğuna oturmadan zihniyetini açığa vuran, bizce talihsiz bir demeç verdi:
-Karma eğitim zorunlu değil.
Bu talihsiż demeci duyan herkes “eyvah” dedi; çünkü herkes bu sözle iktidarın yavrularımızı ilköğretimden başlayarak kız/erkek diye ayıracağını, onları hasta ruhlu insanlar olarak yetiştireceğini, okullarımızda tarikatların taleplerini, şeriat özlemlerini egemen kılacağını, bu şeriat özlemcilerinin giderek artan eğitime müdahalelerinin genişleyeceğini; uzatmayalım, kadını sosyal hayattan uzaklaştırılacağını; söylemeye dilim varmıyor; ama ülkemizi Taliban Afganistan’ına döndüreceğini düşündü.
Bu iktidar bunu başarabilir mi?
Biraz zor!
Zor çünkü buna %48’lik kitle itiraz eder.
%48 itiraz etmeyi bilmezse, itiraz etme fırsatı bulamadan bir şeriatçı oldubitti ile cübbeli, külahlı tarikat ehli ülkeye egemen olursa başarmış olur.
Bu koşulların mefhum-u muhalifi %48’lik kitle rıza göstermezse, demokratik haklarını kullanmayı bilir, yapılmak istenene itiraz ederse, uyanık davranır oldu bittilere gelmezse başaramaz.
Anımsayalım, bu iktidar ilk yıllarında Anıtkabir'e gitmemek için mazeretler uydururdu: kimi yurt dışına çıkardı, kiminin kulağı ağrırdı... Nereye geldiler? Zor yürüdükleri halde atanın mozolesine çelenk koymadan göreve başlamıyorlar.
Neden?
Yüzbinler, her ulusal bayramda, her 19 Mayısta Anıtkabir’i ziyaret ediyor. Kendilerinden ve HÜDAPAR’dan başka bütün partiler Atatürk’ün peşinden gidiyor; ortakları dahil.
Alamıyorlar bunca gücü karşılarına...
Öyleyse?
Bilim adamları, aydınlar, entelektüeller, sanatçılar, sporcular, bütün muhalefet bu ulusun akarının şeyh Edebali'den bugüne Batı'da olduğunu anımsar/anımsatır, eğitimin bu ülkede laik ve bilime dayalı olması gerektiğini savunur, iktidarın zihniyetini reddederse kimse bu ülkeyi karanlığa boğamaz.
Anımsatmalıyım: son pişmanlıklar para etmez.
A.Ümit Aloğlu,6 06.2023,Kozyatağı