Ülkemizde bazı işler kolay yapılır. Örneğin muhalefete muhaliflik kolay yapılan işlerdendir.
Aydın olmak, analitik düşünmek ( bir sorunu, tümden gelim yöntemi ile bütünü parçalarına ayırarak çözmek) bu niteliklerin bütünleyicisi olarak halkı aydınlatarak sorunlarına çözüm getirmek, özverili ve cesur olmak… gibi vasıflarımız iyi gelişmediği için, geliştirilmediği için, hatta gelişmesine bile isteye engel olunduğu için ülkemizde eleştiri, eleştirel zeka dolayısı ile çözüm önerileri de içeren eleştiri gelişmemiştir. Kendini aydın sanan bir gurup da, gerçek aydın olamadıklarından aydın görünebilmek sevdasıyla eleştirilmesi gerekenleri değil, fikir ahlakı ve aydın olmanın gereği olarak desteklenmesi gerekenleri eleştirirler. Çünkü bu, hem risksiz hem de kolaydır.
Örneğin Türk beyaz yakalıları, tanımlamaya çalıştığım tipin ilginç bir örneğidir: Ülkede pahalılık almış başını gitmiş, enflasyon %200’leri bulmuş, Türk lirası dünyanın en değersiz ikinci parası olmuş, bütçe olağanüstü açık vermiş, dış borçlar katrilyona dayanmış, ülkede zarar etmeyen kurum kalmamış, varlık fonı bile akla sığmaz ölçülerde zarar etmiş; sağlık çökmüş, eğitim ortaçağ bataklığına saplanmış, sağlıkla işleyen tek kurum kalmamış; fakat bizim keskin solcu muhalif aydınımız iktidarı değil, muhalefeti eleştirir; o gün rüyasında gördüğü konforun hayata geçirilmesini ister; iktidardan değil, muhalefetten. Elbette gerçekleşmez beyefendini istediği. Pekiyi kimdir sorumlusu bunun? Elbette beyefendilere göre şu ya da bu eksikleri, çapsızlıkları ya da korkaklıkları nedeniyle muhalefet liderleri ve yarınlarda yerleri sağlam olsun diye onlara yağcılıktan başka bir vasıfları olmayan çapsız çevrelerindekilerdir, Pekiyi bu zevat neden iktidarı eleştirmez? İktidarı eleştirmek zordur, risklidir. Muhalefete neden miting yapmıyorsunuz, neden kapı kapı gezip halkı aydınlatmıyorsunuz kabilinden çözümler(!) önermek kolay; ama iktidarı eleştirdiğinizde onlara sorunların çözüm yolları, yeni politikalar önermek biraz politik bilgi, biraz siyaset bilimi ve entelektüel bikrim ister. Bunlardan yoksul olduğunu bilen, bunu gizlemenin yolunu da lafazanlıkta bulan bu kafalar, giderek ülkedeki kadın ölümlerinden, cinsel tacizlerden, çocuk evlenmelerinden pahalılığa / enflasyonun azmasına kadar her türlü olumsuzluğun sorumlusu muhalefettir, çünkü muhalefet etmeyi bilmiyorlar demeye kadar götürürler işi.
Ülkenin koşulları nedir, insanlarımızın eğitim ve fikir yapısı nedir; insanlarımızın davranışlarını biçimlendiren faktörler nelerdir. Dünya koşulları nelerdir gibi yüzlerce soru cevap beklerken bu zevatın keskinliği, insanın aklına V.İ. Lenin’in “Sol Komünizm”i bir çocukluk hastalığı olarak nitelendirilmesini getiriyor. Zor bir hastalıktır, eylem içinde denemeden hastaları sağlıklılardan ayırt etmek de zordur. Bu hastalara bu tavırlarıyla iktidara hizmet ettiklerini anlatmak ise hepsinden zordur.
A.Ümit Aloğlu, 01.02.2023,Kuzucubelen