Darbe teşebbüsünün ezilmesi fırsata dönüştürülmeli diyenler çoğunlukta.
Eğer öyle bir niyeti olan varsa, gerçeği görerek geleceğimizi şekillendirecek bir proje hazırlamalıdır. Projenin ise şu soru üzerine bina edilmesi gerekir.
*FETÖ, devlete nasıl sızdı, devlete sızacak kadroları nasıl hazırladı?
Sorunun akla gelen en basit yanıtları şunlar:
1- Bu örgüt, devlete "tevhid-i tedrisat" yasasının delinmesiyle açılan kapılardan girdi.
2- Cemaate gerekli olan elemanları yetiştirecek okullar, dershaneler, üniversiteler açtı.
3- İhtiyacı olan alanlara eleman yetiştiren okulların öğrenci seçme sınavlarının sorularını çaldı.
4- Okullarda ve kurumlarda üyelerinin önünü tıkayan unsurları, ailelerini, geleceklerini, umut ve hayallerini düşünmeden acımasız bir zalimlikle eledi.
5- İşe alımlarda örgüt üyelerinin kayrılmasını sağlayarak elemanlarını dilediği yerlere yerleştirdi, devlete sızdı, kurumları ele geçirdi...
Bu gerçekler bilindiğine göre, asker, polis, eğitim ve yargı gibi önemi tartışılamaz kurumların, ittifak döneminde kendilerine verildiğini bildiğimiz Feto örgütünün çalışma disiplini ve elemanlarının kendilerini gizleme metotları dikkate alındığında, devletten kolay kolay uzaklaştırılamayacağı açıktır. Bu nedenle, olaya salt temizlik harekatı mantığı ile bakmamak gerekir:
a) Örgüte eleman yetiştirilmesinin önü kesilmelidir.
b) Örgüte hayat veren siyasi ortam süratle demokrasiye evrilmelidir.
C) Örgütün yaşamasını, yayılmasını sağlayan para muslukları kapatılmalıdır.
d) Örgütün kendisine taraftar edinmesine olanak verilmemelidir.
Bu bağlamda örgütün dershaneleri kapatıldığında bilerek ya da sehven akıl almaz bir yanlışlık yapılmıştı, öğrenim hayatında çoğunlukla sınav senesinde örgütle karşılaşan gençler, dershaneler okula çevrilerek yıllarca örgütün etki alanına sokulmuş, ayrıca da devletçe parasal destek sağlanmıştı. Şimdi bu yanlışlıktan dönüldü, ancak bu yeterli değil; şunlar mutlaka yapılmalıdır:
a) Eğitim politikaları, başıbozukluktan kurtarılmalı, bir bütünlük kazanmalı, her önüne gelen dernek, vakıf, cemaat çocuklarımızı eğitmeye yeltenememelidir.
b) Yükseköğretim yurtları devletin kontrolüne alınmalı, bütün dini cemaatlerin etkisinden uzak tutulmalıdır.
b) İmam Hatipler revize edilmeli, bütün okullarımızda eğitim Cumhuriyetin kurucu iradesinin ayarlarına döndürülmeli; akla, bilime, özellikle de deneysel bilimlere önem veren laik eğitim yeniden ihya edilmelidir.
c) Çocuklarımızın kafaları hurafeyle doldurulmamalı, her yavrumuz, çağdaşlarıyla yarışabilecek düzeye getirilmeli; bunun için ezberci, çağ dışı eğitimden uzaklaşılmalı; uygulamalı, yoğaltan değil üreten, dünyaya pozitif açılardan bakabilen, okuyan, yazan, yorumlayabilen, değerlendirme yapabilen, eleştirme yeteneği gelişmiş, öğrenmeye açık insanlar olarak yetiştirilmelidir.
****
Değilse Feto hareketi ya da ona benzer bir zihniyet ülkenin tepesinde Demokles'in kılıcı olarak sürekli sallanacaktır.
Ahmet Ümit Aloğlu