Değerli bir politikacımız,"HAYIR" cephesinin nasıl ayakta tutulabileceğini araştırıyor, insanlara ne düşündüklerini soruyor:
- Hayır cephesini nasıl ayakta tutarız?
Sorunun cevabını sıradan insanlarda aramak bir çaresizlik miydi, demokratik bir yaklaşım mı, söze başlamak için bir girizgah mı, tabanın nabzını tutmak mı, insanlara bir mesaj vermek, bu konuda düşünmelerini anımsatmak mı?
Ülkemizin politikacıları, hiçbir sorunun cevabını sokaktaki sıradan insanda aramazdı eskiden. Biraz şaşkın konuştum:
- Bunun varsa bir yolu, onu hepimizden iyi siz bilirsiniz. Bir projeniz var gibi...
Bir platform oluşturacakmış. Bir eylemlilik yaratmaya çalışıyormuş. "Hayır" bloğu dağılmamalı, hile ile, hukuk vesayeti ile bile engellenemeyecek kadar güçlü olmalıymış...
Kocaman bir umutla baktım değerli politikacımızın coşku dolu, gelecek vaat eden gözlerine.
İlk aklıma gelen Levent Gültekin oldu. Bir muhafazakârı referans alacağım aklıma gelmezdi, sordum:
- Levent Gültekin'in Ayşe Arman'a verdiği röportajı okudun mu?
Okumamış, uzun süredir Hürriyet okumuyormuş.
- Orada diyor ki Levent Gültekin, dedim, "Siyaset bizi odalarımıza hapsetti. Atatürkçüler bir odada, muhafazakârlar bir odada, Kürtler bir odada, Aleviler bir odada.... Ben salona indim, dedim ki "Bırakalım odalarımızda yaşamayı, gelin salona inelim, bu evi yeniden herkesin birlikte yaşayabileceği haline getirelim. Salona inenlerin sayısı arttıkça Türkiye kurtulacak...."
- Yani?
-Yani insanları odalarından nasıl çıkaracağız? Hangi anlayış, hangi fikir insanları odasından salona indirecek? O fikirleri hangi yollarla ulaştıracağız odalarında yaşayanlara?
2019, 1919'un muhafazakarlarca alınmış rövanşı mı olacak, yoksa o ruhunun 21.yüzyıla yakışır boyut kazanması mı olacak?
Ülkemiz yeniden herkesin birlikte yaşayabileceği bir vatan haline mi getirilecek, yoksa içine itildiğimiz ayrışma derinleşerek parçalanacak mı?
Bu soruları artık AKP'ye oy veren, anayasa referandumunda "Evet" diyen insanlarımız da soruyor. Çünkü onlar da rahatsız ülkemizin yaşanılmaz hale getirilmiş olmasından.
Politikacı olarak bu sorulara yanıt bulabilirseniz 2019 sizin zafer yılınız olur.
-Ben de öyle düşünüyorum; ama başarabilir miyiz, bilmiyorum.
- Bilmiyorsanız politika yapmayın, bir bilen yapsın. Mutlaka analar öyle bir çocuk doğurmuştur.
-Öyleyse sizden izin isteyeyim, o çocuğa biraz zemin hazırlayalım, dedi.
Giderken arkasından hayretle baktım, "Artık farklı politikacılarımız da var, ne güzel" dedim.
Ahmet Ümit Aloğlu