HDP, siyasi hayatında bu günlerde tartışıldığı kadar tartışılmadı, ülke gündeminde yer almadı hiç!
Millet İttifakında yer alıp almamsı tartışıldı, tartışılıyor.
3.İttifak bağlamında konuşuldu, konuşuluyor.
Anahtar parti olması bağlamında konuşuluyor.
APO ile ilişkiler ve Eski Eş Başkan Selahattin Bey bağlamında konuşulyor. Bu tartışmayı bizzat Cumhurbaşkanı taşıdı gündeme.
PKK ile ilişkiler ve PKK ile bağları var -yok bağlamında konuşuluyor.
Kayyumlar konusu hiç gündemden düşmüyor.
CHP ve İYİ partinin kurmaya çalıştığı Türkiye ittifakına çağrılmamış olmaları, içinde bulunduğumuz günlerin temel tartışması.
Bu tartışmada masada HDP de olmalıdır diyenlerin temel argümanı, sayılardır.
Bu bağlamda deniyor ki Cumhur İttifakı %40 bandında. Millet İttifakı da %40 bandında. Anahtar parti HDP’dir; çünkü HDP’nin oyu %12- %14 bandındadır.
Burada şu gerçeği anımsayan çok az:
halinde yükseltmiştir.
Ancak, milletvekilliği seçimlerinde ülkedeki demokratik unsurlar HDP’nin parlamento dışında kalmasına razı olamadıkları için kendi partilerine değil, doğru bir duruşla HDP’ye oy verdiler. Gerçekte HDP’nin oyu %6-7 bandındadır diyenlerin sayısı azımsanamayacak kadar çoktur.
Önümüzdeki seçimlerde bu kitle HDP’ye oy vermezse ne olacak sorusu, oldukça düşündürücüdür.
Bir diğer husus ise HDP’nin ittifaka katılması halinde kendi seçmeni yanında MHP, İYİ Parti, AKP ve BBP’nin acar dili karşısında hem HDP’nin hem de müttefiklerinin saldırıları, iftiraları ve suçlamaları karşısında savunmasız kalacağı gerçekliğidir.
Dahası, partinin kapatılması istenen, bütün seçilmişleri tutuklanan, belediyelerine kayyum atanan ortamda “”CHP, yani Kılıçdaroğlu neden HDP’yi masaya çağırmıyor”” diye yaygara koparmak, ne kadar ucuz ve kolay!
Ya partilerin ideolojik yapısı? HDP kendini sosyalist parti olarak lanse etmese de sosyalist takılıyor. Marjinal demeyeyim, oyu şimdilik epeyce az olan sol partileri parlamentoya taşıyarak demokratik bir siyasi ortam yaratmayı amaçlıyor. Hal böyleyken doğal müttefiki kabul ettiği o sol partiler Türk sağının önde gelen partileriyle ve kişileriyle bir arada olmak isterler mi? Bu partilerin tabanı böylesi bir birlikteliği ister mi?
Şu soru ise aklımı iyice karıştırıyor:
Yalnız bu eleştirmen arkadaşların düşünme yeteneği var; ama altı partinin üyelerinin, ileri gelenlerinin, kurmaylarının, parti meclislerinin. genel başkan yardımcılarının, genel başkan danışmanlarının vs.vs. akılları yok diyebilir miyiz?
Türkiye’nin siyasi bilinci en yüksek seçmeni HDP seçmenidir. Bu seçmen, partisinin neden ittifaka katılmadığını da hangi seçimde kime oy vereceğini de kendilerini siyaset ombudsmanı zannedenlerden çok daha iyi bilir.
A.hmet Ümit Aloğlu