Ülkemizde bütün sorunlara, yüzeyden bakılır; dile de öyle bakılıyor. Örneğin, "Milli Eğitim Şurası" toplandı. Şu söze bir bakın; kaçta kaçı Türkçe? "Milli" Türkçe değil, "Şura" Türkçe değil. Geriye kalıyor eğitim. Onun da içini boşaltıp ucubeye çevirdiklerine göre ortada bu ulusun gençliğinin geleceğe hazırlanmasını sağlayacak bir kurum kalmadığı gibi bunu düşünüp düzene koyacak bir kurultay da toplanmıyor. Yapılan kurultay bu topraklarda yaşayan insanların çocuklarının eğitimine yön vermeyi amaçlasa, dil sorununa böyle bakabilir mi?
Neymiş, çocuklarımız, dedelerinin mezar taşlarını okuyamıyormuş. Okusalar ne olacaktı? Hem kaç kişi okuyabilecekti Allah Aşkına? Toplumun sadece % 8’ü, bilemediniz %10’u. Okuyabilenler Samanyolu Galaksisini mi fethedeceklerdi? Nobel ödülleri alacak, çağın bilimine ve teknolojisine yön mü vereceklerdi? Bu tür akıl almaz savlar ileri sürenler Osmanlıcayı ne sanıyorlar? Mezar taşında ne yazar Anadolu insanının? Ölüm tarihi, baba adı. Doğum- ölüm yılı. Bir de biraz mermerciye, taş ustasına verilecek parası varsa çoluk çocuğunun, bir ayet... Ayet zaten Osmanlıca değildir. Arapçadır. Ayetler kitabı Kur’an’ı anlamak hiçbirinizin haddi değildir. Yüzyıllardır açıklanıyor, yorumlanıyor, hâlâ anlaşıldığını söyleyemiyor kimse. İnsanlar dilleriyle tapınırlar. Biz bilmediğimiz Arapçayla tapınıyoruz. Tapınırken söylediklerimizin ne demeye geldiğini anlamıyoruz.
Anlayabilsek, insanımızı Allah'la aldatabilir misiniz? Hem, Osmanlıca diye bir dil mi var? Diller, milletlere özgüdür. Arapça, Arapların; Fransızca, Fransızların; Rusça Rusların dilidir. Osmanlı diye bir millet var mı? Pekiyi, yavrularımız Arap Alfabesini öğrenince ne kazanacak? Arap alfabesini bilmek Osmanlıca öğrenmek midir? Bırakalım yavrularımızı, örneğin siz biliyor musunuz Osmanlıcayı? Örneğin, Baki'yi, Taşlıcalı Yahya'yı, Necati'yi, Nabi'yi, Naima'yı anlıyor musunuz? Diyelim okullarımızda her dersi erteledik, Osmanlıca öğrettik çocuklarımıza; anlayabilecekler mi şu beytini Nef'î'nin? “Levh-i mahfûz-ı suhandir dil-i pâk-i Nef'î /Tab'-ı yârân gibi dükkânçe-i sahhâf değil” Diyelim ki bu beytin Arap harfleriyle yazılışını okudular, hatta beyitteki sözcüklerin anlamlarını bile sözlüklere bakmadan bildiler, beyti anlayabilirler mi? Vazgeçtim yavrularımızın anlamasından, siz anlayabilir misiniz Beyler?
Size kimse, insanların ancak ve en iyi biçimde anadilleriyle düşünebildiklerini, ancak anadilleriyle sanat, fikir ve bilimsel düşünce üretebildiğini öğretmedi mi? Ey Osmanlıcacılar, Allah için bir karşılaştırma yapamaz mısınız; bu ulus, altı yüz yılda ne üretti bilim adına, sanat adına, kültür adına? Bunları, Cumhuriyet döneminde, özellikle dil devriminden bu yana bilim alanında, sanat alanında, kültür alanında ve evet din alanında, inanç alanında ürettikleriyle bir karşılaştırır mısınız? Hangisi daha yetkin ve daha çok? Halkı daha rahat ve daha çok sömüreceğiz diye neden yapıyorsunuz bu kötülüğü, bu ulusa? Neden bu ulusun çocuklarını mankurtlaştırıyorsunuz? Neden aynı zamanda kendi ayağınıza balta vuruyorsunuz? Bu insanlar sizin bu yanlış, akıl almaz dayatmalarınızla bir şey üretemez hale gelince neyini sömürecek, neyini alacaksınız elinden?
Emperyalist Liberalizm bile bu kadar acımasız ve aptal değildir. Bırakın insanlar dilini geliştirsin; gelişen diliyle daha yoğun düşünebilsin, bilimde de kültürde de ilerlesin; ne istiyorsunuz bu üstün yetenekli ve yüce gönüllü halktan?
Ahmet Ümit Aloğlu
2Kasım 2021, Kuzucubelen.