"Bize önerilen başkanlık sistemi,
* siyaseti müzakere zemini olmaktan çıkarıp çoğunluğun kararını tek merci olarak kutsayan,
* dinle falan da alakası olmayan,
* modern otoriter siyaset mantığı üzerine kurulu.
Ben kendi adıma, bu teklife hiç tereddütsüz “hayır” diyorum.
Ben de (Aydın Engin gibi) hayır demenin yetmeyeceğini, neden hayır dediğimizi izah etmek için fazladan çaba göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Sadece o da değil, iş hayır demekle bitmeyecek, öngörülen referandum sonucu ne olursa olsun, sadece razı geleceğiz, yoksa benim için doğru olan değişmeyecek, ilkesel davranmak bunu gerektirir. Laikçi dayatmalara çoğunluk itaat ederken, itirazımı nasıl saklı tuttuysam, aynı şey söz konusu olacak. Hiç olmazsa, buğuz edeceğim. Tabii ki, çoğunluk “hayır” derse, Türkiye büyük bir dar boğazdan çıkacak diye düşünüyorum, bu ülkemin geleceğine ilişkin öngörülerime dair bir mesele. Dahası, o şartlar altında da, başkanlık sistemine aklı yatanları 1-0 mağlup kabul etmeyeceğim, öyle düşünenleri, onların kaygılarını dikkate almazsak yine toplumsal barışın tehlikeye gireceğinin farkında olacağım.
Demokrasi dediğimiz, müzakere, anlaşma, uzlaşma düzeni tercihi bunu gerektirir, ancak bu anlayışla didişmenin yerini konuşma alabilir, bence hepimiz için “hayır”lı olan budur."
****
Bu satırlar Nuray Mert'ten alıntıdır.
Ben tamamına katılıyorum; ben yazmışım gibi hepsi. Bu nedenle buraya aktardım.
Yarın oyumuzu kullanmayı asla ihmal etmeyeceğiz.
Korkusuzca, onurla, görev bilinciyle,
Yurdumuzun, çocuklarımızın geleceği için,
Devletimiizn ve demokrasi sevdamızın bekası için
"Yetmez; ama HAYIR" diyeceğiz.
Kolay gelsin, oyunuz "Hayır"lı olsun. i Başlığı, Nuray Mert, Aydın Engin'den almış, buradaki kullanım ise Nuray Mert'in kullanımıdır.
Ahmet Ümit Aloğlu