İtibar, yani saygınlık… Buna biz güvenilir olmak da diyebiliriz. Her devlet saygın olmak ister. Bu ona güvenilirlik getirir. Güvenilirlik devletin dostlarını artırır. Dostları çokluğu ilişkileri ve ticareti geliştirir, zenginliği artırır. Zenginlik adil bölüşüldüğünde ülkede refah artar. Refah içinde yaşayan halk, mutlu olur. Halkı mutlu olan halk itibarlı olur. Bu kutlu döngü adaletle sağlanır.
Ne kadar saray, ne kadar yalı, yazlık kışlık malikane yaparsanız yapın itibarlı olamazsınız; çünkü itibar bunlarla sağlanmaz. Kurumlarınız doğru işliyorsa, ülkenizin hukuk sistemi evrensel ölçülere uygun olarak adilane işliyorsa, dünya ile ilişkileriniz “yurtta barış, dünyada barış” ilkesi doğrultusunda ve kazan kazan ekseninde ise ilişkide olduğunuz devletlerin kimliğine , değerlerine saygı gösteriyor ve onlardan saygı görüyorsanız itibarlı olursunuz.
Sayıştay raporlarını okuyoruz, tv’lerden her gün bir kurumun işleyişini öğreniyoruz, ülkede yolsuzluğa, suiistimale, rüşvete, kayırmacılığa, hırsızlığa… bulaşmamış bir tane kurum yok. Devletin bu kurumlarını yönetenlerin neredeyse hepsi bir eli yağda bir eli balda yaşıyor; buna karşın halkın büyük bir çoğunluğu çok ciddi geçim derdi çekiyor… İşte itibarsızlık buradan başlar.
Size çok sevdiğiniz Osmanlı’dan bir örnek vereyim: Osmanlı İstanbul’u almış, devlet İmparatorluk düzeyine yükselmiş, Çok güçlü bir devlet olmuş. Ancak ülkede güçlü bir iktisadi düzen kurulamamış. Halk yoksul. Padişah II. Bayezit. İki oğlu var. Şehinşah, Karaman Valisi; Selimşah Trabzon valisi. İkisi de kendilerine Bursa varidatından gönderilen harçlıkla yetinemiyor. Selimşah ikide bir babasından yardım istiyor, Galata tüccarlarından borç almaya kadar götürüyor işi. Şehinşah’a sınır kalelerini onarsın diye para gönderiliyor. Padişah oğlu, bu paranın bir kısmını kendi ihtiyaçları için kullanıyor. Saraydan bir emir gidiyor vilayetlerin kadılarına: Selimşah, kendi borçlarını tasarruf yapıp ödesin. Şehinşah’ın kendisi için kullandığı para, harçlığından kasislin. Öyle de yapılıyor. Osmanlı büyümeye devam ediyor. İmparatorluk en yüksek seviyeye kanunî döneminde ulaşıyor. Ancak bu dönemde devlet çarkı bozuluyor. Hazine boşalıyor, Lüks ve şatafat son hadde ulaşıyor, halk fukaralaşıyor, her tarafta isyanlar çıkıyor. Osmanlı da küçülmeye başlıyor. Ne anlattım şimdi ben?
Ahmet Ümit Aloğlu