Darbe, iktidara karşı kalkışmadır.
Şöyle tanımlanabilir: Bir gücün, bir örgütün, bir cemaatin, bir zümrenin silah zoru ile ülke yönetimine el koyması.
İç savaş, biraz daha vahşice ve zalimce; biraz daha insanlık dışı bir durumu ifade eder; şöyle tanımlanabilir: Bir ülkenin insanlarının çeşitli politik veya dini cemiyetler olarak örgütlenip birbirleriyle silahlı çatışmaları...
İç savaşların ülkeleri ne hale getirdiğini, Irak'ta gördük, Libya'da, Afganistan'da, Yemen'de, Bahreyn'de, Somali'de, Miammar'da... gördük. Suriye'de görüyoruz.
15 Temmuz günü ülkemizde yaşanan, akıl almaz derecede insanlık dışı bir iç savaştı. Darbeciler ile darbeye katılmayan askerlerin, emniyet güçleri ve halk cephesinin bir savaşıydı bu. Sonradan bu savaşa etkisiz hale getirilen erlere karşı öfkeli göstericilerin, ticani IŞİD'çi kılıklı kalabalığın linç girişimi de bu tabloya eklendi ve bize bu minyatür iç savaş biraz büyüyecek olsa işin nerelere varacağını gösterdi. Zaten bu kaos ortamından yararlanmak isteyenlerin Alevi mahallelerine, muhaliflerin çoğunlukta olduğu mahallelere, aydın ve demokratların yaşadığı muhitlere yönelen tehditleri gecikmedi.
Dünyamızda soğuk savaşın arkasından Samuel Huntington'un "Medeniyetler Çatışması" tezine yaslandığı söylenebilecek olan Müslümanların yaşadığı ülkelerde ABD'nin teşvik ettiği, örgütlediği veya vekaletle sürdürdüğü iç savaşlar, göstermektedir ki ABD ya da ABD'li Evangelistler, Medeniyetler Çatışmasına girmektense İslam'ı birbiriyle savaştırmayı yeğlemektedirler. Bütün Müslüman ülkelerinin bir iç savaş yaşıyor olması başka türlü nasıl açıklanabilir?
Öyle görünüyor ki ülkemizde de bir iç savaş çıkarmak isteyenler var. Devletin PKK ile savaşmakta oluşu, kentlerin, kasabaların köylerin yıkılması yetmiyor birilerine... Baksanıza Malatya, Hatay, İstanbul'un bilindik mahalleleri, Kahramanmaraş gibi muhitler tahrik ediliyor.
Devlet yöneticilerinin bu durumlarda intikam duygularıyla değil, basiretle, sükunetle ve adalet duygusuyla hareket etmeleri gerekir. Elbette darbeciler cezalandırılmalıdır; ancak kurunun yanında yaşı da yakmak, bu durumdan yararlanarak kişisel ideolojilerini egemen kılmak gibi Şark kurnazlıklarına girmemek, bu amaçla yandaşları tahrik etmek gerekmektedir.
İç savaşın tek çaresinin iç barış olduğu bilinciyle basiretli kararlar alıp demokrasiyi geliştirmek böylesi süreçlerde devlet adamlığının mihenk taşıdır.
Ahmet Ümit Aloğlu