Dil Bayramını Kutlarken.
Neden bilmem, birileri Dil devriminin kazanımlarını kullanarak her dil bayramını zehir eder. Bu sene bu görevi Yusuf Kaplan adlı bir köşe yazarı yaptı. Bu zat, Türkiye'nin asıl sorununun dil olduğunu belirterek, "Dil Devrimi, Türkçe’nin İslâmî ruhunu yok etti!" ana fikri etrafında, "Medeniyet dili: Müslüman zihninin, idrakinin ve tefekkür biçiminin yitirilmesi. Unutmayalım: Düşünemeyen, düşer; düş göremez. Dil Devrimi, vahyin ışığında yoğrulan dil’imizi sekülerleştirdi; İslâmî muhtevasını bitirdi. Din de, İslâmî ruhunu yitirdi. Dil, gidince; din de gitti; hayat çölleşti." demiş.
Bay Yusuf Kaplan,
Geçmiş olsun, diliniz de diliniz de gitmiş; hayatınız çölleşmiş. Şimdi hangi dille düşünüp yazıyorsunuz, neye ya da kime inanıyorsunuz; çölleşen hayatınız sizi rahatsız etmiyor mu? Acıdım size!
İzniniz olursa yine de bir iki sorum var size:
Türkçe'nin İslâmî ruhu bize, yani milletimize ne kazandırmıştı?
Biz, MS. 10. yy'da savaşlarda yenilerek kabul ettik Müslümanlığı. Dil Devrimi 20. yy'ın ilk çeyreğinde yapıldı. Arada kalan bin yılda bize ne kazandırdı bu ruh? Bu sürede kaç eser yaratabildik?
Bilirsiniz; utanmayın, söyleyin sayıyı!
Ve lütfen ekleyin, insanlık bu sürede kaç felsefi akım, kaç sanatsal akım yaşadı; ne kadar bilimsel buluş yaptı, ne kadar teknolojik icatta bulundu?
Bir de şunu araştırın: Cumhuriyet döneminde bir yılda basılan eser sayısı, 600 senede yazılanların kaç bin katı?
***
Sayın Kaplan, sizin yerinizde olsaydım şu cümleyi kurmazdım: " Dillerini yitiren toplumlar, 'Yer'lerini; Yer’lerini yitiren toplumlarsa, Yön’lerini de yitirirler ve insanlığa bir şey veremezler..." Çünkü sizin hayranlıkla sözünü ettiğiniz dil, Türkçe değildir; Türkün dili de olamamıştır. (İyi ki de olamamıştır) Evet, dillerini yitiren toplumlar yerlerini ve yollarını kaybederler. Osmanlılar gibi, Sümerler gibi... Biraz daha eskilere gidelim mi? Hattiler gibi, Hititler gibi, Lidyalılar gibi, Frigyalılar gibi...
Şu medeniyet diline de değinelim: Osmanlı medeniyetini küçümsemiyorum; ama Dil Devrimi yapan Türkiye'nin uygarlık alanında aldığı yolu yaşayarak gördüm ve şu kanıya ulaştım: Cumhuriyet, Osmanlı'nın 600 senede bu topraklarda yarattığı uygarlıktan fazlasını yarattı 100 senede... O kadar ki sizin kullandığınız dile bile sayısız sözcük kazandırdı; yazdıklarınızı okuyunca sevinerek gördüm: Sadece "bir cümle"de Dil Devriminin kullanıma soktuğu şu sözcükleri kullanmışsınız; eminim bilmeden, fikriyatınıza ihanet ederek:
dil- siz lisan demelisiniz.
biçim- siz şekil demeliydiniz.
devrim- (Aman Allah'ım, siz ağzınıza almamalıydınız) inkılap diyebilirdiniz.
belirtmek - siz arz-ı dehalet, ya da ifade etmek demeliydiniz.
yitirmek- siz, kaybetmek demeliydiniz.
düş- siz rüya demeliydiniz
düş görmek- siz rüya görmek demeliydiniz.
Bay Kaplan, yazınızda Dil Devriminin dilimize kazandırdığı daha çok sözcük var. Bu doğal; çünkü Dil Devriminden önce zavallı bir dil kullanıyordu bu ulusun kendini aydın (entelektüel) sanan kesimi. (Ulus, doğal olarak canım dilimizi kullanıyordu)
Kamus-i Türki'ye göre 26 bin sözcük vardı bu dilde ve bu sözcüklerin yaklaşık %65'i başka dillerden (Arapça, Farsça, Rumca, İtalyanca, Latince, Rusça, Bulgarca... dan) gelmiş sözcüklerdi. Şimdi sizin de ağız tadıyla kullandığınız dilimiz, 150 000 sözcüğe sahip.Bunların %70'i Türkçe ve dilimiz durmadan gelişiyor.
Bu gerçeklik size, yukarıya aldığım cümleleri kurduğunuz için utanç mı vermeli yoksa Dil Devriminin dilimize kazandırdıkları sayesinde ağız tadıyla cümle kurduğunuz, düşüncelerinizi anlatabilme olanağına ulaştığınız için sevinç ve gurur duyguları mı kazandırmalı?
...
Özet: Sizin gibileri biz, Dil devriminden bu yana izleriz, bağırır çağırırsınız; hatta küfredenlerinizi, iftira edenlerinizi tanıdık; hepsi de Dil Devriminin kazandırdıklarını kullanarak anlatıyorlardı düşündüklerini; sizin gibi...
Yani atasözümüz doğru söylüyor: ".... kervan yürüyor."
Ahmet Ümit Aloğlu