Hayır hayır, CHP’nin son seçimlerdeki başarısı mı desem, başarısızlığı mı, ondan değil, seçim sonrası, daha ilk günden İmamoğlu’nun erken ötüp “değişim” diye-altını doldurmadan, daha açıkçası yiğitçe meramını söylemeden, “Değişim” yaygarasına girişip partiyi ve partiliyi gereksiz bir tartışmanın hatta bölünmenin içine sokmasından da değil, daha dar bir alandan söz edeceğim:
CHP örgütleri, daha özelde CHP kadın örgütü (kadın kolu mu demeliydim?) ne yapması gerektiğini bilir mi? Ne iş yapar?
Ne yapacaklarını bilmiyorlarsa rakiplerinin kadın kollarının neler yaptığına bakamazlar mı? Dedikoduyu, birbirlerinin ayağını kaydırmayı bırakıp da AKP’li, İYİ Partili, Saadet Partili kadınlar neler yapıyor, nasıl çalışıyorlar görmeye çalışsalar neler neler öğrenecekler. Oysa bu hanımefendiler ne yapıyor, anlatayım:
Belediye Meclisi üyesi bir kadın, yanına aldığı birkaç parti üyesi ile ilçelerine en yakın mahalleye (köye diyebilmeyi yeğlerdim) gitmişler. Bir eve konuk olmuşlar. Hal hatırdan sonra meclis üyesi , ev sahibine sormuş:
- Bacım, biz size aile sigortası dedik, hesabınıza nakit para yatıracağız dedik, neden oyunuzu vermediniz?
Ev sahibi kadın ağzını payını vermiş Meclis üyesinin:
-Git anam, demiş, size güvenilir mi, ara sıra bulgur pirinç geliyor, onlardan da mı edeceksiniz bizi…
Meclis üyeciğimiz, bulgur pirinç sorunsalı bir yana, kadını azarladığının, eleştirdiğinin bile farkında değil; sorsak politika yapıyorum der.
CHP’liler, 1950’ye kadar ekmeği, mevkii, işi ve itibarı partili olmakla bulmuşlardı. Bu onlarda bir alışkanlık yaratmış olmalı ki 1950’den sonra iktidara gelemediler ama alışkanlıklarını bırakamadılar; hiç olmazsa parti içinde itibarlı olmaya çalıştılar. Şimdi herhangi bir birimde bir seçim var deyin, birbirlerini yerler, o birimde seçilebilmek için; ama kapı komşusuna gidip bir çay içip onu partilerine davet edemezler. Tersine kendi partilerine oy vermeyen her kadın cahildir, Dünya’nın gidişatından, ülkenin halinden habersizdir. Dahası, kendilerini partiye ömrünü vermiş, özverili, çalışkan partili sayarlar. Bu sıfatı nereden alırlar, bilinmez. Mesela sorun; köy ekipleri, mahalle ekipleri, site ya da bölge ekipleri var mı; seçim sürecinden önce kaç mahalle gezmişler, kaç kişiyle diyalog kurmuşlar, partiye kaç üye kazandırmışlar?
Sorunuza cevap bile alamazsınız.
Kadın kolları Genel Başkanın sorun, neler yapıyorsunuz, deyin mesela, size, o elitist gülüşüyle üç gün yaptıklarını anlatır; ama partiye kazandırdığı bir şey yoktur.
Örneğin kadınların insanlarla ilişki kurabilmelerinin yollarını, iletişim ve propaganda yöntemlerini, partinin ideolojisini ve bunun başkalarına aktarılmasının yöntemlerini öğretmiş midir kadınlara? (Bu soru, “Gençlere” diye başlayan bir cümle ile de sorulabilir, ilgililerine.)
Bu anlattıklarımın genel cevabı şudur: CHP, Kadın Kolları dahil, baştan sona yeniden örgütlenmelidir. Akıl var mantık var, 11.000.000 üyesi olan bir partiyle 1.200.000 üyesi olan bir parti başa çıkabilir mi?
Hoca demiş ki:
Yatsı namazını ne kadar geç kılarsan o kadar sevap…
Erenler yükseltmiş sesini:
Hiç kılmazsan var ona göre hesap et sevabını.
A.Ümit Aloğlu, 23.07.2023, Kuzucubelen